O kazanıyor, o oynasın
'Adalet' her yerde, her zaman geçerli bir durum...
Futbolda da lazım, aile arasında da, sosyal hayatta da, iş yaşamında da... Kulüp içi "adalet" de çok önemli... Bunu hakemlerden bekleyen yöneticiler, dönüp bir bakıversinler; "Ben bunu sağlıyor muyum?" diye...
Torreira özelinde ortaya çıkan son tartışma, birçok kulüpte de aynı aslında... Ne diyor Erman Özgür, Galatasaray'daki maaş adaletsizliğinden dem vuruyor, Uruguaylı futbolcunun da bundan rahatsız olduğunu söylüyor. Olimpija karşısında gördüğü kırmızı kart da üstüne tüy dikti.
Evet, yıldızlar çok kazanır; tabii ki onların diğerlerine göre bir artısı vardır. Ancak, hassas teraziyi dengeleyemedin sürece, vay haline...
Kayserispor maçında en çok kim arandı? Torreira... Ne alıyor? 2 milyon 750 bin euro... Icardi'ye 10, Tete'ye bir o kadar veriyorsan, aradaki bu fark ne? Kerem'i Torreira'dan çok daha fazla ayrı tutuyorsan, "adalet" bunun neresinde?
Sakın ola, bunun sadece Galatasaray ile bittiğini zannetmeyin. Daha dün Beşiktaş'ta Cenk Tosun ile Salih Uçan'ın iyileştirme beklendiği söylenmiyor muydu? Ama onlar, bizim çocuklar... Aboubakar, Ghezzal, Gedson önemli de, diğerleri değil mi?
Fenerbahçe'de Ferdi Kadıoğlu, bu sezon gelen ya da Jesus tarafından getirilenlerden daha mı az değerli?
Bunlar tabii ki görünenler... Bir de el altından verilenler... Trabzonspor'da Marc Bartra'nın dudak uçuklatan rakamı, yönetim tarafından dillendirildi, "Göndermeseydik 9 milyon euro verecektik" denildi. Şimdi gel de "bizimkiler"den randıman bekle...
Futbolcu o kadar zeki ki... Seni bir anda yarı yolda bırakır. "O kazanıyor, o oynasın" diye içinden bile geçirse, o takımın balansı bozulur, iş yozlaşır.
Tete savaşı
Galatasaray, transferde bu sezon sıkıntılı bir transfer gerçekleştirdi.
Shakhtar Donetsk ile sözleşmesini fesheden Tete, "Bonservisim elimde" diyerek geldi. Menajerleri, hem Fenerbahçe'ye hem de Cim-Bom'a önerdi. Öyle oldu, böyle gitti, Bodrum'da iş bitti.
Galatasaray'ın, iki önemli uluslararası hukuk kuruluşundan referans aldığı belirtildi. Belli ki, kulüpteki avukatlara güvenilmedi, Türkiye'deki spor hukukunda çalışanlar yetmedi, Edirne dışındakiler onay verdi.
İsterdik ki, Galatasaray bununla ilgili olarak, etraflıca bir açıklama yapsın. Mesela, "Sözleşme imzalayan futbolcumuz, parasını alamadığı için haklı fesih yapmıştır" densin. "FIFA'nın Ukrayna kulüplerinde oynayan yabancılara verdiği ayrıcalıkla sözleşmesini dondurmuştur" diye bir açıklama yapılsın. Ama yok...
Acaba, Tete ne yaptı da, 6 aylık sözleşmesini rafa kaldırdı? Mesela, kontratını dondurabileceği tarih olan, 30 Haziran'a kadar bunu gerçekleştirdi mi? Çünkü FIFA, sana fesih hakkı değil, lisansını dondurma, askıya alma, her ne derseniz deyin böyle bir esneklik sağladı. Savaştan mağdur olan Shakhtar, bir mağduriyet de burada mı yaşadı?
Bilmiyoruz. Ancak ortada bir şeyler yaşandığını hissediyoruz. Galatasaray Teknik Direktörü Okan Buruk bile, bu işi kulüp avukatlarının bilebileceğini söylüyorsa, ortada bir "iş" var demek ki...
Yarın Galatasaray, Shakhtar ile anlaşmak için masaya oturursa, şaşırmayın. O zaman Shakhtar'a ödeneceği, Tete'nin imza parasından kesersiniz!
Bu arada; böyle yetenekli, böyle genç bir futbolcuyu Avrupa'da herhangi bir takım neden istemedi de, menajerleri Türkiye diye diretti. Tuhaf!
Kendi kalemize gol!
Ne kadar büyük övünç kaynağımızdı kalecilerimiz... Uğurcan Çakır, Altay Bayındır, Ersin Destanoğlu... Üçünden hangisinin A Milli Takımı'nda kaleye geçeceği konusunda toto oynanıyordu.
Bugün Trabzonspor Kaptanı Uğurcan, formunu kaybetmişse, Fenerbahçe'de Altay, özgüveni zedelenmişse, Beşiktaş'ta Ersin, formasını yitirip, yedek kulübesine düşmüşse, kale, içten fethedilmiş demektir.
Bu kadar başarılı isimler yetişiyorken, hala yabancı kaleci aranıyorsa, mevcut yetenekler korunamıyorsa, suç kimde?
Batuhan, G.Saray'a yakışmaz mı?
Milli yeteneklerimiz olan kaleciler konusunda sıkıntı yaşıyoruz ama, diğer bir gerçek de, sahada yer alan file bekçilerinin birçokları da başarılı oluyor.
Süper Lig'deki üç penaltının üçünün de gol olmaması, atanın beceriksizliği mi yoksa tutanın mahareti mi? Konyaspor kalecisi Bernardoni, takımına puanı kazandırırken, Fatih Karagümrük'ün Arjantinli file bekçisi Matias Dituro'nun Aboubakar'ın penaltısını golü engellemesi fayda sağlamamıştı.
Ancak üçüncünün farkı farklı! Batuhan Ahmet Şen... Galatasaray altyapısından yetişti, ancak Cim-Bom'da değer görmedi. İkinci kaleci olarak Günay Güvenç transfer edildi ama "Elimizde Batuhan var" diyenler kabul görmedi. Kim bilir, belki de, "Ben oynamak istiyorum" diye, kulübede oturmak istememiş olabilir. Doğaldır.
Süper Lig'de 7 penaltıda kaleye geçen Batuhan, 4 gol yedi, 3'ünde geçit vermedi. Bir kaleci için süper bir istatistik... Hem de 24 yaşında... Gaziantep'e kiralık gittiğine göre, Gaziantep'ten Galatasaray'a gelen Günay Güvenç ile seneye, forma için yarışır. Kim bilir?
Bir röportajı hak etti
Suudi Arabistanlı gazeteci Ibrahim Al-Faryan, Al-Ittihad forması giyen Fabinho’ya maç sonrası Rolex saat hediye etmiş. Hem de değeri, 91 bin euro...
Ne gazeteciler var... Bir röportajı hak etti artık!
Bir şey değil, bize de kötü örnek olacak!