Pazar günü nefesler tutulacak, Fenerbahçe-Galatasaray derbisi oynanırken hayat duracak. Yıllardır maçlardan önce ne kadar heyecan duyduysak da biz hiçbir zaman futbolu konuşamadık. Hep hakem hatalarının üzerinde durduk.
Hiç kusura bakmasınlar Cüneyt Çakır ve Ali Palabıyık... Bu iki hakem bizlere derbi keyfini yaşatmadı. Dünyanın neresinde olursa olsun, hangi hakem maç berabere bitsin diye çaba gösterir. Maalesef bu arkadaşlarımız Avrupa’da ne kadar başarılı olursa olsunlar, Türkiye’de yönettikleri büyük karşılaşmalarda sorun yaşadılar ve yaşattırdılar.
MHK Başkanı Zekeriya Alp ve ekibi ilk defa cesur bir karar verdi, yıpranmamış Halil Umut Meler’i dev derbiyi yönetmesi için görevlendirdi. Aynı şekilde VAR hakemi olarak da genç isimler içinde çok beğendiğim Abdülkadir Bitigen’i atadı. Şimdi bu hakemlerin eline tarihi bir fırsat geçti. Hangi takım kazanırsa kazansın, skor ne olursa olsun sahada oyunculara kuralları uygulatmalılar. Kırmızı kart mı hak ediyor, hiç çekinmeden çıkarmalı. Penaltı pozisyonu mu var, sana göre bana göre değil gerekirse 10 kere VAR’da tekrar izlesin, ama doğru karar versin.
Adaletli yönetim
Biz bu maçtan sonra futbolu konuşalım. Kim galip gelirse hakkıyla kazandığını söyleyelim. Gerçekten buna ihtiyacımız var. Halil Umut Meler bu derbiyi iyi idare ederek genç isimlerin de önünü açmalı. Bütün çatlak sesleri de susturmalı. Bunu yapabilir mi? Bence yapabilir... Federasyonun, MHK’nin, kulüplerin, taraftarların böyle bir yönetim izlemeye ihtiyacı var. Aynı şekilde cumartesi günü oynanacak Beşiktaş-Trabzonspor maçında son günlerin en formda hakemi Fırat Aydınus düdük çalacak. Aynı şeyleri Aydınus için de söylüyorum. Bu iki maç şampiyonluk yarışını etkileyecek. Belki de bu karşılaşmalarda kayıp yaşamayan takımlar kupanın en büyük adayı olacaklar.
Hepimizin tek beklentisi adaletli yönetim. Dilerim bir futbol şansı vardır, o şans Halil Umut Meler ve Fırat Aydınus’un yanında olur.
Galatasaray Başkanı Cengiz’e saygısızlık
Çarşamba akşamı ASY1905 derneğinin açılış kokteylinde Galatasaray Başkanı Mustafa Cengiz, eski başkanlardan Faruk Süren’e elini uzattı. Süren ise buna karşılık vermedi. Daha sonra da “Aslında eli sıkılacak adam değil. İnsan küfredeceği adamla el sıkışmaz” dedi. Bu kulübün eski başkanına yakışmadı. Peki orada Mustafa Cengiz, ‘Seni adam zannettim, elimi uzattım’ dese ne olur? Bu tür olaylar yüzünden koca Galatasaray kulübüne huzur gelmiyor, gelmeyecek de.
Başkan Cengiz, sarı-kırmızılıları nerelere getirdi. Bu hazımsızlık niye bilemiyorum. Efendim, mali kongrede ibra olmamış, seçime gitmesi gerekirmiş. Sabah 10’da kongre başlıyor, saat gece 23.30’da oylama yapılıyor. Böyle kongre mi olur. 351 kişi idari konularda ibra etmiyor, 330 kişi ise ediyor. Bunu da geçelim. Galatasaray’ın kongre üyelerinin seçtiği başkana hiç kimse hakaret edemez. Herkes aklını başına toplasın. Eski defterler açılırsa bundan herkes zarar görür.
Ahmet Nur Çebi ne yapsın?
Beşiktaş çok büyük sıkıntılar yaşıyor. Hiçbirimiz işin bu kadar kötü olduğunu bilmiyorduk. Mali durum öyle bir duruma gelmişki borçlar ödenecek gibi değil, biraz daha ileriye gidelim, elektrik idaresi stadın ışıklarını kesmek için gelebiliyor. Bunun yanında daha bir sürü sorunlar. Ve bunların parçası olarak Abdullah Avcı gönderildi, yerine Sergen Yalçın getirildi.
Bu kadar sorunlar yığılmışken Başkan Ahmet Nur Çebi ve Sergen Yalçın ne yapabilir. Bana ‘Başkan bu mali durumu biliyordu neden başkan oldu’ diyebilirsiniz. Bunu söyleyenlere hak veriyorum. Ama şu anda Beşiktaş’ın rahatlaması için bütün herkesin taşın altına elini sokması lazım.