2. HAFTA
İngiltere Premier Ligi denince uluslar düzeyinde dünya üzerindeki en önemli lig organizasyonu akıllara geliyor. İngilizlerin uluslaşma aşamasını da, futbolla tanışma ve ligleşme sürecini de en erken düzeylerde yaşamış olması bu yakıştırmada mutlaka önemli bir pay sahibidir. Ancak Premier Lig’in etkisini ve gücünü sadece bunlarla açıklamak herhalde çok feodal kalırdı.
1880’lere dek uzanan İngiliz birinci liginin evriminde en önemli geçişin 1992’de Premier Lig’in kurulmasıyla yaşandığını söylemek gerek. Çağın gereklerine uygun kurumsal bir organizasyon oluşturma ihtiyacı, futbola ekonomi hayatının genel - geçerlerini aktarma yoluyla, yeni bir organizasyonun kolayca yaratılmasına ön ayak olacaktı.
Aslında futbolun seyri açısından asıl kırılma noktası, gelişen teknoloji ve beraberinde getirdiği teknik olanaklardı. Bir maçın, sadece o maç için stada gelen kişiler tarafından izlenen bir etkinlik olmaktan çıkması, güzel oyunun o tarihte ve sonrasında tüm seyrini değiştiren ana etken oldu. Televizyon yayıncılığının gelişmesi, futbolun statlarda bir grup insan tarafından takip edilen bir hafta sonu eğlencesinden başka bir şeye doğru kabuk değiştirmesini zorunlu kıldı.
London Weekend televizyonu yöneticileri ligin 5 önemli kulübünün temsilcilerini önemli bir konuyu görüşmek üzere toplantıya çağırdıklarında tarihler 1990’ı gösteriyordu. Aslında zaten televizyon yayınları vardı da, bunların daha kapsamlı bir şekilde ele alınıp yeni bir yol haritası çizilmesi, daha ‘profesyonelce’ bir yaklaşımla değerlendirilmesi gerekiyordu. Premier Lig modeli, parayı çoklukla o ligdeki etkin kulüpler arasında bölüştüren bir modeli öneriyordu. Tabi bu sistem zamanla büyük kulüplerin daha da büyümesini sağladı. O dönem yayın hakkı için televizyonlarca ortaya konan ilk teklif 205 milyon pound idi.
Pasta iyice büyüdü
2013-2014 sezonu Ada’daki büyük kulüpler için belki de tarihlerinin en zengin dönemine işaret ediyor. Tottenhamlı Gareth Bale 100 milyon euro karşılığında Real Madrid’e gidiyor. Yıldız oyuncular haftalığı 200 bin poundu geçen maaşlar alıyorlar. Televizyon para değeri 5.5 milyar pound düzeyinde. Kulüp gelirleri 2.3 milyar pound seviyesine gelmiş durumda. Chelsea, Tottenham, Arsenal gibi kulüplerden sezonluk bilet mi almak istiyorsunuz? Kombineler 2 bin pound ortalamalarında.
Premier Lig’de bu sezon bazı önemli değişiklikler de oldu: Teknoloji geldi! Futbolda son dönemlerin en tartışmalı konularından olan teknoloji kullanımı Ada'da hayata geçti. Topun çizgiyi geçip geçmediğini belirleyecek olan şahin gözü teknolojisi ligde bu sezon uygulamaya konuldu. Stadın çeşitli bölgelerine yerleştirilen 7 adet kameradan gelen verilerin, hakemin kolundaki saate sinyal göndermesi ile çalışan sistem resmi olarak ilk kez FIFA Dünya Kulüpler Kupası’nda kullanılmış ancak burada işlerliğini deneyecek bir pozisyon olmamıştı. Neyse ki şahin gözünü kullanan ilk ulusal futbol ligi olan Premier Lig’in ilk haftasında, Chelsea-Hull City mücadelesinde kritik bir pozisyonda devreye giren sistem olası bir yanlış hakem kararının önüne geçti ve sezona iyi bir başlangıç yaptı!
Liverpool da kendi çapında ilginç bir uygulamaya imza attı. Yeni sezonda kötü tezahüratın önüne geçmek için ilginç bir yol buldu. Kırmızı-beyazlılar yayınladıkları listeyle yeni sezonda kullanılmasını yasakladıkları 40 kelimeyi duyurdu. Tribünlerde siyasi içerikli tezahüratı yasaklamayan Liverpool, ırk ve din, seks tercihleri ve engelli insanları incitmemek için kullanılmasını yasakladıkları kelimeleri açıkladı.
İngiliz ekibi bu kelimeleri kullanan taraftarlar hakkında işlem yapılacağını ve stattan ömür boyu mene kadar cezalar çıkabileceğini kaydetti.
Dinsel içerik: Musevi (Argo: Yid) Çingene (Argo: Pikey). Irk: Latin kökenli (Argo: Spic) Çalmak (Argo: Nip) Çingene Melez Zenci (Kötü) Müslüman, Arap (Argo: Raghead) Renkli (Ten) Çinli (Argo: Chink) Ortadoğulu (Argo: Wog) Zenci (Argo: Coon) Pakistanlı
Cinsiyetçi: (Argo: Dyke) Eşcinsel, lezbiyen (Argo anlamları: Poof, Fairy, Homo, Knob-jockey, Fag, Queer, Bender, That's gay, You're gay)
Cinsiyet içeren: Transseksüel (Argo: Ladyboy) Jigolo Kraliçe Prenses Ödlek (Argo: Man-up)Transseksüel (Argo: Tranny) Eşcinsel (Argo: She-man) Kadın gibi olma
Engellilerle ilgili: Spastik, özürlü Down sendromlu Cüce Kötürüm
*******************
Cardiff City’nin başına Türk asıllı bir başkanın geçmesi de bizim için haber değeri olan bir başka gelişmeydi. Kıbrıslı Türk işadamı Mehmet Dalman, "Cardiff City'de başkanlık görevine getirilmekten onur duyuyorum. 2012 yılının ocak ayında yönetim kuruluna katıldığımdan bu yana kulüpte çok iyi zaman geçirdim. Şimdi ise kulübe başkan olarak daha fazla katkıda bulunma fırsatım olacak" ifadesini kullandı.
Bir de futbolculara getirilen kısmi sosyal medya yasakları var. Geçtiğimiz yıl bu konuda birçok hadise yaşanmasının ardından harekete geçen yetkililer bu sene oyuncuların twitter hesaplarındaki takipçi sayısının artmasına yol açacaklar. Kısıtlamalar için yasal düzenleme yapılması öngörülüyor.
Liverpool sezonun bir başka iyi başlayanıydı. Stoke City'yi de Aston Villa'yı da 1-0'lık skorlarla mağlup ettiler. Her iki maçta da galibiyeti getiren golleri atan Daniel Sturridge geçen sezonki formunu koruduğunu ve bu yıl yine iyi işlere imza atacağını gösterdi.
İkinci hafta geride kalırken, üçüncü basamakta Tottenham bulunuyor. İlk maçını deplasmanda Crystal Palace ile oynayan Londra ekibi, bu maçı da 2. haftadaki Swansea karşılaşmasını da 1-0'lık skorlarla kazanmasını bildi. Gareth Bale kalacak mı, gidecek mi karmaşası içinde yeni sezona merhaba diyen Tottenham, her halükarda lige bir şekilde tutunacağını göstermiş oldu. İki maçta iki golü de penaltı atışlarından yeni transfer Soldado kaydederken, İspanyol futbolcu bunların dışında oynadığı oyunla da takımına umut verdi.
Ve geldik geçtiğimiz sezonun şampiyonu Manchester United'a... Son yıllarda her sezona 'Olağan şampiyon' olarak başlayan Kırmızı Şeytanlar'da bu kez biraz daha farklı bir hava hakim. Ligin ilk haftası Swansea'yi deplasmanda zorlanmadan 4-1 geçseler de, Chelsea ile 0-0 berabere kaldıkları mücadele, bu yıl üst düzey maçlarda epey zorlanacaklarını ortaya koydu.
Arsenal’de sezon protestolarla başladı. Taraftarlar takımdan birçok oyuncunun ayrılmasına karşın Sanogo hariç transfer yapılmamasını kınadılar. Teknik Direktör Arsene Wenger’e ‘Para harca’ diye seslendiler. Arsenal ilk hafta Emirates’te Aston Villa’ya 3-1 yenilince hezeyan büyür gibi oldu. Ancak sonrasında İstanbul’da alınan Fenerbahçe galibiyeti ve ligin 2. haftasındaki Fulham deplasman galibiyetleri (1-3) olası bir taraftar isyanını bastırdı, Wenger de “Harcarız yaa.. Para dediğin nedir ki?” gibisinden şeyler söylemeye başladı.
HAFTANIN KARMASI (4-3-3)
Asmir Begovic (Stoke City)
Branislav Ivanovic (Chelsea)
Kolo Toure (Liverpool)
Ben Turner (Cardiff City)
Ashley Cole (Chelsea)
Aaaron Ramsey (Arsenal)
Aron Gunnarsson (Cardiff City)
Andros Townsend (Tottenham)
Daniel Sturridge (Liverpool)
Olivier Giroud (Arsenal)
Fraizer Campbell (Cardiff City)
HAFTANIN TAKIMI
Cardiff City
Championship’i geçen yıl zirvede bitirerek Premier Lig’e yükselen Cardiff City ilk hafta West Ham United’a boyun eğse de geride bıraktığımız haftada yıldızlar topluluğu Manchester City’yi 3-2 mağlup ederek bu sezon kolay lokma olmayacağı mesajı verdi.
HAFTANIN YILDIZLARI
Fraizer Campbell-Daniel Sturridge
Cardiff City’nin, (diğer City) Manchester’ı mağlup ettiği karşılaşmada Joe Hart’ı iki kez avlayan Campbell galibiyetin mimarı olmasa da; ana taşıyıcı unsurlarından oldu. Liverpool Aston Villa’yı deplasmanda 1-0 mağlup ederken Sturridge (tıpkı bir önceki hafta olduğu gibi) perdeyi hem açan hem de kapatan isimdi.
HAFTANIN GOLÜ
Edin Dzeko
Cardiff City - M. City maçında Edin Dzeko’nun ceza sahası dışından Cardiff ağlarına gönderdiği düzgün vuruş.
HAFTANIN RÜKÜŞÜ
Vincent Tan
Cardiff City’nin Malezyalı sahibi Vincent Tan takım elbise ile takım formasını harmanlayan konsepti ile haftanın rüküşü olmayı hak etti.