Rangers'a penaltılarla mağlup olarak UEFA Avrupa Ligi'ne son 16 turunda veda eden Fenerbahçe üç gün sonra sahasında Samsunspor'la golsüz berabere kaldı ve şampiyonluk yarışında çok büyük bir fırsat kaçırdı.
Sarı-lacivertli takım milli araya, UEFA Avrupa Ligi'nde çeyrek final bileti ve Süper Lig'de puan farkını bir maç eksiğiyle 7'ye indirerek girmenin planlarını yapıyordu ama çifte hayal kırıklığı yaşandı. Jose Mourinho hem ilk Rangers maçında hem rövanşta hem de Samsunspor karşılaşmasında Dzeko takıntısı yüzünden ciddi hatalar yaptı. En kritik süreci iyi yönetemedi, bir kez daha eleştiri oklarının hedefi oldu.
Çok geriye gitmenin anlamı yok son 10 gündeki iki Rangers maçı ve Samsunspor karşılaşmasını düşünelim... Rangers rövanşı Fenerbahçe'nin bu sezon uzak ara en iyi futbol oynadığı maçtı. 120 dakika mükemmele yakın bir performans sergiledi sarı-lacivertliler. Zaten Dzeko'nun ilk 11'de olmadığı tek maç da buydu. Dzeko diğer iki maçta 90'ar dakika oynadı ve Fenerbahçe iki kritik maçı da kötü futbol oynayarak bir yenilgi, bir beraberlikle kapattı.
Bu köşeyi takip edenler, yaşlı kurt Dzeko'ya çok saygı duyduğumu ve sevdiğimi bilirler. Fakat Dzeko tam 39 yaşında ve yüksek tempoyu kesinlikle kaldıramıyor. Şut çekemiyor, top süremiyor, çalım atamıyor, top saklayamıyor, kafa vuramıyor, duvar olamıyor... Buna karşılık sürekli basit toplar kaybediyor, devamlı pas hatası yapıyor. Ne geçişlerde ne de set hücumlarında takım arkadaşlarına ayak uyduramıyor, adeta ayak bağı oluyor.
Hal böyleyken Mourinho, Dzeko'ya inatla 11'de forma veriyor. Yanlışta ısrar ederek Fenerbahçe'yi kendi eliyle baltalıyor. Talisca, Rangers ve Samsunspor maçlarında haksız biçimde oyundan alınmasaydı, Fenerbahçe iki maçta da hedeflerine ulaşabilirdi.
Fenerbahçe milli aradan sonra hem ligde hem de kupada sezonun kader maçlarına çıkacak. Mourinho, Dzeko takıntısından vazgeçerek hücumda En Nesyri-Talisca ikilisine dönüş yaparsa Fenerbahçe iki kulvarda da sonuna kadar ayakta kalır. Aksi halde sezon çok büyük bir hüsranla biter.
Şimdi gelin ilk olarak Fenerbahçe'nin ligde kalan 10 maçına bakalım: Bodrum FK (D), Trabzonspor, Sivasspor (D), Kayserispor, Gaziantep FK (D), Beşiktaş, Başakşehir (D), Eyüpspor, Hatayspor (D), Konyaspor.
Şimdi de Galatasaray'ın 9 maçlık fikstürünü hesaba dahil edelim: Beşiktaş (D), Samsunspor (D), Bodrum FK, Eyüpspor (D), Sivasspor, Trabzonspor (D), Kayserispor, Göztepe (D), Başakşehir.
Fenerbahçe'nin sahasında Trabzonspor'la karşılaşacağı 30. haftayı Galatasaray'ın BAY geçeceğini de bu hesaba ekleyelim...
Galatasaray'ın fikstürü çok net biçimde Fenerbahçe'den daha zorlu. Sarı-kırmızılılar kalan 9 maçın 5'ini deplasmanda oynayacak. Hem de ligin en dişli ekipleriyle karşılaşacak. Beşiktaş, Samsunspor, Eyüpspor, Trabzonspor ve Göztepe'ye karşı 5'te 5 yapmak bence imkansız. Bu birbirinden zorlu 5 maçtan 9-10 puan çıkarmak bile bana göre başarı olur. 9-10 puan şampiyonluk için Galatasaray'a yeter mi? Evet kesinlikle yetebilir fakat bu durumda neticeyi Fenerbahçe'nin 9 maçlık performansı belirler...
Fenerbahçe, Bodrum'da kazanır, Galatasaray derbide Beşiktaş'a takılırsa kartlar yeniden dağıtılır. Fenerbahçe üstüne kupada Galatasaray'ı mağlup ederse yeni bir yükseliş ivmesi yakalar, rakibini de baskı altına alır.
Uzun lafın kısası, ne ligde ne kupada hiçbir şey bitmiş değil. İki kulvarda da fikstür avantajına sahip olan Fenerbahçe, Mourinho'nun Dzeko başta olmak üzere hatalarında ısrar etmemesi koşuluyla sezonu çifte şampiyonlukla bile bitirebilir.
Sezonun en kritik virajına girilirken, enseyi çok karartmamak, geleceğe umutla bakmak lazım. Rangers deplasmanındaki harika oyun ve kazanma arzusu kalan haftalarda sarı-lacivertli takıma kilitli görünen tüm kapıları açabilir.