Manchester United'da Ferguson'un kanatları altında

MERT AYDIN

Geçtiğimiz hafta Liverpool’un deplasmanda Manchester United’ı 5-0 yenmesinin ardından İngiltere’de Newcastle’ın satışı falan unutuldu. United’ın Ole Gunnar Solskjaer macerasının sonuna geldiği fikrinde birleşti kamuoyu. Şimdilik, en azından bu satırların yazıldığı saatlerde Solskjaer bir 3 maçlık şans daha almış görünüyor.

Solskjaer ya da kısaca OGS geldiği günden beri tartışılıyor. 2013’ten bu yana şampiyonluğu uzaktan izleyen United, Liverpool ve M. City’nin yanı sıra Chelsea’nin performansına da yaklaşamıyor. OGS, geçen sezon evinde Tottenham’dan 6 yediğinde bile bu kadar kriz yaşamamıştı. Ancak Liverpool yenilgisi ve daha da önemlisi takımın giderek daha geriye giden durumu endişe yaratıyor.

Resmi olarak görevi kulüp elçiliği olan Sir Alex Ferguson, OGS’yi kanatları altında koruyor. Son çıkan 3 maçlık şans paketi de onun eseri. Ama kısa süre önce Everton maçında söyledikleri ilginç. Maçı izlemeye gelen ünlü boksör Nurmagomedov ile sohbet eden Ferguson, Ronaldo’nun maça ilk 11 başlamamasını eleştiriyor; “Bir maça en iyi oyuncularınızla başlamanız gerekir...”

OGS döneminde Maguire’dan yeni gelen Sancho’ya kadar hiçbir oyuncunun gelişme gösterememesi hatta gerilemesi fazlasıyla eleştiri konusu. Ne var ki her suçu onun üzerine atmak, United futbol aklına eleştiri getirmemek de yanlış. İstediği zaman oynayan istemediği zaman oynamayan Pogba’dan kurtulamayışları, tüm görkemine rağmen pek de işe yaramayan Ronaldo transferi, takımın ritmini bozuyor.

OGS 3 maçın tamamını kazanırsa yine 3 maç daha mı şans verilecek? Ya da acaba sadece olası yeni teknik adamla anlaşabilmek için vakit kazanmaya mı çalışıyorlar bilinmez. Antonio Conte ve Erik Ten Hag isimleri ön planda. Lakin kulübün futbol aklı değişmezse kim gelirse gelsin Moyes, Van Gaal, Mourinho ve OGS gibi Ferguson sonrası oluşan kara listeye girecektir.

David Moyes kahraman oldu

Premier Lig’de West Ham fırtınası var. Sadece ligde mi? Avrupa Ligi’nde grupta 3 maçta 9 puan aldılar. Lig Kupası’nda son 4 yılın sahibi Manchester City’yi eleyerek çeyrek finale çıktılar. Menajer David Moyes bir anda yıllardır kendisini yerden yere vuran Ada medyasının başkahramanı haline geldi.

İskoç teknik adam aslında kariyerine parlak bir başlangıç yapmıştı. 2002’de Everton’ın başına geldiğinde sadece 39 yaşındaydı. Kısa süre içinde Everton’ı orta üst grubun lideri yaptı. 2004-2005 sezonunu Everton 4.sırada bitirdi. Şampiyonlar Ligi’nin play-off’ta kapısından döndü. 2009’da FA Cup finalistiydi Everton. Hem de 14 yıl sonra.

Moyes 11 yıl çalıştırdı Everton’ı. Zirvenin hemen altında, büyüklerin korkulu rüyası bir ekip oluşturdu. 2013’te emekli olan Sir Alex Ferguson’ın yerine Manchester United’ın başına gelmesiyle birlikte belki de yaşamının en zor günleri başladı. Bahar ayları geldiğinde United 7’nci sıradaydı ve Moyes ile yollar ayrıldı. Sonrasında oradan oraya savruldu. Real Sociedad, Sunderland, West Ham. Londra ekibini kümede bıraksa da kontratı yenilenmeyince ayrıldı. Ama 2019 Aralık ayında yine kendisini West Ham’da buldu. Bir zamanlar ona bayılan medya, onu getirdiği için West Ham’ı eleştiriyordu.

Bu kez işler değişti. Kulübün transfer konusunda zaman zaman onun isteklerini yerine getirememesine rağmen taş gibi bir takım oluşturdu. Şu günlerde herkes Moyes’tan özür diliyor. 58 yaşındaki teknik adam, kariyerinin en keyifli günlerini yaşıyor.

Smith’e saygı

Walter Smith genç yaşta Dundee United ile İskoçya’da şampiyonluğa ulaşmıştı. Sonrasında İskoçya Milli Takımı’nda Alex Ferguson’ın, Glasgow Rangers’ta Graeme Souness’ın yardımcılığını yaptı. Rangers’ın başına geçtikten sonra ise arkasına bile bakmadı. İskoçya’daki zaferlerini Everton’ı zor durumdan kurtararak perçinledi. İskoçya Milli Takımı ve yeniden Rangers. 2008’de Glasgow Rangers ile UEFA finali oynadı ve finalde Zenit’e kaybetti. Ada’nın en saygıdeğer teknik adamlarından bir oldu. Smith geçen hafta içinde 73 yaşında vefat etti.

Ardından verilen güzel mesajları süsleyen ise Rangers’ın ezeli rakibi Celtic taraftarından gelen çiçeklerdi. Futbol tarihinin işin içine dini mezhepler ve politika da karıştığı için en sert rekabetlerinden birinde bu saygıyı kazanmış olması Smith’in önemini anlatıyor.