Elazığspor maçında kaybedilen puanın hiç önemi yok. Bu grubu Galatasaray, Tuzlaspor’un, Elazığspor’un, Erzincanspor’un üstünde birinci olarak bitirir.
Ama ortaya konan futbol herkesi rahatsız ediyor. Bursaspor maçını kazanmışsın, iyi de futbol oynamışsın, burada futbolcuların taraftara, ‘Bakın biz iyi takımız, rakip kim olursa olsun, yüreğimizi sahaya koyuyoruz. Biz artık geri döndük, bütün problemleri bitirdik!’ diyerek güven vermesi gerekirdi.
Ben şimdi sizlere soruyorum; Cenk Gönen’den başka yedek kim var takımda? Cavanda mı, yılda 1 milyon 830 bin euro alıyor, Josue mi, Sinan Gümüş mü, Hamit Altıntop mu... Riekerink’in ‘Oynamayan futbolculara şans verdim’ demesini kabul etmiyorum. Burada tartışılacak konu Galatasaray’da kaç tane birinci sınıf futbolcu var. Yasin Öztekin, yedek futbolcu mu? Tamam koşuyor, mücadele ediyor, final paslarına gelince, sıfır.
Ya Sinan; koşuyor, mücadele ediyor, bal vermeyen arı gibi.. Peki soruyorum, Sinan da birinci sınıf futbolcu mu? Hele oyundan çıkarken o afrası tafrası, eldivenleri atması tam ‘Robben’ Sinan olmuş, derebeyliğini ilan etmiş, ‘Beni kimse sahadan alamaz’ diyor.
Kulübede iyi bir hoca olsa, o Sinan Gümüş’ün eldivenlerini alır, kafasına atar. Ama maalesef teknik direktörü kimse takmıyor dediğimizde bizi eleştiriyorlar.
Hamit’i teknik direktör oynatmıyor, inanın orta sahada Hamit kalitesinde bir futbolcu yok. Yarım saat olsun, 45 dakika olsun oynasa takıma büyük katkı sağlar.
Semih Kaya, yedek futbolcu mu? İyi bir teknik adam, stoperde kullanmıyorsa sağ bekte Semih’i kullanır. İnanın on tane Cavanda eder. Carole hücuma iyi çıkıyor da ya defansif görevi? Kimseyi de taktığı yok, kafasına göre futbol oynuyor. Böyle olmamalı.
Bütün futbolcular döviz bazında para alıyor. Kulüp bu paraları ödemek için çok zorlanıyor. Takım kötü futbol oynayınca tribünlere 2 bin taraftar geliyor.
Halbuki bütün futbolcular Bursaspor maçındaki mücadeleyi ortaya koysalar, rakip kim olursa olsun fedakâr Galatasaray taraftarı o tribünleri doldurur. Ama futbolcuların umurlarında değil. İnanın çoğu, bu takıma yakışmıyor. Bursaspor maçının tesadüf olmadığını, Elazığspor karşısında futbolcuların göstermesi lazımdı. Bunu yapmadılar. Sağlıklı yaşam futbolu oynuyorlar. Kulüp, hoca, yöneticiler hiçbirinin umrunda değil. Bu böyle gitmez.
Hakemler adalet dağıtmalı
MHK Başkanı Yusuf Namoğlu’nu çok eskiden beri tanırım. Adam gibi adamdır. Art niyetli değildir, her zaman en iyisi için uğramıştır. Ama hakemlere bakıyorum; inanın üzülüyorum.
Hakemler korkuyor. Yüreğini ortaya koyup maç yönetemiyor. Kafalarında bir şey var. O nedir, bilemiyorum. Galatasaray-Bursaspor maçında Barış Şimşek, bir ofsayt golü verdi, Galatasaray’ın 2 penaltısını vermedi.
Ya Galatasaray puan kaybetseydi, ne olurdu? Futbolcuların bir kısmı kadro dışı bırakılacaktı. Antrenör, büyük bir ihtimalle gönderilecekti.
Galatasaray yönetimi, tepkiler alacaktı. Göz bebeğimiz dediğimiz Fırat Aydınus, Galatasaray-Trabzonspor maçında sarı-kırmızıların yüzde 100 penaltısını vermiyor, bir hafta sonra daha hafif bir pozisyonda rakiplerinin penaltısını veriyor.
Yarın Fenerbahçe-Beşiktaş derbisi var. Bütün spor yorumcularının ilk söylediği şey; bu maçı hakem nasıl yönetecek. Böyle bir şey olabilir mi? Demek ki hakemlere fazla güvenilmiyor.
MHK Başkanı’ndan tek bir şey istiyorum; hatalı maç yöneten hakemlerin ismi ne olursa olsun, mutlaka dinlendirilmesi gerekir. Yerine gençlere şans verilmeli.
Yerliye neden döviz?
Devlet büyüklerimiz ülkeyi zor şartlarda yönetiyorlar. Herkes Türkiye’ye çelme takmak istiyor. Dövizin yükselmesiyle Türkiye’yi cezalandırmak istiyorlar.
Tabii bizler de tedbir alacağız. Futbolumuza baktığımız zaman, neden yerli futbolcular mukavelelerini dövizle yapıyor? Çoğu Türk vatandaşı, burada yaşıyorlar, bir kuruş vergi vermiyorlar. Bu yetmiyormuş gibi döviz arttıkça, gelirleri de artıyor. Olmaz böyle bir şey! Hangi takıma transfer olurlarsa o günkü kurla anlaşma yapılır. İki senelik mi mukavele yaptı, bu alacağı para 24 aya bölünür, TL olarak parasını alır. Kendisi dolar mı alacak, euro mu alacak, sterlin mi alacak, ne alırsa alsın. Bu sözüm teknik direktörler için de geçerli.
Şu an Meclis’te Kulüpler Birliği Yasası görüşülüyor. O yasanın içine ‘yerli futbolcular ücretlerini TL olarak alacak’ maddesi konursa, Futbol Federasyonu yapılan mukaveleleri TL bazında onaylarsa en azından kamuoyu vicdanı rahatlar. Bu çok mu zor bir iş. Yerli futbolcuların da ülkeye biraz katkısı olur.