Galatasaray başkanlığı ateşten bir gömlek. Ne yaparsan yap, kimseyi memnun edemezsin. Şu an Başkan Burak Elmas’ın yaşadıklarına bakıyorum; ne söyleyeyim Allah yardımcısı olsun!
Evet son 5 hafta bilhassa VAR hakemleri adalet dağıtamıyor; tam tersi Galatasaray’ın hak ettiği pozisyonları, penaltıları görmezlikten geliyorlar. Böyle bir şey olabilir mi? Evet maalesef oluyor.
Başkan da isyanını dışarıya vuruyor. Ama tek başına ne yapabilir? Hiçbir şey. Ben, Kulüpler Birliği’nin samimi olduğuna inanmıyorum. Bugün orada bir oylama olsa, eminim çoğu TFF’den, MHK’den memnun oldukları yönünde oy kullanırlar. Yani Başkan Elmas’ın kazanmasının mümkünatı yok. Hadi bunu da geçtim, kendi camiası, taraftarı ‘Başkan yumruğunu masaya vur, bu federasyonu gönder’ diyorlar. Bunun da mümkünatı yok! İnsanların biraz mantıklı olması lazım. Tek başına başkan bu kavgayı kazanamaz. Bu şekilde devam ederse de hem kendisi, hem de kulübü daha çok yıpranacak, zarar görecek.
Bakıyorum; yönetimden istifa eden var. Duyumlarıma göre iki yönetici daha istifa edecekmiş. Yani yola çıktığı arkadaşları, başkana sırtlarını dönüyorlar. Taraftarın istekleri var. Her şeyden önce başarı istiyorlar. Avrupa’daki başarı tek başına yetmiyor. Süper Lig’de liderin 16 puan gerisinde olmak, camianın canını acıtıyor. Bunun sorumlusu olarak da başkanı gösteriyorlar. Var mı böyle bir dünya! Sanki maçın taktiğini, kadro seçimini başkan yapıyor. Evet hakemler hata yapıyor ama bir maçta da takımın hakemleri de yenip galip gelmesi gerekmez mi?
Üstüne basa basa söylüyorum. Oynayanlar, oynamayanlar… Şu an sarı-kırmızılıların iyi bir kadrosu var. Fatih Terim çok tecrübeli bir hoca. Kulübün de temel taşlarından biri. Kulübede oturan futbolculardan en az 4-5 futbolcuyu daha parlatmalıydı. Morutan, Emre Kılınç, Mustafa, Oğulcan, Alpaslan ve Aytaç gibi futbolcular hızla eriyip gidiyor. Bir de bunun üstüne devre arasında transfer isteniyor. Hangi bütçeyle transfer yapılacak? Tamam, fırsat transferi olur, buna itirazım yok. Ama bonservis ödeyerek şu ortamda başkanın transfer yapması mümkün değil.
Son sözüm de Muslera için… Talihsiz bir sakatlık yaşadı. Ne zaman döneceği belli değil. Giresun’a kiralık verilen Okan Kocuk resmen parladı. Yeşil-beyazlıların başkanı, ‘Muslera’ya geçmiş olsun’ mesajı gönderip, ‘devre arası oyuncuyu geri alabilirsiniz’ diyor. Okan gibi bir kaleci varken, bonservis ödeyip başka kaleci almak kulübe ayrı bir yük getirir. Dilerim bir an önce başkan bu sorunları halleder, taraftarı ve camiasını rahatlatır.
Sergen Yalçın çabuk havlu attı
Kim ne derse desin ben Sergen Yalçın hayranıyım. Gerçekten futbolculuğunda olsun, teknik direktörlüğünde olsun dik duruşu, mert oluşu beni her zaman etkilemiştir. Geçen sezon Beşiktaş’a iki kupa kazandırdı. Yeni bir takım kurdu. Şampiyonlar Ligi’nde sıfır çekmesine rağmen takımı toparlamak için daha çok savaş vermesi gerekirdi. Sergen Yalçın bunu yapmadı, ‘eller yukarı’ dedi, çok çabuk pes etti.
Her neyse, yolu açık olsun. Bu tür stresler yaşayarak o da tecrübe sahibi olacak.
Pereira, Fenerbahçe’yi mutlu edemedi
Büyük takımlarda hocalık yapmak çok zordur. Camiasını, taraftarını, basını hepsini mutlu etmek mecburiyetindesin. İnatçı olursan, hatalarından dönmezsen bir yere kadar takımın başında kalabilirsin.
Şu an Fenerbahçe’nin görüntüsüne bakıyorum; kim ne derse desin, gayet iyi bir kadrosu var. Tek eksik Pereira futbolcularla iyi bir diyalog kuramadı, kendini sevdiremedi, saygılarını kazanamadı. Bundan sonra artık ne yaparsa yapsın bu gidişatı düzeltebileceğini sanmıyorum. Bana göre Fenerbahçe ile hocanın bağları kopmuştur. Şu an uzatmaları oynuyor.