Mehmet Demirkol

Mehmet Demirkol

mdemirkol@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Konya’nın tam merkezindeki Yusuf, Ceyhun, Erman üçgeni her ne kadar yüksek teknikli bir ekip olsa da, Fenerbahçe’nin en güçlü olduğu yeri tutmak için biraz fazla yumuşaktı. Zaten Fenerbahçe’ye ilk yarıda savunmayı bu üçlü değil, zemin yaptı diyebiliriz. Uğur’un, Deivid’in, Alex’in ve Gökhan’ın ilk yarıda en az bir kez zemine takılarak gollük akınlardan yararlanamadıklarını söyleyebiliriz.
Klasik ters toplarla oluşan kanat akınları  ve orta saha üçgenleri, hep 2 hafta önce üzerinde iş makinaları, yüzlerce kürekli işçi ve polisin çalıştığı Konya zeminine takıldı. Burada daha düz, daha tek paslı oynamadıkları ve belki Konyalı oyuncular gibi bol bol uzak şut denemedikleri için Fenerbahçeli oyuncuları eleştirebiliriz en fazla. Fazla inceciydiler. Gerçi bundan Deivid’in Semih’e attırdığı golde olduğu gibi birkaç şık iş çıkardılar, ama yine de zorla kendilerini zorladılar da diyebiliriz. Tabii Semih’in oyunda olduğu 10 dakikada baştan sona değiştirdiği maç 2-1’den sonra çok net bir Fenerbahçe üstünlüğüne dönüştü. Tek paslar, net şutlar... Bu sahada olması gerektiği gibi.
Maça en çok kendini veren oyuncuların başında gelen Alex’in kendi standartlarını da zorlayan oyuna hükmetme çabası Semih’in oyunda olduğu 17-18 dakikada zirveye çıktı. Hep başında bir markajcı vardı, ama hemen her defasında tek hamleyle çıkıp gitti hapsedilmek istediği alandan.
Marco’nun Selçuk çıktıktan sonra dahi ileri çıkışı, Uğur, Deivid ve Gökhan’ın rakip sahaya geçmekten hiç imtina etmeyişleri bu markaj işini Konya için daha da çok zorlaştırdı. Bu kadar çok adamla saldırabilen, birden fazla hücum planı olan bir takımın bir oyuncusuna markaj vermek rakibi bir kişi fazla yapıyor tabii. Umarım bunu bizim teknik adamlarımız bir gün anlayacaklar.
Kısaca 2. yarıda daha düz, daha seri ve maceraya kaçmadan oynayıp rakibini sahadan sildi Fenerbahçe. Zico’nun zamanında değişiklikleri, Semih’in yine yüksek verimliği, Gökhan ve Uğur’un pasörlüğü, pek tabii ki, Kezman ve Deivid’in oyundan kopmayışı ve hepsinden çok Alex.
Fenerbahçe geri düştüğünde bile çok rahattı.