Türkiye’nin başına gelen bu darbe felaketini hepimiz bir bütün olarak, birleşerek, kucaklaşarak atlatmaya çalışıyoruz. Devlet büyüklerimiz şimdi temizlik yapıyorlar. Devletin her kademesi tepeden tırnağa yenileniyor. İnşallah çocuğumuz, torunumuz bir daha böyle felaket yaşamayacak.
Bu temizlik futbolumuzda da yapılmalı. Bakın, Galatasaray, Fenerbahçe, Beşiktaş, Trabzonspor taraftarları hep beraber toplanarak İstiklal Caddesi’nde tek yürek oldular ve büyük bir yürüyüş yaptılar. Darbecileri protesto ettiler. Türkiye Cumhuriyeti’ne sahip çıktılar. İlk defa böyle bir şey gördüm. Neden şimdiye kadar bu büyük taraftar toplulukları bir araya gelip tek vücut olamadılar. Bunu iyi analiz etmek lazım. Bu taraftarları birbirleriyle düşman olsun diye kim yönetti, yanlış yollara saptırdı.
Bugün statların çoğu boş. Fenerbahçe, Monaco ile oynuyor tribünler boş. Kombine satamıyorlar. Galatasaray’da aynı durumda. Dört bin kombine satmış. Taraftarlar maça gelmiyorlar. Ve eski düzen devam ettiği sürece gelmeyecekler de. Türkiye Futbol Federasyonu Başkanı Yıldırım Demirören ve Kulüpler Birliği Başkanı Göksel Gümüşdağ çok büyük savaş veriyorlar. Futbolumuza kalite gelsin, fair-play gelsin diye. Eski kafalı yöneticiler olduğu müddetçe takımlar başarılı olamayacaklar.
Madem Türkiye’ye OHAL geldi, bu durum futbolumuzun da içine girmeli. Kulüpler Yasası mecliste bekliyor. Bu yasa acilen çıkarılmalı. Artık taraftarı sokağa dökme devri bitmeli. Kanunlar, tribünlere oynayan yöneticilere müsaade etmemeli. Madem Türkiye’nin her kurumunda temizlik yapılıyor, bu futbolda da gerçekleşmeli. Şu anda tam fırsatı... Bizim Avrupalılardan eksiğimiz ne? Neden biz onlar gibi sporun zevkini, tadını çıkaramıyoruz. Benim memleketim, benim Türkiyem dünyanın en güzel ülkesi. Neden biz bunun tadını çıkarmayalım. Dilerim başımıza gelen bu felaket son olur.
Böyle transfer yapılmaz
Fenerbahçe futbolcu transfer ederken kimi isterse dallandırmadan budaklandırmadan gidip alıyor. Ardından da ilk maçta oynatıyorlar. Monaco karşısında Skrtel, Nuestadter ve Wiel, üçü de oynadı, başarılı oldu. Galatasaray’da ise transferleri kim yapıyor bilemiyorum.
Rodallega’yı almak istiyorlar. Haziran sonuna kadar 1,5 milyon euro bonservis parası yatırılmış olsa bu oyuncunun transferi gerçekleşecek ve sarı-kırmızılı formayı giyecekti. Yönetim bunu yapmadı. O süreyi kaçırdı. Şimdi Akhisar kulübü Rodallega için 3,5 milyon euro istiyor. Galatasaray ise takasla bu transferi gerçekleştirmek istiyor. Akhisar’ın hocası Cihat Arslan ile konuştum, ‘Osman abi biz ne Donk’a, ne Tarık’a, ne Olcan’a, ne de Umut’a aldıkları parayı veremeyiz.
Emenike’den utanın
Emenike’ye ne kadar saygı duysam azdır. Fenerbahçe kendisini BAE’ne gönderdi boynunu eğdi gitti. Daha sonra İngiltere’ye gönderdi, oraya da gitti. Tek hedefi vardı. Sarı-lacivertli forma ile başarılı olmak. Monaco karşısındaki Emenike’yi seyrederken inanın gözlerim doldu, saygı duydum. Dişiyle tırnağıyla kazıyarak formayı kaptı.
Şimdi Galatasaray’a bakıyorum. Olcan’a, Tarık’a bi de Umut’a... Yönetim, ‘Kendinize kulüp bulun, takıma faydalı olamıyorsunuz’ diyor. Bu arkadaşların verdiği cevap ‘Biz Galatasaray’dan iyi para alıyoruz. Bize bu kadar parayı hiçbir kulüp vermez. Başka kulübe kiralık gitsek bile paramızı Galatasaray versin.’
Bi Emenike’nin zihniyetine bakın, bi de bu üçlünün zihniyetine... İnsan biraz utanır, yüzü kızarır. Tarık ve Olcan, Galatasaray’a faydalı olmak için hiç gayret göstermediler. Aldıkları iyi parayı helal ettirmek için hiç uğraşmadılar. Şimdi de direniyorlar. Hamit Altıntop’a da kızarım. Ama son yaptığı hareket kendini affettirdi, ‘Bana hiç peşin para vermeyin, oynadığım müddetçe maç başı olarak bana para ödeyin’ dedi. Ve şu an takımına faydalı olsun diye kendini parçalıyor. Ve eski günlerine dönmek üzere.
Galatasaray Yönetimi, Umut’a, Tarık’a ve Olcan’a taviz vermemeli. Madem gitmek istemiyorlar, gitsinler alt yapıda Eboue gibi idman yapsınlar, paralarını alsınlar, futbol hayatlarını bitirsinler.