Dünya Kupası'nı buruk da olsak seyrediyoruz. Bende şok yaratan müsabaka, Arjantin-Suudi Arabistan maçı oldu...
Suudiler favori gösterilen Arjantin'in resmen içinden geçti. Üzüldüm mü, hayır; hatta sevindim. Icardi, Galatasaray'da harikalar yaratıyor. Messi'nin tavır koymasıyla milli takıma çağrılmadı. Şimdi seyrediyorum Messi'nin takımında Icardi'nin yapacağı görevi üstlenecek futbolcu yok. Futboldaki adalet de böyle tecelli ediyor.
Icardi gerçekten çok büyük bir yıldız. Sarı-kırmızılı formayla Beşiktaş ve Başakşehir maçlarında attığı ve attırdığı gollerle kendine geldi. Hele Başakşehir maçında Kerem'e yaptığı asist, gerçekten dünyanın en büyük yıldızlarının düşünebileceği bir görüntüydü. Maçın sonlarında yine sağ çizgiden topu sürerek Kerem'e attırdığı diğer gol ise bütün futbol severleri başka bir dünyaya götürdü.
Kerem Aktürkoğlu sezon başından beri sorunlar yaşadı. Bir türlü isteneni veremedi. Hepimiz tarafından çok eleştirildi. Ama şimdi aklını başına topladı. Icardi, Mertens, Rashica gibi yıldızlarla oynamanın avantajlarını kullanmaya başladı. Bu tutumunu devam ettirirse beraber oynadığı yıldızlarla kendisi de çok büyük bir yıldız olacak ve takımına gol yollarında çok büyük katkı verecek.
Gelelim Yunus Akgün'e... Kendi içinde yine kendinden kaynaklanan sorunlar yaşadı. Çok kötü oynadığı maçlarda bile hocası Okan Buruk, öğrencisine forma verdi. Fakat bir türlü toparlanamadı. Son oynanan Ofspor maçında ise herkesi çıldırttı ve kesik yedi. Başakşehir maçı kadrosuna alınmadı. Hocası Yunus'tan vazgeçmedi. Şimdi herkesten duyuyoruz, Yunus gönderilecek hatta takasta kullanılacak diye... Kesinlikle böyle bir şey yok. Şu an arkadaşları tatil yaparken Yunus, Okan hocanın verdiği program dahilinde kondisyonerle ve hocayla devamlı idman yapıyor. Dünya Kupası'ndan sonra başlayacak Süper Lig'de hepimiz farklı bir Yunus seyredeceğiz.
Peki, Rashica'yı kesebilir mi? Bana göre kesemez ama iyi bir Yunus arkadaşlarıyla rekabet ederse bu takımın içinde her zaman yer alır. Sağ çizgide, sol çizgide, orta sahada oynayacak kapasitesi var. Bakalım bu ikinci şansı nasıl değerlendirecek, ben de merakla bekliyorum.
Bir haftada üç can
İnsan sevdiklerini kaybedince ister istemez psikolojisi bozuluyor. Zincirlikuyu Camii'nden Hıncal Uluç'u, Levent Camii'nden Yavuz Kocaömer'i ve Eyüp Sultan Camii'nden Abdurrahim Albayrak'ın torunu Batuhan'ı son yolculuklarına uğurladık. Canımız çok yandı. Hıncal abi ustamızdı, ailemizden biriydi. Vefatı canımızı çok yaktı. Yavuz Kocaömer, Anadolu Hisarı'ndan çocukluk arkadaşımdı. Engellilerin babasıydı ve herkes tarafından çok sevilen bir insandı.
Batuhan'ı henüz 15 yaşında toprağa verdik... Allah böyle bir acıyı hiç bir anne-babaya yaşatmasın, bu sevdiğimiz insanların mekanları cennet olsun, nurlar içinde yatsınlar.
Başkan sözünü tutmalı
Her fırsatta Hasan Doğan'a rahmet okurum. Gerçekten çok iyi ve mert adamdı. MHK'deki sorunları bitirmek için de çok savaş verdi. Bir nebze olsun da başarılı oldu. Şimdiki federasyon başkanımız Mehmet Büyükekşi de kesinlikle iyi niyetli, hep Hasan Doğan gibi adaletli davranmak istiyor.
Şu an Dünya Kupası'nı seyrediyoruz ve keyif almıyoruz. Bu turnuvada milli takımımızın olmayışını kabul edemiyoruz. Aynı şekilde Zambiyalı, Angolalı, Mozambikli, Birleşik Arap Emirlikli hakemler maç yönetirken neden bizim Türk hakemi yok? Ben bunu içime sindiremiyorum.
Türkiye'de top koşturan yabancı oyuncular, Dünya Kupası'nda oynayıp gol atarken tabii ki seviniyoruz. Ama Türk Milli Takımı ve hakemlerimiz bu organizasyonda olmayınca ne kadar sevinebiliriz? Kendimizi kandırıyoruz sadece.
Federasyon başkanımızın sözü var; 'Kasım ayını bekleyin, MHK'de operasyon yapacağım' dedi mi, dedi. Ben şimdi bu turnuvayı seyrederken Türk futbolunun en büyük sorununun hakemler olduğunu düşünüyorum. Ve Sayın Büyükekşi'den sözünü tutmasını bekliyorum.