12. HAFTA
Maç başına ortalama 3 golün atıldığı bir haftayı geride bıraktık. Sevilla beklediğim patlamayı 5 golle yaparken, Benzema ise golü ne kadar özlediğini belgeledi. Messi mi dediniz? Az sonra…
İlkokul dönemlerinde kitaplarımızda “Okuduğumuzu Anladık mı?” başlığı altında bir değerlendirme bölümü yer alırdı. Barcelona-Zaragoza maçıyla da “Gördüğümüzü Anladık mı?” başlığı altında aşağıdaki soruların cevaplarına bir kez daha şahit olduk:
1-Topla ilerlerken kafayı kaldırmak, etrafa bakıp, aynı anda ayağa hükmetmek ne demektir?
2-Futbol IQ’su 160’ların üstünde olan bir “deha”ya sahip olmak ne demektir?
3-“Al da at” ne demektir?
4-“Kalenin ne kadar uzağında olursan ol, plase yapmak” ne demektir?
5-“Allahım, seni izlemek bir lütuf Messi” şükrünü etmek ne demektir?
***
Her ne kadar kendi ayarındaki rakiplere karşı son dönemde verdiği pozisyon sayısı azalır ve toparlanır gibi gözükse de defansı sezon başından bu yana henüz oturmayan takımlardan Bilbao’nun Real karşısında 72 dakikada yediği 5 gol beni şaşırtmadı. Hatta Milliyet Taktik ekimizde +7 gol seçeneği önerdiğim bir maçtı ancak iddaa, gol sayısına bahis açmadığı için tahminimizi değiştirmek durumunda kalmıştık. Attığı birbirinden güzel golleriyle, asistiyle de tam bir Benzema şovu izledik.
***
Maçın ilk yarısının 2-2 bitmesinin işten bile olmadığı bir maç izledik. Granadalı seyircilerin coşkusu, son haftaların formda oyuncuları Torje’nin direkten dönen topu… Son zamanlarda futbol sahalarında görmediğimiz ilginç bir olay yaşandı Granada’da. Atletico Madrid’li Adrian’ın ilk yarı sonunda sakatlanmasına rağmen devrede değişiklik yapmayı geciktiren Simeone, Madrid ekibinin 2.yarının başında 2-3 dakika sahada 10 oyuncu ile oynamasına sebep oldu. Diego Costa oyuna girdiğinde dakikalar 48’i gösteriyordu. İki takımın kalecileri her ne kadar formda olsalar da Falcao, sanki uzun bir süre futbola ara vermiş de tekrar sahaya çıkmış bir edayla, şu ana kadar ki gollerindeki sıradışı vuruşlarının aksine tam bir balans ayarsızlığındaydı.
***
Her 2 tarafa gidip geldiği kırılma anları olan ilginç bir maç izledik. Valladolid kalecisi Hernandez’in kritik kurtarışları maçın ilk yarım saatte kopmasını engelledi. Misafir takımda sizlerin de yakından tanıyacağınız, kiralık olarak Bucaspor ve Manisaspor formasıyla izlediğimiz forvet Manucho ve Alman Patrick Ebert’in oynamasının takıma ne kadar olumlu yansıdığı ortada. 2.yarının başlarında üst direkte patlayan Valladolid şutu belki de Getafe adına en sevindirici dakikaydı. Angel Lafita’nın sol çizgiden girip uzak köşeye ceza sahasının çaprazından attığı gol hem Getafe’ye galibiyeti getiriyor, hem de haftanın güzel gollerinden biri oluyordu.
***
Haftalardır kötü giden Mallorca’da sezonun başlarında gollerini sıralayıp, puanları kazandıran Tomer Hemed 7.golünü attı ve takımına Celta deplasmanında 1 puanı kazandırdı. 2.yarıda mükemmel bir kafa vuruşu da kaleciye çarparak üst direkten döndü. Aslında maç öncesi ev sahibi Celta adına beklenen Iago Aspas-Chu Yung Park-Krohn Dehli organizesi ve golleriydi. Ancak bu 3’lü ortaklık sadece 1 gol getirebildi.
***
Bir teknik adam için en büyük talihsizlik, herhalde maçın henüz 14.dakikasında, sakatlıktan dolayı 2 zorunlu değişiklik yapmak durumunda kalmasıdır. Deportivo’da 7.dk’da Marchena, 14.dk’da Castro Eduardo sakatlanarak oyun alanını terketti.Levante’de ise Obafemi Martins yine sahnedeydi. Soğukkanlılığı ve tecrübesiyle kaleciyi çalımlayıp yine klas bir gole imza attı. Daha güzeli ise ofsayta düşmeden defans arasından nasıl fırlanacağını gösteren derslik bir pozisyondu. Levante’nin 10 kişi kaldığı ve sonucunda Deportivo’nun penaltı kazandığı pozisyonda Riki, topu kale arkası tribünlerine gönderince ev sahibi adına büyük fırsat kaçmış oldu. Kaleci Aranzubia’nın da çift sarı karttan atılması sonucunda 3 oyuncu değişikliğini kullanmış olan ev sahibinde kaleyi 70.dakikadan sonra orta sahadan Alex Bergantinos geçti ve misafir takımın Barkero ile bulduğu gayet güzel 2.golde köşeye iyi uçmasına rağmen gole engel olamadı.
***
Espanyol, sezon başından bu yana iyi oynayıp da skora yansıtamadığı maçlar listesine bir yenisini ekledi. Yalnız, 89.dakikadaki ceza alanı dışındaki pozisyonda Espanyollü oyuncuya bariz faulu görmeyen hakem Carlos Del Cerro?, devamında, ellerini tamamen kapatmış defans oyuncusunun eline çarpan topa alakasız bir penaltı çalarak, hem Soldado’nun golüyle Valencia’nın 2-1 öne geçmesine, hem de haksız penaltı olduğunu düşünen Espanyollu oyunculardan Sergo Garcia ile Hector Moreno’nun atılmasına sebep oluyordu. Hakemler için son 15 dakika en çok dikkat edilmesi gereken sürelerdir. Daha fazla konsantrasyon gerektirir. Çünkü 75 dakikadaki güzel yönetiminizi bir çırpıda bitirebilirsiniz. Kim bilir, belki bu da hakemlerin doğal yapabileceği hatalardan değildir ve “3 Temmuz” süreci ile alakası vardır!
***
Kike Sola’nın maçın başındaki bariz golünün ofsayt gerekçesiyle verilmemesi ve yardımcı hakemin pozisyonu atlaması, son haftalarda iyi oynamaya başlayan Osasuna için maçın kader anlarındandı. 90 dakika 3 puanı isteyen arzulu ve hırslı oynayan ev sahibi takıma dur diyen ise Malaga kalecisi Adrian oluyordu. Seyircinin maç sonunda güzel oyunundan dolayı takımını alkışlaması güzel görüntülerdendi.
***
Son 2 haftada 5 puan kaybeden ancak bu maçlarda Negredo, Rakitic, Baba Diawara, Navas, Reyes ile tartışmasız net “8” pozisyon kaçıran Sevilla için patlama maçı olacağını ve bunun da Betis’e rastlamasından dolayı da şanssızlık olduğunu geçen Cuma Milliyet Taktik ekimizde belirtmiştim. Gerek içerdeki Levante maçında gerek de Bilbao deplasmanında kaçan goller, bu kez Betis kalecisi Adrian’ın maçın hemen başında yaptığı büyük hatadaki erken jestiyle çok daha kolay oldu. 5-1 kazanan Sevilla’da golleriyle, oyunuyla, süratiyle, fırsatçılığı ve pozisyonları kovalamasıyla müthiş bir Reyes izledik. Betis ise 90 dakika boyunca, maçlardaki kritik pozisyonların değerlendirildiği ağır çekim görüntüleri gibiydi.
***
Ev sahibi takımın San Sebastian’daki müthiş formu ayrı bir konu ama, ben hala Vallecano’nun şans melekleri yardımıyla La Liga’daki konumunda olduğunu düşünüyorum. Bu defans ile bir takımın başarılı olması ve her maç en az 2-3 gol yememe ihtimali yok denecek kadar az. Piti’nin de sıradışı performansını bu 2 duruma eklersek 11.sırada olmalarına ancak biraz daha elle tutulur bir sebep bulmuş oluruz. Sociedad’da Carlos Vela gerçekten günündeydi. Takipçiliği ve bitirici vuruşlarıyla 4-0’lık galibiyette önemli pay sahibiydi.
***
HAFTANIN KARMASI
(3-4-3)
Willy Caballero (Malaga)
--
Federico Julian Fazio (Sevilla)
Jordi Alba (Barcelona)
Alexis (Getafe)
--
Mesut Özil (Real Madrid)
Arda Turan (A.Madrid)
Ruben Pardo (Sociedad)
Barkero (Levante)
---
Messi (Barcelona)
Benzema (Real Madrid)
Reyes (Sevilla)
***
HAFTANIN TAKIMI
Sevilla
Bu sezon eski günlerine dönme hedefiyle lige başlayan Sevilla,12 haftalık süreçte La Liga’nın en iyi futbol oynayan takımları arasında. Ancak bir çırpıda sayıvereceğim Vallecano deplasmanı (0-0 bitti ve 2 penaltı kaçırdılar), içeride Levante (0-0 ve net kaçan pozisyon 5) ve A.Bilbao deplasmanı (2-1 yenildiler ve sadece Reyes’in oldukça net kaçan 2 pozisyonu) maçlarındaki çok iyi oyununu golle süsleyememişti ve artık kazanma zamanı gelmişti. Betis ile oynadıkları ve 5 gol attıkları derbi haftanın hem en iyi oyunu, hem de beklenen gol şovuydu.
***
HAFTANIN YILDIZLARI
Lionel Messi (Barcelona) - Reyes (Sevilla)
Messi lig, kupa, milli takım kariyeri derken toplamda resmi maçlardaki 275. golüne imza attığı haftada, 2004 yılından bu yana uzay teknolojisi ile yeniden yazdığı futbolun kitabının bir baskısına daha imza atmış oldu…
***
29 yaşındaki golcü Reyes ise Sevilla’da 1999-2000 sezonunda başladığı futbol macerasına 7 yıl aradan sonra geçen sezon döndüğü takımında yine devam ederken, dışarıdaki 7 yıla ise Arsenal, Real Madrid, Benfica ve Atletico Madrid formalarıyla güzel goller ve futbol sığdırmayı başardı. Betis maçındaki 2 golü ve asisti dışında müthiş oyunu, takipçiliği ve hırsı ile de dikkat çekti.
***
HAFTANIN GOLÜ
Benzema (Real Madrid)
Formasını özleyen Fransız golcü, takımının ilk golünde de önemli paya sahipti belki ama Real’in 3. golünde ceza sahası içinde kaleye arkası dönük topu alması, vücut çalımıyla ve güzel bir dönüşle köşeye göndermesiyle ağlara ulaşan top, haftanın en güzel golüydü. Messi’nin Barça adına attığı 3. gol ve Getafe’li Lafita’nın golleri de akıllarda kalacak şık gollerdi.
***
HAFTANIN ENSTANTANESİ
Tomer Hemed’in Mallorca adına attığı gol
Sağ çizgiden ceza alanına ortalanan top, ceza sahası içinde tenis oyununa büründü. 3 kez kaleye vurulan şut ve 3 kez defans tarafından uzaklaştırılan ancak bir türlü ceza alanı dışına çıkmayan pozisyon, nihayetinde Hemed’in vuruşuyla filelere ulaşıp, Mallorca golü olarak son buldu.
***
HAFTANIN SAYILARI
31 ve 6
Gol sayısının 31’i bulduğu ve maç başına 3.1 gol ile geçilen haftada farklı skorlar dikkat çekti. 2 maç 5-1, birer maç da 3-1 ve 4-0’lık skorlarla sona erdi. İlk haftalardaki çok sayıdaki kırmızı kartın ardından birkaç hafta ara vermiştik ki bu hafta da toplam 6 kırmızı kart çıktı.