10 Kasım 22.22

15. HAFTA

Betis deplasmanıydı. Messi sakatlanıyordu. Bu sezon Şampiyonlar Ligi’nde 6, La Liga’da 8 golü olan yıldız oyuncu, yerini Iniesta’ya bırakıyordu… Tarih 10 Kasım’ı, saatler ise 22.22’yi gösteriyordu. İşte o andan sonra sakatlık listesi de kabaran Barça’da Messi’nin yokluğunun çok fazlasıyla hissedileceği ve forma giyemeyeceği maçların habercisi geliyordu. 2 hafta süren milli maç arası bile çare olmuyordu sakatlığa. Messi’siz bir Neymar’ın tek başına zor maçları kazandıramadığının tescillendiği Barça, önce 26 Kasım’da Şampiyonlar Ligi’nde Ajax deplasmanından, ardından da 30 Kasım’da Bilbao’dan mağlubiyetle ayrılıyordu. 2 Mart 2013’te Bernabeu’daki Benzema ve Ramos’tan gelen gollerle 2-1 yenildikleri Real Madrid maçının ardından, ligde 27 maç sonra mağlubiyet geliyordu. Yeni stadyumları San Mames Barria’da Barcelona’yı ağırlayan Bilbao, 71’de gelen Iker Muniain golüyle sahadan 1-0 galibiyetle ayrılırken maçın bitiş düdüğüyle birlikte gerek sahada, gerek tribünlerdeki coşku görülmeye değerdi. Son sözü ise Iniesta söylüyordu: “Eski ya da yeni, San Mames’te oynamak her zaman zorlu olmuştur."

***

62’de Koke ile Elche karşısındaki ilk golü bulan Atletico Madrid’in bariz bir şekilde faulle golü atması Elche’li kaleci ve defans oyuncularının çok haklı olarak hakem Carlos Delgado Ferreiro’nın etrafını sarmalarına neden oluyordu ki, o ana kadar da gerek atmosfer, gerek oyun olarak da ligin yeni takımı sahada iyiydi. 4 defans oyuncusunun arasından sarkarak skoru 2-0’a getiren golü Diego Costa attığında dakikalar 74 idi. Elche evinde pek çok takımdan puan alabilecek kapasitede.

***

Savunma çıkışındaki top kayıpları, takımların en gafil avlandıkları ve defanslarının geri dönen toplarda kontrolsüz ve dikkatsiz yakalandıkları anlardır. Espanyol’lu Javi Lopez’in işgüzarlığı sonucu hızlı bir şekilde atağa çıkarken kaptırdığı top, kendi kalesinde Griezmann’ın golü ile sonuçlandığında dakikalar 70, skor da gol öncesinde 1-0 lehlerine idi. Yine bir kenar ortasında bu kez Espanyol’un gözde ve etkili oyuncularından Stuani’nin ters vuruşu 88.dk.’da topu kendi ağlarına göndertti. Maçın ilk yarısında bulduğu golle öne geçen Espanyol, maçı kazanmaya yakınken, 1 puan bile alamadan maçı tamamladı. Ertuğrul Sağlam’ın Trabzonspor maçında yaşadığı “3 puanı kaçırıp 1 puan alacağımıza üzülürken o puanı da alamadık” yorumunun benzerini bu hafta Espanyol yaşadı diyebiliriz.

***

La Liga’daki 9.maçında 7.golüne hat-trick yaparak ulaşan Gareth Bale için Valladolid maçı, belki de evinde bilgisayar başında oynayabileceği bir FIFA2013 maçından çok daha kolay geçti. Pozisyonlarda o kadar rahat, o kadar boş bırakılmıştı ki asla yeteneklerinin bir gram fazlasını sergilemeye ihtiyaç duymayacağı kolaylıkta goller buldu. 3 gol atıp, Benzema’ya yaptığı asistle 4-0’lık galibiyette direkt başrolde olan oyuncu, Cristiano Ronaldo’nun sakatlık nedeniyle yer almadığı maçta Bernabeu’daki futbol keyfini süsleyen isim oldu.

***

Kaleci Beto’yu kutlamamak mümkün değil. Hem birbirinden zor kurtarışlar, hem de Sevilla’nın 87.dakikada Gameiro ile bulduğu “3 hamlede mat” golü öncesindeki müthiş payı, yarım asisti diyebiliriz. Sevilla,iyi oynadığı ama bol pozisyon verdiği maçta deplasmanda Granada’yı 2-1 yenerken, ev sahibi takımın ve taraftarlarının geçen sezon golleri ve iyi oyunuyla her daim dikkatleri çekmeyi başaran Piti’yi sahadaki futboluna bakıp aradıkları kesin.

***

Dramatik bir maç yaşandı Benito Villamarin’de… Ligin son sırasına demir atan Betis, sondan 2.sırada yer alan ve 34 golle ligin en çok gol yiyen takımı Vallecano ile kritik bir maça çıkıyordu. İlk yarıdan itibaren kaçan pozisyonlar, altı pastan boş kaleye yapılan ve kaçırılan vuruşlar, Vallecano kalecisi David Cobeno’dan sıradışı performans. Üstüne üstlük Verdu’dan jeneriklik nefis bir gol ile skorun 2-1’e geldiği an dakikalar 82’yi gösteriyordu. Ancak futbolun cilveleri mi dersiniz, futbol tanrıları böyle mi istedi dersiniz bilemeyeceğim ama 22.dakikada Iago Falque’nin yerine, mecburen erken bir değişiklikle oyuna giren Alberto Bueno’nun önce 51.dakikada 1-1’e getiren golü, ardından 91.dakikada “maç böyle bitti” diye düşünürken attığı fırsatçılık dolu gol maçın 2-2 bitmesine neden oluyordu. Maç sonrası görevine son verilen teknik direktör Pepe Mel ise “Çok çok üstün olduğumuz bir maç oynadık ancak futbolda bazen şans da yanınızda olacak. Kazanmak için her yolu denedik ancak başaramadık” diyordu. Betis’te ise sezon sonuna kadar Villarreal’in eski teknik direktörü Juan Carlos Garrido görev yapacak yeni isim oldu… Maçtaki son saniye golünün mutluluğunu yaşayan tek Vallecano’lu ise aşağıdaki taraftardı…

***

El Madrigal’de son haftalarda düşüşteki Villarreal, Malaga’yı ağırladı. Maçın henüz başında öyle net bir penaltı var ki Malaga lehine verilmeyen! Bir penaltı için daha bariz ne olabilir ki diyor insan! Ancak hakem Jose Gonzalez Echevarria, pozisyonda bir şey olmadığını belirten hiç sevmediğim o anlamsız çapraz el işaretini yapıyordu. Giovani dos Santos’tan bazı maçlarda yararlanamayan ev sahibi takım aslında bu sezonki başarısında G.Saray’da da bir dönem forma giyen oyuncusunun eksikliğini hissediyordu. Maç esnasında Villarreal’li oyuncuların sert futbolundan dolayı 2 kez oyuncu değiştirmek zorunda kalan Malaga, buna rağmen son anlarda kalecisi dahil 11 oyuncusunun da rakip ceza alanında yer aldığı pozisyonda Welington’dan gelen golle 1 puan almayı başardı.

***

Bu defans anlayışıyla, hatta ceza alanında 8 kişi oldukları zamanlarda dahi rakibi kontrol etmekte ve kalesini savunmakta zorlanan Almeria’nın her maçının bol gollü geçmesi kaçınılmaz. Celta’dan 3 gol yiyen takımın 15 maçta kalesinde gördüğü toplam gol sayısı 32. Evinde 7 haftadır kazanamayan Celta Vigo da bu şanssızlığını kırmış oldu.

Aslına bakarsanız bu hafta Avrupa’daki tüm liglerde oynanan maçlar içinde futbol keyfine La Liga ya da Premier Lig’deki bir maçla değil, F.Bahçe-Beşiktaş maçındaki 3-3’lük coşkuyla vardık. Bu zevki ve heyecanı hem de 6 golle süsleyerek yaşatan iki takımımıza da teşekkürler. Sağlıklı ve hayatın her anında Fair-Play ruhuna sahip günler geçirmeniz dileğiyle.

***

HAFTANIN KARMASI

(3-5-2)

Beto (Sevilla)

--

Barragan (Valencia)

Balenziaga (Bilbao)

Rafa (Getafe)

--

Oubina (Celta)

Koke (Atletico Madrid)

Gareth Bale (Real Madrid)

Herrera (Bilbao)

Ruben Pardo (Sociedad)

---

Bueno (Vallecano)

Jonas (Valencia)

HAFTANIN TAKIMI

A.Bilbao

Evinde bu sezon henüz maç kaybetmeyen Bilbao, geçen sezonki kötü performansını da unutturmayı başardı ve 4.sıraya yerleşti. Barcelona’yı kontrollü bir oyunla durduran takımın ilginç istatistiklerinden biri de deplasmanda da henüz beraberlik yaşamamış olması.

***

HAFTANIN YILDIZI

Beto (Sevilla)

Belki de hat-trick yapan iki oyuncu Gareth Bale ile Jonas’tan birisini seçmemi beklediniz ancak maç içersindeki müthiş kurtarışları bir yana, 87’de attıkları galbiyet golünde, hızlı ve uzun bir degajla kaleci Beto’nun direkt katkısının olması hem defansta, hem hücumda haftanın en değerli ismi olmasına yetti.

***

HAFTANIN GOLÜ

Verdu (Betis)

Ligde son sırada yer alan takımı için galibiyeti bu golle getirmeye çok yakındı ama son anlarda gelen Vallecano’nun beraberlik golü, nefis golünün değerini gölgeledi. Ceza alanı yayına yakın bir yerden yarım vole şeklinde öyle güzel bir aşırtma şeklinde vuruş gönderdi ki topun bırakın ağlarla buluşmasını, gidişini izlemek bile çok keyifliydi.

***

HAFTANIN SAYILARI

- Barcelona, Bilbao’ya karşı deplasmanda oynadığı son 10 resmi maçın 5’inden galip ayrılabildi.

- Bilbao deplasmanında %62 topla oynama yüzdesine sahip Barça’nın kaleyi bulan şut sayısı sadece 2.

- Ligde evinde yenilmeyen takımlar Barcelona, A.Madrid ve A.Bilbao

- Ligde geçen haftaki maçlarda toplam 27 gol atıldı, ev sahipleri 5 misafir takımlar 3 galibiyet aldı…

- Deplasmanda henüz 3 puanla tanışamayan takımlar Malaga ve Betis oldu…