Geri Dönüşün Anahtarları

30. HAFTA

Segunda’dan La Liga’ya merhaba dedikleri ilk 4 haftada 1 galibiyet, 3 beraberlik ile 6 puan topladıklarında, hem Deportivo’lular, hem de tüm futbolseverler mavi-beyazlıların La Liga’da bu sezonun kalıcı takımı olacağı konusunda hemfikirdi.
***
Gelin görün ki hayat o kadar kolay devam etmedi. 5 ile 8.haftalar arasında arka arkaya alınan 4 mağlubiyetteki tek teselli Riazor Stadı’nda Barcelona’ya 5-4 yenildikleri maçtı. Kalede tecrübeli eldiven Aranzubia, Segunda’dan La Liga’ya yükselmelerinde en önemli golcülerden Nelson Oliveira, bu sezon attığı 12 gol ve müthiş formuyla Pizzi,bir diğer etkili golcü 7 golle Riki ve pek çok maçta kilit rol oynayan orta sahanın maestrosu Abel Aquilar gibi kaliteli oyunculardan oluşan kadronun en büyük sorunu, pozisyon verme sayısının fazlalığıydı.

***
17 maç sonunda sadece 2 galibiyet, 9 mağlubiyet ve 6 beraberlik alan takım, attığı 21 gole karşılık kalesinde 40 gol görüyordu. Nihayetinde de Espanyol deplasmanında alınan 2-0’lık yenilgi sonrasında, takımı Segunda’dan La Liga’ya yükselten İspanyol teknik direktör Jose Luis Oltra gönderiliyor, yerine Portekiz’li Domingos Paciencia geliyordu.
***
Bu değişim 2013’ün ilk maçında sezonun flaş takımı Malaga karşısında alınan 1-0’lık galibiyetle heyecan uyandırırken, hemen ertesi hafta Sociedad gibi bu sezonun bir diğer isminden söz ettiren takımından deplasmanda alınan beraberlikle aşının tuttuğu düşünülüyordu. Ancak gelecek haftalar pek de öyle olmadığını gösterdi.
***
Üst üste gelen 4 mağlubiyet sonrasında bu kez de Domingos Paciencia gönderiliyor, yerine İspanyol Fernando Vazquez getirliyordu. Şanssızlığı ise, gelir gelmez Sevilla ve Real Madrid ile karşılaşacak olması idi. Sevilla deplasmanında 3-1, evinde de Real’e 2-1 kaybediyordu belki ama ligin son düzlüğüne giderken futbol olarak tekrar dirilişin örneklerini sergiliyorlardı.Fikstür zorluğunu Barcelona deplasmanında 2-0’lık yenilgiyle bırakmalarının ardından düşme hattındaki rakipleri ile sırasıyla oynayacakları 3 haftalık periyot bekliyordu. İşte bu 3 haftanın başlangıcına sonuncu sırada giren takım, içeride Celta ve Zaragoza’yı, deplasmanda da Mallorca’yı 3’er golle uğurluyordu ve küme düşme hattının sınırına yükselmeyi başarıyordu. Bu 9 puanın alınmasında her oyuncunun olağanüstü performansı olmakla birlikte Silvio Pereira ve Riki’ye ayrı parantez açıp, kutlamak lazım.
***
Galiçya takımının son dönemdeki dipten kurtulma mücadelesini büyük başarıyla sürdürmesinde 3 anahtar noktayı belirtmek gerekiyor. Takımın başına çok kritik bir dönemde gelen Fernando Vazquez, taraftarın neredeyse bitme noktasına gelen umudunu hem karizmatik yapısıyla, hem de gerginliği alan ve ileriki haftalara umut taşıyan açıklamalarıyla yeniden ayağa kaldırıyordu.Başarılı teknik adam, futbolcular üzerinde ise basit bir teoriyle yola çıkmıştı:”Bize dinlenmek yasak!”. Oyuncuların gerek oyun içi performanslarını,gerek de fiziksel yeterliliklerini artırıcı çalışmalara başlamış, hepsiyle de psikolojik hazırlık olarak da tek tek görüşmeleri artırmıştı. Bu stratejik adımlar, defanstan Sílvio ve Juan Dominguez gibi oyunculardan beklenmedik performanslar gözlemletiyordu. 27 hafta boyunca defanstan herhangi bir oyuncunun gol atmadığı takımın, son 3 maçında Sílvio ve Marchena’dan 4 gol gelmiş olması işte bu çalışmaların bariz ürünüydü.
***

***





Taraftarlar… Mavi-beyazlıların en önemli destekçilerinden biri de onlardı. Evlerinde kaybettikleri Granada maçı dışında bunca kötü sürece rağmen çok sert tepki ve protesto gösterisi yapmadılar.Aksine, 35 bin kişilik Riazor Stadı’nda seyirci sayısı hiçbir zaman 28 binlerin altına düşmedi. Destekleri ve maç süresinceki baskıları takdire değerdi.
***
Elbette Deportivo için lig henüz bitmedi. Hala düşme potasının en büyük stresini yaşıyorlar. Ancak teknik direktöründen oyuncularına, taraftarın desteğine kadar son dönemdeki gelişmeler harika. Kalan 8 haftaya, küme düşme hattının diğer takımlarından çok daha moralli girdikleri kesin. Şeklen zor gözüken 3 maçları var: A.Madrid,Malaga ve Sociedad. Şansları bol olsun!
***
VE LA LIGA’NIN DİĞER MAÇLARINDAN KÜÇÜK KÜÇÜK NOTLAR…

Tito Vilanova-Fabregas-Alexis Sanchez “A.Ş.” sezonun en çok pozisyon veren Mallorca defansına karşı PSG rövanşı öncesinde ilk yarıda 4 gole ulaştılar. Hatta 2.yarı başlar başlamaz 5.gole ulaşmaları ve maçın 5-0 bitmesi muhtemelen 7 gol seçeneği oynayan bahisseverleri üzmüştür. Fabregas 3 gol 1 asistle geceye damga vurdu.

***
Real Madrid, G.Saray rövanşı öncesinde Higuain ve Mesut’tan güzel gollerle Bernabeu’da gol resitali verdi.
***
Getafe-A.Madrid maçı haftanın golsüz tek maçıydı. Falcao, 6 pastan öyle bir gol kaçırdı ki inanılmaz. Gerçi diğer yandan hakem Carlos Delgado Ferreiro, net ceza alanı içinde olan faulü, öyle bir şekilde ceza sahası dışına taşıdı ki, aman G.Saray’lı Sabri duymasın. Devre arasında Mallorca’da yapılan hakem seminerinde A.Madrid’i bitirme çalışmalarının yapılmış olduğunu iddia edebilir. Hakemin bunun dışında, Mario Suarez ve Diego Godin’e verdiği 2 kırmızı da haklıydı. Getafe açısından ise takımın en etkili oyuncusu Pedro Leon’un sakatlanıp çıkması en önemli dezavanta j oldu.
***
Maçın başından itibaren Soldado ile Valladolid kalesini yoklayan Valencia’ya ilk golü Balenziaga kendi kalesine atarak sağladı.Soldado 2.yarıda da penaltıyı kaleciye nişanlayarak gol kaçırma serisine devam etti.Skorun bir türlü gelmeyişi, penaltının kaçması, Valencia’yı defansa çekti ve 70.dk’da golü kendi kalelerinde gördüler.Şampiyonlar Ligi yolunda hayat veren gol ise son saniyelerde Jonas’ın kafasından geldi…
***
Piti’nin şık topuk golü, bir türlü defansından top çıkarmayı başaramayan Celta’nın evinde topladığı puanlar zincirine önemli derecede ket vuran andı. Vallecano’lu golcü Baptistao, bu takım için ne kadar önemli olduğunu tekrar gösterdi. Fırsatçılığı, yakaladığı pozisyonlar, vuruşlarındak beceri hepsi gayet iyiydi. Celta kalecisi Javi Varas gününde olunca farkın büyümesini engelledi.
***
3000. golünü Carlos Vela ile atan Sociedad müthiş grafiğini sürdürüyor. 20-23-29.dakikalarda bulduğu 3 golde Carlos Vela-DeLa Bella ve Griezmann imzaları vardı ve 3.golde Carlos Vela’nın uzun asisti müthişti… Santa Cruz’un attığı şık kafa golü Malaga’nın 2.golü olurken Dortmund maçı öncesi teselli oluyordu.
***
Ruben Castro önderliğinde birbirinden şık goller atan Betis, haftanın açılış maçında Granada’yı 5’ledi. Granada ise yeni teknik direktörü Lucas Alcazar ile Real Madrid’i yenerek mükemmel bir başlangıç yapmıştı ancak ligin ilk yarısındaki “çok pozisyon veren” takım konumuna yine döndüler.
***
Müthiş pozisyonların ve karambollerin yaşandığı maç Sevilla-A.Bilbao idi. Negredo maçın gol perdesini açarken, kaçırdığı gollerle belki inanılmazı başardı ama gol fırsatçılığı konusunda da ne kadar başarılı olduğunu sonlara doğru yine gösterdi.Gurpegi, Bilbao adına öyle bir gol attı ki futbolda şansın ve topu sizi sevmesinin ne kadar önemli olduğunun kanıtıydı sanki.
***
Futbol keyfiyle ve fair-play ruhuyla dolu beyninize, örümceklerin girmesine izin vermeyecek spor ahlakı dileğiyle…

HAFTANIN KARMASI
(3-4-3)
Ruben Martínez (Vallecano)
--
Angel (Betis)
Alberto De la Bella(Sociedad)
Casado (Vallecano)
--
Mesut Özil(Real Madrid)
Valeron (Deportivo)
Cesc Fabregas (Barcelona)
Wakaso (Espanyol)

---
Ruben Castro (Betis)
Higuain (Real Madrid)
Pizzi (Deportivo)

HAFTANIN TAKIMI
Real Sociedad
Atletico Madrid’in evindeki 13 maçlık yenilmezliğine, hiç puan kaybetmemelerine son vermeleri bir tarafa, haftalardır gelen bir istikrar sembolü.Şampiyonlar Ligi’ne katılmayı bu performanslarıyla hak ediyorlar.
***
HAFTANIN YILDIZI
Fabregas (Barcelona)
Messi ve Xavi’nin olmadığı Barcelona’nın, Şampiyonlar Ligi’ndeki PSG maçı öncesinde ligdeki formalite maçı Levante ile idi.Alexis Sanchez’e attırdığı gol, attığı 3 gol ile tam bir futbol ziyafeti verdi.
***
HAFTANIN GOLÜ
Higuain (Real Madrid)
Levante karşısında attığı ilk gol nefis ve akıl dolu bir vuruş içeriyordu.
***
HAFTANIN SAYILARI
- 10 maçta 38 gol atıldı, maç başına ortalama 3.8 gol.
- 1 maç berabere bitti, diğer 9 maçın 7’sinde maçı kazanan takım ilk yarıyı da önde kapattı.
-7 kırmızı kart çıktı, kartlarda hakemler haklıydı.