Spor Toto 1. Lig’de geçen sezon transfer yasağı, puan silme cezası ve maddi imkânsızlıklara rağmen gemiyi güvenli limana yanaştıran Altay’ı değerlendiren usta kalemlerimiz, “Harika bir direniş senfonisi sundular ve ligde kaldılar. Ancak, Ayhan Dündar ve arkadaşları, bu ağır yükü daha ne kadar taşıyabilir. Camianın ayağa kalkması şart” dedi
Bülent Buda: Karakteri işe alın, beceriyi eğitin... Peter Schutz... Porsche’nin CIO’su dillendirmiş bu özlü sözleri. Altay’ı tanımlamış sanki. Uzun yıllar sonra Süper Lig’e çıktılar, özel uçaklara bindiler. Yaşam sanıldığı kadar uzun değildi! Cicim ayları birden tükeniverdi. Deniz bitti... Karaya çıktıklarında giyecek iç çamaşırları yoktu. Yani, Kral Çıplak mevsimi başlamıştı. Ortalıkta kulübü yönetecek kimseler kalmayınca, Sevgili Ayhan Dündar ile yoldaşları ‘Biz varız’ dediler. Bir tür yıkılmış, dağılmış enkazın altına bedenlerini koydular. İki değerli iş yaptılar. Karakterleri işe aldılar, becerilileri de eğittiler. Altay yönetimi ile teknik birimi, bu iki devrimi tüm yoksulluklara karşın özveriyle, bilinçle, akılla yönettiler. Şu sıralar Türkiye futbol liglerinde Altay’da olduğu kadar deneyimli sporcu ile altyapı oyuncusu bir arada değil! Yönetim önce deneyimlileri önemsedi, saygı duydu. Deneyimliler de, gençleri kucakladı, gelişmelerine önayak oldu ve büyüttü. Diğer bir deyişle, onları kulübün finansman kaynağına dönüştürdüler. Peki, Ayhan Dündar ile arkadaşları ve de saygın deneyimliler, bu ağır yükü daha ne kadar, nasıl taşıyabilirler. Yanıtı çok zor bir soru... Kolay gelsin demenin ötesinde bir diyeceğim yok. Ama yine de olduğun yerden başla, elindekini kullan, yapabildiğini yap diyebilirim kendimce...
Fatih Tanfer: - “Futbol, insanların duygularıyla oynar.” Altay, herkesin düşer dediği sezonda gösterdiği mücadele, inanç ve enerjisiyle, taraftarının duygularını en üste çıkardı.
- Altay’ın, transfer yasağının olduğu, ekonomik sıkıntıların yaşandığı bir dönemde, ağabeylerin ve gençlerin nasıl bir çıkış yakaladığını, izlemekten keyif alınan bir takım olduğunu gördük.
- Sezon boyunca en fazla 5 maç hariç inanılmaz bir mücadele örneği gösterdi. Mağlubiyeti asla kabul etmeyen, enerjik, hırslı bir takım izledik.
- Teknik sorumluları önce Sinan Kaloğlu, sonra Tuna Üzümcü ile devam eden, doğru oyun ve taktik anlayışlarıyla seyredilmekten büyük keyif alınan bir Altay vardı.
- Yine transfer yasağı devam ettiği sürece, altyapıdan gelen kendi evlatlarıyla mücadeleye devam edecektir. An itibariyle gençlerden en az 5’i geleceğin yıldız adayıdır. Abartı yapmayayım, Altay bir futbolcu fabrikasıdır.
- Bütün ekonomik sıkıntılara göğüs geren Başkan Ayhan Dündar ve arkadaşlarına da Büyük Altay camiasının sahip çıkması şarttır.
Mehmet Demirtaş: Süper Lig macerasının ardından TFF 1. Lig’de ateşten gömlek giyen Başkan Ayhan Dündar önderliğinde bu sezon kümede kalmayı başardılar. Bugüne kadar Altaylı başkan ve yöneticiler, yıllarca genel kurullarda kâğıt üstünde hesap verdi. Klişe denetleme ve hesap raporlarına göre her şey yolundaydı. Ama bunun böyle olmadığı, kulübün her geçen gün eridiği görmezden gelindi. Futbol ekonomisinde deniz bitmiş durumda. Altay özüne dönmeli... Bundan sonraki süreçte kenetlenmek, yeni bir yapılanmaya gitmek ve de en önemlisi, küskünlükleri bir kenara bırakmak gerekiyor. İş dünyasıyla dostluklar kurulmalı. İzmir’in değeri olan, kurum ve kuruluşlarla ilişkiler güçlendirilmeli.Bugün Altay’ın geleceği ile ilgili acil sorunları var. Bu tek başına Altay yönetiminin üstesinden gelebileceği bir sorun değil. Kentin mülki amiri valimizin, yerel yönetimlerin başındaki Belediye başkanının ve diğer belediyelerin, odaların, sivil toplum kuruluşlarının ve iş adamlarımızın birlikte çözebileceği bir sorun.
Kentin yönetimindeki isimlerin parti rozetlerini, makamlarını ve kravatlarını bir kenara bırakıp, Altay başlıklı bir toplantıda bir araya gelmelerinin gerektiğine inanıyorum. İZVAK buna öncülük yapabilir! Örnek uzun zamandır dostluk turnuvaları düzenlenmiyor. Harika statlarımız var. Sezon öncesi İzmir kulüplerinin arasındaki bağı kuvvetlendirmek adına turnuvalar ve kampanyalar düzenlenebilir... Yeter ki samimice İzmir kulüplerinin ayağa kalkmasını isteyelim. Altay’ın bekası için bu çok önemli. Ama öyle size ziyarete gelenlerin, yüzlerine destek olacağız sözleri verip arkalarından geçtiğimiz sezon bazı ilçe belediye başkanlarının yaptıkları gibi ‘Altay başkanlığı iki gömlek bol gelmiş’ diyenlerden olmayın.
Sonra beğenmediğiniz, küçümsediğiniz o başkan ve arkadaşları dar boğazda olan kulübü ligde tutar siz de utanırsınız!
Altay’da yapılacak ilk iş takımı korumak, gençleri taktik ve teknik olarak geliştirmek. Yönetim, her soruna karşın futbol adına doğruyu yapmak zorundadır. Altay’ın başarısı ve yeniden eski günlerine dönmesi için şehirle ve küskün Altaylılarla barışılmalı. Ne demişti Mevlana: “Her gün bir yerden göçmek ne iyi. Her gün bir yere konmak ne güzel. Bulanmadan, donmadan akmak ne hoş. Dünle beraber gitti cancağızım, Ne kadar söz varsa düne ait. Şimdi yeni şeyler söylemek lazım.” Yeni şeyler söylemenin ve yapmanın zamanı gelmedi mi Büyük Altaylılar?