Devre arası yaklaşıyor. Yine Galatasaray’da transferler konuşulmaya başlandı. Peki şu anda futbol takımı taraftara güven vermiyor. Bu sorunu yeni alınan oyuncular çözecek mi? Kesinlikle çözmeyecek. Yönetim yanılgıya düşüyor. Sarı-kırmızılı takımın kadrosu mükemmel. Sorun bu kadrodan yeteri kadar performans alınmaması. Bütün sorun bu.
Kadronun içinde işlenmemiş altınlar var. Mesela, Sinan Gümüş, Mustafa Denizli zamanında nasıl patlama yaptı. Her maç iki gol atıyordu. Avrupa’da ismi konuşulmaya başlamıştı. Sinan nasıl o hale geldi. O zamanki hoca Denizli, Sinan’ı nasıl hazırladı. Şu anda birilerinin Sinan ile konuşması lazım. Linnes ve Tolga da işlenmemiş altınlar. Linnes’i sağ beke, orta sahaya, sol beke, sol açığa koyabilirsin. Nerede oynarsa oynasın, şu anda forma giyenlerden daha etkili olur. Ama Linnes’e o özgüveni kim verecek?
Tolga Ciğerci... O da işlenmemiş altın. Koşuyor, mücadele ediyor ama topu etkili kullanamıyor. Tolga’nın da ilgiye ve eğitime ihtiyacı var. Eren Derdiyok... Avrupa’nın en iyi hava toplarına hakim forveti. Bu sistemde, bu oyun düzeninde çok yakında Eren de defolu diye ıskartaya çıkacak. Semih diyoruz... Altyapıdan çıkan bir futbolcu. Bir zamanlar milli formayı da giydi. Bu ismi sağ bekte de kullanabilirsin. Şu anda oynayanlardan on kat daha iyi.
Dönüp dolaşıp nereye geliyoruz... Tabii ki futbol aklına. Galatasaray’ın elinde alternatifini bulamayacağı bir teknik direktör vardı. O teknik direktöre bir sürü sözler verildi. Hiçbiri yerine getirilmedi. Üstelik Burak Yılmaz gibi bir golcüsü Çin’e satıldı.
Şimdi Galatasaray’ın sorunu ne?.. Teknik Direktör. Sen elindekini değerlendirme, şimdi sızlan, ne yapacağım diye düşün. Riekerink kötü insan mı? Hayır. Peki Galatasaray’daki bu işlenmemiş altınlardan ne kadar faydalanabilir? Bunu hepimiz görüyoruz. Bırakın faydalanmayı elindeki değerleri kullanamıyor, kaybediyor.
Puan durumuna hepimiz bakıyoruz. Riekerink’in takımı lig üçüncüsü. Bu insanları tatmin ediyor mu? Tabii ki etmiyor.
Bakın yine söylüyorum, Galatasaray’a iyi bir futbol aklı lazım. Transferde stoper, forvet alacağız, yine dünyanın paralarını vereceğiz gibi düşünceler içine kimse girmemeli. Galatasaray’ın yeni isimlere ihtiyacı yok. Umarım her transfer döneminde olduğu gibi yine hatalar yapılmaz.
Olmadı Aziz başkan
Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıldırım’ı çok severim. Çok çile çekti, ama o da dimdik ayakta. Tabii bu demek değilki her konuştuğuna ‘bravo başkan’ diyelim.
Salı günü Obradovic ile üç yıllık yeni sözleşme imzalandı. Başkan mutluluğunu ifade ederken, Obradovic’in milli takımı çalıştırabileceğini de söyledi. Ben buna nasıl katılırım. Ergin Ataman, hem milli takımı hem Galatasaray’ı çalıştırırken Aziz Başkan kıyametleri koparıp, ‘Kulüp takımı çalıştıran coach, milli takımı çalıştıramaz. Ergin Ataman gidecek. Ya milli takımı, ya Galatasaray’ı tercih edecek’ diyordu.
Bugün ‘Obradovic için milli takımı çalıştırabilir’ diyor. Ergin Ataman da Türkiye’nin Obradovic’i... Galatasaray kendisine Fenerbahçe’nin hocasına sunduğu imkanları sunsa Ataman da Euroleague kupasını alabilir. O da bizim bir değerimiz. Basketbol Federasyonu Başkanı Hidayet Türkoğlu’nun Obradovic’in milli takımı çalıştırma fikrini aklının ucundan bile geçireceğini düşünmüyorum. Adalet varsa herkes için var.
Arda benim kahramanım
Cumhurbaşkanı’nı neden çok seviyorum biliyor musunuz? Dimdik durduğu için. Benim büyükbabam Atatürk’ün berberiydi. Bizim ailemiz oralardan bugünlere geldi. O günkü şartlarda büyük Atamız da dimdik ayakta durdu, Cumhuriyeti kurdu. Evet, Cumhurbaşkanımız da yıllar sonra öyle bir liderlik yapıyor ki dimdik ayakta duruyor. Ne Avrupa’nın ne teröristlerin baskıları kendisini bükemiyor.
Arda Turan da benim futboldaki kahramanım. Öyle bir kulübe transfer olduki dünyanın en büyük yıldızlarıyla forma savaşı veriyor ve ayakta duruyor. Hafta sonunda Real Madrid maçında bir tek faul yaptı diye üç gündür İspanyol basını Arda’yı çarmıha gerdi. Arda ile konuştum. Morali çok bozuktu. Ama dimdik ayakta durdu. Üç gün sonra Şampiyonlar Ligi maçında Mönchengladbach’ı o kadar yıldız içinde tek başına yıktı.
O kendini yerden yere vuran İspanyol gazeteleri tükürdüklerini şimdi yalıyorlar. Manşetlerde ‘büyük Turco’ diye övgüler yazıyorlar. Ben bu Arda’yı nasıl sevmiyim. Bu Arda benim kahramanım nasıl olmasın.