31. HAFTA
“Futbol benim hayatım. Tekrar sahalara ayak basmadan kariyerimi bitirmek istemedim." diyordu önceki hafta Mallorca maçında 70.dakikada oyuna giren Fransız defans!
***
26 Şubat 2012 idi Barcelona takımı ile sahaya çıktığı son tarih. Karaciğerindeki tümör nedeniyle acil olarak operasyon geçirmesi; tabii bunun için de uygun bir karaciğer bulunup, ameliyat masasına yatması gerekiyordu…
***
Tarihler 11 Nisan 2012’yi gösterirken, 33 yaşındaki Barcelona’nın tecrübeli ismi Eric Abidal, kuzeninin karaciğerinden alınan parça desteği ile Barcelona’da ameliyat oldu. Aradan 1 seneden fazla bir süre geçti. Gün geldi isyan etti, doktorlara “Ağrılara dayanamıyorum, beni komaya sokun” dedi, gün geldi kilo kaybı 13’lere ulaştı belki ama hiç bir zaman ölümden korkmadığını ve ne zaman öleceğini Allah’ın bileceğini söylemekten de geri kalmadı. Hayata tutunduran cümleleri ise “Savaşmak, hiç durmadan savaşmak! Çünkü her zaman bir umut vardır!” oldu.
***
Ve perde 406 gün sonra tekrar açıldı. Geçen haftaki Mallorca maçının 70. dakikası sahalara dönüş, kuzene teşekkür günü idi. Pique sahadan çıkıp, Abidal o özlem duyduğu çimlere tekrar ayak bastığında CampNou alkıştan yıkılıyordu. Fabregas’tan tutun, tüm takım arkadaşları da onun oyuna giriş anını “gözlerimize inanamadık, öyle mutluyuz ki” cümleleri ile anlatıyorlardı. Son sözü ise Eric Abidal söylüyordu:
“Kuzenim sayesinde bir yıl aradan sonra benim için çok özel dakikalalardı. O olmadan bugün burada olamazdım. Arkadaşlarım, ailem, taraftarlar, hastanede tanıştığımız insanlar… Tito bana çok yardımcı oldu ve o da benimle birlikte geri döndü. Çok mutluyum. Futbol benim hayatım.Tekrar oynamadan kariyerimi bitirmek istemedim. Herkese teşekkürler!”
***
Bu güzel ve duygu yüklü donüş, geçtiğimiz hafta sonunda Zaragoza deplasmanının 78.dakikasında tekrar takıma alışmanın 2.adımıydı. Kimse inanamıyordu ama başarmıştı ve 2. maçıyla da zaferi tescil ediyordu. Diğer yandan Barcelona’nın bu sezonki üzüntülerinden biri olan ancak sonucu mutluluk verici bir diğer haber de Tito Vilanova’dan geldi. Pep Guardiola’nın ardından takımın başına geçen Vilanova da son 2 aydır New York'ta tedavi görüp, tedavinin olumlu süreci sonrasında Barcelona'ya geri döndü. 44 yaşındaki teknik adamdaki geri dönüş de, sezonu şampiyonlukla bitirmek üzere olan ve Şampiyonlar Ligi’nde yarı finale çıkan takıma en güzel motivasyon kaynaklarından biri daha oldu.
***
LA LİGA’DA GEÇEN HAFTA NELER OLDU?
Geçen haftaki bıraktığımız yerden tekrar başlayalım… Köşemizi süsleyen, tüm detaylarıyla paylaştığımız, teknik direktöründen taraftarına ve oyuncu motivasyonuna kadar haklarını teslim edip irdelediğimiz ve “Geri Dönüşün Anahtarları” başlığıyla kutladığımız Deportivo, muhteşem serisini sürdürüyor. Levante deplasmanında 4-0 gibi harika bir skora imza atan mavi beyazlılar, kümede kalma yolunda emin adımlarla ilerliyor. 28 dakikada skoru 3-0’a getiren takımın golleri Pizzi, Nelson Oliveira, Carlos Valeron ve Bruno Gama’dan…
***
Celta Vigo… Hakem Jesus Gil Manzano tarafından bariz 1 penaltıları verilmeyen takım, son saniyelerde Giovani dos Santos’un attığı golle yenildi ve dibe vurdu. Ne söyleyebiliriz ki!
***
Küme düşmeme mücadelesi yapıp, net penaltıları verilmeyen bir diğer takım da Barcelona karşısındaki Zaragoza idi. Messi’nin olmadığı bir maçta akıl yükü de üzerine binmişti. Tello ise bir futbolcunun zekasını kullandığında neler yapabileceğini sergiledi. Normal şartlarda sol çizgiden içeriye çapraz koşu yapan bir oyuncunun kalecinin soluna, yani uzak köşeye topu göndermesi beklenir. Ancak öyle bir plase vuruş yaptı ki kaleci yine soluna uçarken, top yakın köşeden bir penaltı edasıyla ağlarla kucaklaştı. Barça, 3 golle sahadan ayrıldı.
***
Güneşli ve keyifli bir Madrid gününün 55 bin taraftarı ile Vicente Calderon’u tıklım tıklım doldurduğu futbol sevgisinin en büyük ödülü, Granada kalecisi Roberto Fernandez’in ortalanan topa boşa çıkma ikramıyla başlayan 5 gollü resitale dönüştü.Goller Falcao (2), Diego Costa, Felipe Luis, Raul Garcia…
***
Ronaldo’nun müthiş frikiği maça resmen 1-0 başlattı Madrid’in “büyük” temsilcisini. Aduriz’in cezalı olduğu Bilbao’nun sahada gol şansının olması da hele hele Real karşısında beklenemezdi sanırım.
***
Pek çok hafta bu köşemizde bahsettik. Valladolid orta sahasında Patrick Ebert yok ise takımın kazanma şansı yok. Sezon başından bu yana katkısı yadsınamaz. Peki ya bu hafta yaptıkları? Bir Alman’a hiç ama hiç yakışmadı! Getafe’li defans oyuncusu Alexis Delgado ile yükseldikleri hava topunda , sert bir darbe almışcasına öyle bir kendini yere attı ki, taraftar baskısı, ev sahibi yedek kulübesinin isyanı ve de pozisyona hakim olamayan hakem Miguel Ayza Gamez ve yardımcı hakemin etkisiyle, kısacası “mahalle baskısıyla” Alexis Delgado kırmızı kartla atıldı.
***
Şampiyonlar Ligi’nde Dortmund deplasmanında son saniyelerde yedikleri bariz ve hatta 2 kez ofsayt olan gol ile Avrupa’ya veda etmek zorunda kalan Pellegrini’nin Malaga’sı lige adaptasyonu çabuk sağladı. Çok net pozisyonlar bulduğu maçta gol saniyelere kaldı belki ama Joaquin iyi oyunuyla dikkat çekti.
***
Son bölüme 12 gol sakladım. 33.dakikaya kadar Rakitic’in müthiş oyunu ve 2 golüne, Negredo’nun da katkısıyla 3-0 öne geçen Sevilla, devamında ise muhteşem bir dönüş yapan, sahanın her yerinde pres uygulayan ve 3 gol bulup maçı beraberliğe taşıyan Betis. Harika bir maçtı.
***
Elbette kıskananların olması çok gecikmedi. Son 10 dakikası bu sezonun unutulayacak maçlarına sahne olan Espanyol-Valencia maçı son dakikalara doğru 1-1 idi. Ev sahibi takım, bu sezonun en başarılı isimlerinden Verdu ile skoru 2-1’e getirdiğinde dakikalar 82 idi. 87’de Goncalves 2-2, 91.dk Soldado 2-3 ve 94.dakikada hem Sergio Garcia’nın takipçiliği ve fırsatçılığı, hem de Valencia defansının bitmiş maçta topu kornere atmayı düşünmeyip, hala auta çıkasını beklemek gibi futbol ukalalığı:3-3.
***
Sociedad mı? Rutin galibiyetlere, müthiş perforansa ara vermeden Vallecano deplasmanında 2-0 ile devam!
***
Herşeyin başının sağlık olduğunu unutmadan sevmeyi ve insanları üzmemeyi başardığımız günlere…
HAFTANIN KARMASI
(3-4-3)
Dudu Aouate (Mallorca)
--
Eric Abidal (Barcelona)
Alberto De la Bella(Sociedad)
Demichelis (Malaga)
--
Rakitic(Sevilla)
Oscar (Valladolid)
Carlos Valeron (Deportivo)
Banega (Valencia)
---
Tello(Barcelona)
Sergio Garcia (Espanyol)
Imanol Agirretxe (Sociedad)
HAFTANIN TAKIMI
Real Betis
Sevilla gibi son dönemin hem iyi performansı, hem de kaliteli kadrosuna karşı 3-0 geriye düşmek gibi büyük bir dezavantaja sahipken maçı bırakmayıp, 90 dakika sonunda 3-3 ile sahadan ayrılmaları haftanın en önemli başarısıydı.
***
HAFTANIN YILDIZI
Sergio Garcia (Espanyol )
Maçın son saniyelerinde öyle bir gole imza attı ki, o topa neredeyse sıfırdan vurmak, onu istemek, takip etmek ve takımına eşsiz bir puan kazandıran vuruşu yapmak. Maçın genelindeki çok iyi performansını, stadyumu terketmeye başlayan kendi seyircisine öyle büyük bir dersle ödüllendirdi ki haftanın yıldızı olmayı hak etti.
***
HAFTANIN GOLÜ
Tello (Barcelona)
Akıl dolu, teknik dolu, kalite kokan müthiş bir vuruştu ilk goldeki o yumuşak ayak. Bu golün dışında ancak ve ancak bir penaltı böyle atılabilir.
***
HAFTANIN SAYILARI
-10 maçta 34 gol atıldı, maç başına ortalama 3.4 gol.
-Deplasman takımları 4 galibiyete imza atarken toplam 19 gol attılar. Berabere biten 2 maçın skoru ise 3-3 idi.