Levent Kalkan

Levent Kalkan

leventk@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Yazılarımda saha dışına çıkmayı sevmiyorum ama zaman zaman öyle tuhaf şeyler yaşanıyor ki mecbur kalıyorum. Kendi penceremden gördüğüm kadarıyla görüşlerimi ve isyanımı paylaşma ihtiyacı hissediyorum...
Malumunuz Şenol Güneş, Trabzonspor kalesini başarıyla koruduğu yıllarda bir dönem köy okulunda Türkçe öğretmenliği de yapmış bir teknik adam. Bir yandan bordo-mavili takımın kalesinde tarihe geçen performanslar sergilerken, diğer taraftan "eğitimci" kimliğiyle ülkesine hizmet etmiş önemli bir karakter. Bu anlamda tüm öğretmenlerimiz gibi Güneş'e de saygı duyuyoruz...
Şenol Güneş'in teknik adamlık kariyeri de ortada zaten. Hem Trabzonspor hem A Milli Takımımız hem de Beşiktaş'ta çok büyük başarılara imza attı. Futbolcuların gelişimi anlamında eğitimci kimliğini futbola yansıttığı da bir gerçek. Burak Yılmaz, Selçuk İnan, Ozan Tufan ve Cenk Tosun gibi birçok yerli oyuncu, Şenol Güneş'le buluştuktan sonra gerçek anlamda futbol sahnesine çıktı. Hatta bu oyuncular Güneş'le vedalaştıktan sonra da başarılarını devam ettirdi.
Şenol Güneş, 1 Haziran 1952 doğumlu. Yani tam 71 yaşında.
Dile kolay, oyuncu ve teknik direktör olarak 60 yıla yaklaşan bir futbol geçmişine sahip.
Böyle büyük bir hocadan hem sahada hem de saha dışında örnek davranışlar beklemek bizim hakkımız diye düşünüyorum. Ancak 28 Ekim 2022'de Beşiktaş'ta ikinci kez teknik direktörlük koltuğuna oturan Şenol Güneş'ten bu örnek davranışları bir türlü göremiyoruz. Tam aksine asla örnek alınmaması gereken davranışlar sergiliyor, herkesi şaşırtıyor, her şeyi yakıp, kavuruyor Güneş...

Haberin Devamı

*****

Şenol Güneş ilk yanlışı geçen yıl Romain Saiss'e yaptı. Kaptanlığını üstlendiği Fas Milli Takımı ile 2022 Dünya Kupası'nda yarı finale kadar yükselen Saiss'i sakatlığına rağmen oynamakla suçladı, Beşiktaş taraftarının adeta önüne attı. O günlerde Beşiktaş Kulübü resmi siteden Saiss'i kutlarken, yeni başarılar dilerken, Şenol Güneş çeyrek final ve yarı final maçlarında forma giydiği için oyuncusunu eleştiriyordu!
Halbuki basit bir empati yapsa Saiss'e hak verirdi. Fas Milli Takımı'nın kaptanı olan Saiss bu maçta fedakarlık yapmayacak da hangi maçta yapacaktı. Saiss için tek ayakla bile oynanması gereken maçlardı. Çünkü hayatının maçlarıydı. Fakat hiç hesapta olmayan şekilde Güneş tarafından Beşiktaş'a adeta ihanet etmekle suçlandı...
Neticede onurlu ve karakterli bir adam olan Saiss bu yanlışı affetmedi ve Güneş'i topa tutarak sezon sonu Beşiktaş'tan ayrıldı. Ancak Saiss gibi çok yüksek kalitede bir stoperi kaybetmek hem sportif hem de ekonomik açıdan Beşiktaş'a pahalıya patladı. Saiss kalmış olsa savunmanın ayarları bu kadar bozulmazdı. Amartey veya Bailly'ye ihtiyaç da kalmazdı...

Haberin Devamı

*****

Şenol Güneş ikinci ve en büyük yanlışı Hatayspor ile Gaziantep'e yaptı. Akıl almaz biçimde bu takımların TFF'nin Riva tesislerinde antrenman yaparak geçen sezon lig maçlarına devam edebileceklerini savundu...
Bölge genelinde 50 binden fazla insan hayatını kaybetti. Yaşanan facia, asrın felaketiydi...
Hatay'da yaşanan büyük insanlık dramına hepimiz şahit olduk. Dünyaca ünlü yabancı oyuncusu, sportif direktörü, altyapı futbolcusu, altyapı antrenörü, malzemecisi ve personelini korkunç depremde kaybeden Hatayspor'dan bir ay sonra maçlara çıkmasını istemek neresinden bakarsanız bakın felaketti. Yaşanan deprem kadar olmasa da korkunç bir talepti...
Meslektaşı ve eski öğrencisi olan Volkan Demirel'in deprem sabahındaki içler acısı hali bile tek başına Güneş'i frenlemeliydi ama yetmedi.
Ölümün soğuk nefesini hücrelerine kadar hissetmiş, saniyeler içinde hayata dair her şeylerini kaybetmenin eşiğinden dönmüş insanlardan sahaya çıkıp futbol oynamalarını istemek akıl ve vicdanların kabul edebileceği bir şey değildi ama Güneş'e göre normaldi!
Çünkü lige devam etmiş olsalar Hatayspor ve Gaziantep kalan karşılaşmalarda hükmen mağlup sayılmayacak, ezeli rakiplerden belki de ikişer üçer puan koparacaklardı. Şampiyonluk rüyası gören Güneş'in hesabı bu kadar basit ve inanılmazdı...

Haberin Devamı

*****

Şenol Güneş üçüncü büyük yanlışına Adana Demirspor deplasmanında imza attı.
Sonuç ne olursa olsun, maç oynanmış bitmişti. Saha içinde hiçbir gerilim yaşanmamıştı. Maç sonunda da ortalık son derece sakindi.
Ancak Güneş maç sonrası Bucaspor döneminden tanıdığı Adana Demirspor sportif direktörüne sarılan Salih Uçan'ı neredeyse dövecekti. Önce çekiştirip ardından son derece kaba bir şekilde sırtından ittiği milli futbolcuya derhal soyunma odasına gitmesi talimatını verdi...
Hakikaten Salih'in suçu büyüktü! Güneş'in yaptıklarını fazlasıyla hak etmişti!
Eski bir dosta selam vermek, fair-play ruhuyla tebrik etmek falan Salih'in ne haddineydi!
Oysa hepimiz biliyoruz ki Salih'in yerinde takımdaki ağır abilerden biri olsaydı Güneş görmezden gelip, yoluna devam ederdi...
Salih'e yaptıklarını aklından bile geçiremezdi...

*****

Eski bir öğretmen olan Şenol Güneş'in son 10 aydaki vukuatları özetle böyle.
Belli ki öğretmenlik yılları çoooook gerilerde kalmış Güneş'in.
71 yaşında bir öğrenci olarak yoluna devam ediyor, bize de onun adına utanmak düşüyor...