Türkiye Futbol Federasyonu'nda Mehmet Büyükekşi dönemine neden son verildi, neden bir değişim gerekti?
Yıllarca, Türk futbolunda "adalet" dendi, "liyakat" dendi, "hakemlik" dendi, "değişim" dendi ama bir şey değişmedi sanki... Çok eskilerde, "Yok aslında birbirimizden farkımız" diye başlayan bir banka reklamı vardı, bu, Mehmet Büyükekşi ile İbrahim Hacıosmanoğlu arasındaki benzerliğin tam da uyumu oldu.
Galatasaray da, Fenerbahçe de zamanında Büyükekşi'nin yanında durdu. Onun kulüp başkanlığından geldiği için kendilerini iyi anladığı, iyi niyetle Türk futbolunu kurtarmak için çalışacağı konuşuldu.
Sonuç; İbrahim Hacıosmanoğlu oldu!
Bu kez Hacıosmanoğlu için benzer ifadeler kullanıldı. "Biz ona oy verdik" yarışı başladı.
Hep söylüyorum, bir kez daha tekrarlayayım, ikisi de "kulüplerin federasyonu" oldu. İkisi de, kulüplerin faydasına olabilecek türlü arkadan dolanmalara müsaade etti. Harcama limiti, kulüp lisans vesair her türlü kalem oyunlarında, üç maymunu oynadı, duymadı-görmedi-konuşmadı.
Yeter mi? Tabii ki yetmedi. Oyunu kuralına göre değil, kurallarla oynamayı tercih etti.
Hele hakemlikte birbirinin kopyası durumuna geldi. Hakemliği, kulüplerin eline bırakmayı kim söylemişti? Mehmet Büyükekşi... Kim yapıyor? İbrahim Hacıosmanoğlu...
Yabancı VAR kimin döneminde geldi? Büyükekşi... İkinci kez kim getiriyor? Hacıosmanoğlu...
Kulüplerin istemediği hakemlere düdük astırma kimin dönemindeydi? Mehmet Büyükekşi... Devamını kim yapıyor? İbrahim Hacıosmanoğlu...
Büyükekşi, göreve getirdiği birçok kişinin liyakat sahibi olmadığı, futbolun içinden olmadığı için eleştirildi. Bugün Hacıosmanoğlu da aynı şekilde eleştirilmiyor mu?
Tahkim Kurulu'nun, Profesyonel Futbol Disiplin Kurulu'nun ve bilumum kurulların ehliyetsiz ya da kifayetsiz kişilerden oluşturulduğu söylenmiyor muydu? Var mı bugün ikisi arasında çok bir fark?
Aynı yolu deneyip, farklı sonuçlar beklemek ahmaklıksa, biz ahmak mıyız?
* * *
Gelelim Hacıosmanoğlu'nun büyük sözüne... Ne cevap vermişti Türkiye Futbol Federasyonu Başkanı İbrahim Hacıosmanoğlu, "Yabancı VAR yeniden gelecek mi?" sorusuna:
"600 sene dünyayı yönetmiş milletin evlatlarıyız. Şimdi evlatlarımıza güvenmeyeceğiz de yabancıya mı güveneceğiz?"
Haklısınız Sayın Başkan... Bu sözünüzü yememeniz gerekiyor. O nedenle alın size formül:
Türk milleti sadece Türkiye'den oluşmuyor ki... Azerbaycan, Kazakistan, Türkmenistan, Özbekistan, hatta hatta Macaristan ile kan bağımız yok mu? Bosna Hersek ile can bağımız yok mu?
Özbekistan'dan Ilgiz Tantashev... 2026 Dünya Kupası'nın aday hakemlerinden...
Bosna Hersek'ten Irfan Peljto... UEFA Elit kategorisinde...
Hollanda'dan Serdar Gözübüyük... Öz be öz Türk... O da "Elit"lerden...
Azerbaycan'dan Aliyar Aghayev ile Elchin Masiyev... Onlar da UEFA'nın birinci kategorisinde... Macaristan'dan Balazs Berke ile Tamas Bognar da aynı şekilde...
UEFA 2. kategorisindekileri de sayalım mı?
Azerbaycan'dan Kamal Umudlu, Bosna Hersek'ten Antoni Bandic, Luka Bilbija, Milos Gigovic, Macaristan'dan Gergo Bogar, Bence Csonka, Mihaly Kapraly, Marton Rusz, Kazakistan'dan Sayat Karabayev, Rustam Omarov, Daniyar Sakhi, Bulat Sariyev...
Onları getirmemizin imkanı yok mu?