Osman Şenher

Osman Şenher

osenher@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Galatasaray taraftarı yeni bir slogan buldu. Bu da “Özbek istifa, yönetim istifa...”
Peki, Başkan Dursun Özbek’in yerine talip bir aday var mı! Koca camia düşünebiliyor musunuz, şu kötü günlerde taşın altına elini sokacak Özbek’ten başka kimseyi bulamıyor. Şu an kulübün mali durumu iyi olsaydı inanın 30 tane başkan adayı çıkardı.

İşte sarı-kırmızılı takımın kaybettiği yer burası. Peki Dursun Özbek, bu yönetimle Galatasaray’ı düzlüğe çıkarabilecek mi? Çok zor. Şu an kulübün birlik ve beraberliğe ihtiyacı var. Bu birlik beraberlik nedir? Muhtar Kent gibi. Çok büyük CEO’larla yeni bir yönetim yaratırsan şansın artar. Ama bunun haricinde Özbek debelenir durur. Bir adım ileriye gidebileceğini düşünemiyorum.

Haberin Devamı

Neden derseniz... Onu da açıklayayım. Özbek’in söylediği bir şey var. Büyük bir şirkete Galatasaray’ın geçmişini araştırtıyormuş. Bunu neden yapıyor, aklım almıyor. Çatalca’da GS Store için depolar tutuldu. İki milyon lira verildi. Ve buradan komisyon alanları Başkan Özbek bilmiyor mu? GS Store’un 100 milyon lira parası çalındı. Bir tır dolusu malzeme gitti. Özbek bunları da kimin yaptığını biliyor. Hatta bu işlerden komisyon alanların bazıları şu an başkanın çok yakınında.

Kulübün geçmişini araştıracağına keşke bunları deklare etse. Daha etkili olur, camiayı daha çok yanına alır. Peki yapabilir mi? Kesinlikle yapamaz. Yolsuzlukları yapanları deklare edersen bir anda kafanı uçururlar. Herkes Ünal Aysal’ı suçluyor. Evet, Aysal’ın suçu çok. Onun etrafını saranların, bir kısmı şimdi Özbek’in etrafında.

Geçmişi araştırmak Özbek’e bir artı getirmeyecek bu kesin. Şu an ki Galatasaray’ın sorunları çok büyük. Otel de satılsa, Riva’daki proje de gerçekleşse yine uzun zaman alacak. Bunun için camia Özbek istifa yerine, daha iyi alternatifler bulup kulübe yardımcı olsun.

Taraftara kulak verin

Kırk bin taraftar çok zor şartlarda Türk Telekom Arena’ya ulaştı. Ve 90 dakika takımına büyük destek verdi. İstedikleri bir tek şey vardı. Koşan, mücadele eden bir takım görmek. Bunu da gördüler. Galatasaray’ın, Fenerbahçe’yi yenecek gücü, kalitesi kesinlikle yok.

Haberin Devamı

Maçtan sonra taraftarın ve futbolcuların sevinmelerinin tek nedeni en büyük rakiplerine şampiyonluk yolunda yara aldırmaktı. Bunu başardılar mı, bence başardılar. Ancak, takımın bu mücadeleci futbolu hiç kimseyi kandırmasın. Muslera hariç bu kadroyla kulübün başarı kazanması mümkün değil.

Maçtan önce başkan primleri artırdı. Rize ve Fenerbahçe maçında galip gelindiği takdirde 150 bin lira prim vaadetti. 500 bin lira prim de verse bu takım daha iyisini yapamaz. Ben başkanın yerinde olsaydım para yerine soyunma odasına gidip, “Bu maça hiç prim vermiyorum, çıkın onurunuz için oynayın” derdim. Belki o zaman o büyük Galatasaray ruhu biraz olsun geri gelirdi.

Beşiktaş bu fırsatı kaçırmaz

Şampiyonluk yarışında iki takım var. Biri Beşiktaş, diğeri Fenerbahçe. Beşiktaş’a bakıyorsunuz, pazar günü büyük bir şölenle stadını açıyor. Bütün devlet büyüklerimiz orada. Çok büyük bir güç, çok büyük bir moral. Galatasaray’ın yüzüne gözüne bulaştırdığı açılışı, onlar mükemmel yaptı. Devlet büyüklerimiz bile, siyah-beyazlı taraftarları alkışladı.

Haberin Devamı

Bir gün sonra oynanan Bursaspor maçına bakıyorsunuz, tribünler futbolcularla tek vücut olmuş. Oyuncular bütün güçlerini, neleri varsa hepsini sahaya koyuyorlar. Takımın içinde kavga yok, huzursuzluk yok, herkes teknik direktör Şenol Güneş’in etrafında bir bütün olmuş.

Diğer rakip Fenerbahçe’ye bakıyorsunuz, kadrosu Türkiye’nin en iyisi. Ama sorunlar bir türlü bitmiyor. Galatasaray maçına üç saat kala Caner çıkıp hocasına posta koyuyor. Bu da takımın iç dengelerini ister istemez bozuyor. Kadro ne kadar iyi olursa olsun, Fenerbahçe o saha içi bütünlüğünü kaybetmiş görüntüsünü veriyor.

Gökhan’ın, Volkan Şen’in ve Mehmet Topal’ın o kazanma isteğini diğer futbolcularda göremedim. Bu şartlarda herkesin sempati ile baktığı Beşiktaş’ın bir mucize olmazsa şampiyonluğa ulaşmaması mümkün değil.