Mustafa Anıklı

Mustafa Anıklı

mustafa.anikli@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Dahilik ile delilik arasındaki ince çizgiyi, kalın hatlarla çizebilmenin üstadıdır Fenerbahçe Teknik Direktörü Jose Mourinho... En kritik karşılaşmada, takımın dizilişiyle oynayacaksın, "çok iyi" denen oyuncularını kenarda oturtacaksın, hatta tribüne çıkaracaksın, ilk yarıyı çöpe atıp, sadece ikinci 45 dakikaya "kurtuluş"u sığdıracaksın.

Ve, Galatasaray'a bir adım yaklaştığın için, zil takıp oynayacaksın.

Aslında Fenerbahçeli de çok iyi biliyor ki, bu adama, pardon, "Special One"a güvenilmez, ipiyle kuyuya inilmez. Chelsea'den, Real Madrid'den, Manchester United'dan, Tottenham'dan, son olarak da Roma'dan; dünya kadar tazminata rağmen kovulmasının haklı nedenleri neydi acaba?

Haberin Devamı

Aldığı kupalar, gösterdiği başarılar tabii ki, inkar edilemez. Ancak her yazın ardından sonbahar, sonrasında kış gelmekte... Bir devir, bir gün kapanabilmekte... Biz hala, Talisca değişikliğini "mucize" olarak algılayalım, çıkardığı kadronun, "Beni gönderin" mantığında olduğunu söyleyebilen kaç kişi vardı pazartesi sabahı gazetelerde?

Taktiğini tartışamam, hangi futbolcunun oynayıp, kimin 21 kişilik kadro dışında kalacağını konuşamam. Ancak bu yaptıklarına ve bundan sonra yapacaklarına da alışamam.

Fenerbahçe sosyolojisinde, derbi kazanamayan bir teknik adamın, bu kadar albenisi olduğu görülmedi. "Trabzonspor'u yendi ya" demeyin, derbi mi o?

Okan Buruk farklı mı? Herkesin aklıyla alay ediyor, "Kırık burnumdan dolayı canım yandı" diyor. Ayakta kalsa ve burnunu sıkan Mourinho'nun elini sıksa, bugün çok daha farklı bir Okan Buruk konuşulacaktı. Piyangoyu kaybetti.

Bazı şeyler gerçekten alışkanlık haline geldi. Dediğim gibi, derbi kazanamayan bir Fenerbahçe'ye alışıldı. Algı oluşturmak için kırk takla atan Galatasaray'a alışıldı. Küme düşme hattında bulunmadığı için sevinen Trabzonspor'a alışıldı. İstikrarsızlığı istikrar haline getiren Beşiktaş'a alışıldı. Her geçen gün daha kötüye giden bir Türkiye Futbol Federasyonu'na, her geçen gün "şamar oğlanı" haline gelen hakemlere alışıldı. Yanlış yapsa bile, ertesi gün maç alan 2.-3. sınıf VAR hakemlerine alışıldı. Üç gün daha kalabilme uğruna, kaç kişinin kanına giren, ekmeğiyle oynayan ve "kendi sistemi"ni sistem diye yutturan bir MHK Başkanı'na alışıldı.

Haberin Devamı

Ve bu ligden bir şampiyon çıkacakmış öyle mi? Yapın hem Galatasaray'ı hem de Fenerbahçe'yi aynı anda şampiyon, kurtulalım. Kupayı da yarıya bölün. Örneği yok mu? Var tabii ki... 1958'deki Başvekil Kupası nasıl ikiye bölündüyse ve bu iki takıma verildiyse, yine aynısını yapın ki, Türk futboluna daha fazla işkence edilmesin.

Nerden baksan tutarsızlık

Merkez Hakem Kurulu'nun değerli Başkanı Ferhat Gündoğdu'nun son icraatı devreye girdi; "Tutarlı İzleme Modülü"

Neydi bu sistem, kulüpler gerektiğinde itiraz ettikleri pozisyonları Türkiye Futbol Federasyonu'na iletebilecek. Gazeteci soru sormaz, cevabını verir ama yapacak bir şey yok. Öğrenmeye imkan da yok.

Trabzonspor, maçı beraberliğe getiren penaltı pozisyonu için "Tutarlı İzleme Modülü"ne başvuruda bulunmuş mudur? Sorduysa, MHK ne cevap vermiştir.

Haberin Devamı

Çünkü işimiz bu; "Nereden baksan tutarsızlık..."

İçerideki köstebek (!), bazı arkadaşlarımıza verirse ne ala... Daha disiplin sevki olmadan, Profesyonel Futbol Disiplin Kurulu toplanmadan, cezalar açıklandı. Üstelik doğru da çıktı.

Sakın ola meslektaşlarıma mana buluyorum sanmayın; takdir ediyorum, kutluyorum.

Fakat, "Karar oyçokluğuyla alındı. Üç üye beş maç ceza verilmesini savundu" diye açıklama yapıp da, bizi daha doğrusu birçoğumuzu, "aptal" yerine koymayın.

Unutmadan, son moda da bu şimdi... PFDK toplanıyor, bir gün sonra kamuoyuna açıklanıyor. Ne saklıyorsunuz, ne gizliyorsunuz?

Semih Kılıçsoy, tedbirli görünmesine rağmen Ziraat Türkiye Kupası'nda oynuyor. Sahada olabilmesi adına verilen ceza, karşılaşmanın ardından duyuruluyor. Sahada onu görenler, "Bu tedbirli değil miydi?" sorusunu soruyor. Kimsenin aklıyla oynamaya hakkınız yok. Sorsanız, "Zorunda mıyız?" derler.