29.03.2025 - 09:17 | Son Güncellenme:
Fenerbahçe milli ara dönüşü hata yapmadı. Sarı-lacivertli takım Süper Lig'in 29'uncu haftasında Bodrum FK'yı deplasmanda 4-2 mağlup etti. Spor yazarları mücadeleyi yorumladı.
CİDDİYET ÖNEMLİ - HALİL ÖZER (MİLLİYET)
Lig ve Avrupa’da son oynanan üç maça baktığınız zaman Fenerbahçe’nin pozisyon üretme sorunu yok... Set oyununda ve kontrada iyi yerleşim ve orta alan katkısı, kanatların desteği ile neredeyse her atak gol pozisyonu oluyor. Ama Rangers ve Samsun maçlarında Fenerbahçe forvetlerinin ayağında sanki pranga vardı. Sonuçta hem elendiler hem de ligde iki puan kaptırdılar. Tabii dün öyle olmadı. Yine bol pozisyon vardı ama bu kez neredeyse kaçan gol yoktu. Genç kaleci Rüzgar’ın tecrübesizliğini de - özellikle 3. golde - unutmamak lazım.
'KOSTIC'İN YORGUN OLDUĞU HER HALİNDEN BELLİYDİ'
İlk yarı Fenerbahçe çok rahat oynadı. Fred’in yokluğunda İrfan Can özellikle hücumda etkili olmaya çalıştı. Tabii bölgesinin yabancılığı oyuna biraz geç girmesine neden oldu. Ama sonra ağırlığını oyuna koydu. Sağ kanatta Oğuz ise bildiğiniz gibi. Gençliğinin verdiği enerji ile hiç yorulmak bilmiyor. Milli takımda oynadığı zorlu Macar maçlarına rağmen yine çok etkiliydi. Ama sol kanatta oynayan Kostiç için aynı şeyi söyleyemeyeceğiz. Yorgun olduğu her halinden belliydi.
İlk yarı fırtına gibi geçti. Futbolumuzda 45 dakika 5 gol izlemek öyle kolay kolay rastlanacak bir olay değil. Fenerbahçe golü erken bulunca maçın çok kolay geçeceğini düşündü. Ve bunun bedelini de penaltıdan yediği golle ödedi. O golden sonra işin ciddiyetinin farkına ancak vardı. Daha doğrusu kafasına dank etti. Gaza bastılar, hemen cevap verdiler ve ciddiyetle maçı ilk yarıda bitirdiler.
'LIVAKOVİÇ NE OLACAK?'
2. yarı tam rölanti geçti. Fenerbahçe fazla basmadı, oyunu kontrol etmeye çalıştı. Büyük bir bölümde etti de. Ancak son bölümde Bodrum’un atakları çok etkili oldu. Kaleci İrfan Can dün yine başarılı bir günündeydi. Ama tabii şu var. İrfan Can böyle formdayken Livakoviç ne olacak? O da ayrı soru. Ancak Mourinho futbolun bu yönüne bakan bir hoca değil. Kim formdaysa onu oynatıyor. O yüzden de diyecek söz yok.
Talisca ilk yarıda bir penaltıya neden oldu, bir de çok net gol kaçırınca morali çok bozuldu. O yüzden kazanılan penaltıyı Fenerbahçeli futbolcular Talisca’ya attırdı. Ama şunu net olarak söyleyebilirim ki Talisca hala hazır değil. O yüzden Suudi’den futbolcu alırken daha iyi düşünmek lazım. Orada antrenman yerine galiba ortada sıçan oynuyorlar. Yoksa bu hal açıklanabilir değil.
'ZORLANMADAN ÜÇ PUAN'
Fenerbahçe 2. varıda istese daha çok gol atabilirdi. Ancak Mourinho çarşambayı da düşünerek değişiklikler yaptı. Tabii bu değişim nedeniyle Fenerbahçe’nin saha içindeki kontrollü futbolu da kayboldu. O yüzden rakibinden tehlikeli ataklar yedi. Sonuç olarak Galatasaray’ın bu hafta Beşiktaş ile çıkacağı maç nedeniyle bu üç puan Fenerbahçe için çok önemliydi. Fazla da zorlanmadan bu üç puanı almaya başardı.
FENERBAHÇE LİG ORTALAMASININ ÜZERİNDE OYNUYOR - UZAY GÖKERMAN
Milli aralar o kadar uzun oluyor ki Süper Ligi hatırlamak için çaba harcamak gerekiyor. Türkiye gündeminin farklı rotalara kayması nedeniyle futbola dair konsantrasyonun da zayıfladığını hesaba katmamız doğru olur sanırım. “Evet, nerede kalmıştık” sorusunun anlam kazandığı bir yerden devam edelim. Hatırlayalım mı? Samsunspor beraberliği ile Galatasaray ile arasındaki puan farkı bir maç eksik 9 puana çıkmıştı Fenerbahçe’nin.
Bunun psikolojik bir eşik olduğunu ayrıca eklememiz gerekiyor. Yoksa normal şartlar altında, üç puanlı bir yarışın içinde, hele bir maç eksiği ile 9 puanlık farkın sorun yaratmaması beklenir. Ancak terazinin bir tarafında Galatasaray, diğer tarafında Fenerbahçe olduğunda normal şartlar diye bir ön koşul fazla anlam ifade etmiyor.
Üstelik ortada bir de Beşiktaş-Galatasaray derbisi varken. Galatasaray uzunca bir süreden beri şampiyonluk mücadelesi verdiği sezonlarda Beşiktaş ve Trabzonspor maçlarından tulum 6’şar puan çıkarıyor. Beşiktaş’ın son şampiyonluğundan bu yana fazlasıyla istikrarsız sezonlar geçirmesi Fenerbahçe cephesinden, Galatasaray’ın puan kaybı beklentisine dair umutlarını oldukça zayıflatıyor. İşte Milli ara öncesindeki genel ruh halini bu şekilde özetleyebiliriz sanırım.
'TEK KOZ MOURİNHO'
Bu perspektiften bakıldığında Fenerbahçe’nin tek kozunun Mourinho olduğunu söyleyebiliriz. Çünkü Portekizli Hocanın hem kariyeri hem de mücadeleci kişiliği bu tarzdaki yarışları sonuna kadar götürmüş olma tecrübesi ile bir araya geldiğinde Süper Lig teammüllerini alt üst etmek açısından tek ihtimal, şans olarak beliriyor.
Mourinho’nun önümüzdeki sezon da kalacağının bilinmesi her sezona yeni başlangıçlar yaparak sürekli zaman kaybeden Fenerbahçe’nin standartlarının değişmesi açısından da önemlidir. Çünkü bu sezon kaybedilmiş olsa da gelecek sezona dair oyun hazırlıklarını takip etmek gerekiyor.
Gençlik! Sanırım en önemli ve kritik kavram olarak gündemimizin merkezine yerleşmiş durumda. Her ne kadar tecrübe ile gençliği bir arada doğru kurgulamak çok önemliyse de geleceğin sahibinin gençlik olduğunu her fırsatta hatırlamak gerekiyor.
Dün Fenerbahçe’yi bir bakıma ipten alan da bu gençlik oldu. Karşılaşmanın hiç beklenmedik bir şekilde bir anda 1-1’e gelmesiyle “acaba bu maç da zora mı girdi?” kaygısı kendisini göstermeye hazırlanırken, En Nesyri’nin çok kötü şut denemesinin asiste dönmesi sonucu son vuruş noktasında bir anda Oğuz Aydın’ın belirmesiyle Fenerbahçe tekrar hayat buldu diyebiliriz.
'ÇORAP SÖKÜĞÜ GİBİ'
Sonrası çorap söküğü gibi geldi peş peşe ve orada da maç sona erdi. Golü çok erken buldu Fenerbahçe. Birçok takım böyle zamanları fırsata çevirip farka giderken aynı şeyi Sarı Lacivertli ekip için söylemek pek kolay değildi dün akşam. VAR’ın müdahalesiyle çok kötü ve görüntülere bakıldığında hiçbir şeyin anlaşılmadığı bir penaltıydı karşılaşmayı beraberliğe getiren neden.
Belki fazla iddialı olacaktır; penaltı olmasa, skor 1-1’e gelmese ilk yarı 1-0 sonuçlanacaktı muhtemelen. Bu durum bir anda Fenerbahçeli oyuncuların içine girdiği o rehavetten sıyırdı ve maçı kazanmak için gol atmaları gerçeği ile yüzleştirdi. İşte Oğuz Aydın’ın golü hem bu sürecin içinde hem de tam zamanında geldi. Orada da kalmadı. İlk yarı En Nesyri gol noktalarının oldukça uzağında kaldı. Talisca her ne kadar daha yakındaymış gibi görünse, golü fazlasıyla istese de olmadı. Son bölümde oyunda giren Dzeko da benzer görüntüdeydi.
Bu yılın ilk 2 ayında oynanan 9 lig maçında Fenerbahçe’nin bu forvet hattı fazlasıyla skorerken, özellikle Avrupa Ligi ve Samsunspor karşılaşmalarında gollerden hızla uzaklaştılar. Aynı ortalamanın içinde kalsalardı muhtemelen hem bu puan farkı olmayacak belki Avrupa’da yolunda devam eden bir Fenerbahçe izleyecektik.
Penaltı bir tarafa dün akşam gol vuruşlarında bir savunma iki orta saha oyuncusunun olması aslında bir bakıma soruna da bir işaret çaktı. Fenerbahçe’nin tekrar yarışta psikolojik dengelemeyi sağlaması için forvet hattını sürece dahil etmesi gerekiyor. Aksayan forvet hattına karşın sağ kanatta Oğuz, solda Kostic, merkezde süreki rakip kovalayan Szymanski ile orta alanda güçlü bir duruş gösteren Fenerbahçe izledik. Bunlara ilave olarak savunmadaki üçlüyü de eklediğimizde bu maçın öyküsünü özetlemiş oluyoruz. Bodrumspor’un ana kadrosundan oldukça eksik bir şekilde sahaya çıktığı bilgisini hafızamızın bir tarafına not ederek, Fenerbahçe’nin özellikle hücum setinde kurduğu tek pasa dayalı top dolaştırma planının giderek çok daha etkili bir oyuna dönüştüğünü görebiliyoruz. Bu oyun Süper Ligin ortalamasının çok üzerinde!
Her fırsatta bunu tekrar tekrar yazıyorum; böylesine çabuk kopmuş bir maçta bile topun oyunda kalma süresi 61.52/98.14 oldu. Fenerbahçe’nin maçlarında topun bu kadar oyunda kalması Süper Ligin de ortalamasını yukarı çekiyor.
Henüz bu plan ceza sahası içinde net bir gol pozisyonu üretememiş olsa da Mourinho’nun bu takıma ne kazandırdığını konuşmak için bize iyi bir veri sunuyor. Az önce konuştuğumuz gibi, aslında buradaki belirleyci faktör forvet oyuncularının son top veya pozisyon almada formsuz veya etkisiz kalmaları. Bu plan içinde gelişme potansiyelini taşıyor. İkinci yarı Fenerbahçe bunu oynamayı sürdürdü ama gol atma zorunda olmamasının verdiği rahatlık ve ilerleyen dakikalarda oyuna giren oyuncuların aynı akışkan oyuna katkı sağlayamamaları yüzünden skor artmadı.
'ÇOK ÖNEMLİ ÇEYREK FİNAL EŞLEŞMESİ'
Hatta Bodrum FK oyuna aldığı takım omurgasını oluşturan oyuncularla bu bölümde gol de buldu. Tıpkı 1-0’dan sonraki gibi. Fenerbahçe’nin plandaki aksayan bu bölüme mutlaka bir çözüm üretmesi gerekiyor. Bayram sonrasında çok önemli bir çeyrek final eşleşmesi var. Fenerbahçe-Galatasaray karşılaşması.
Fenerbahçe’nin eline kaçırdığı fırsatı dengeleme şansı bir kere daha geldi. Daha iyi bir ekip olduğunu hem rakibine hem kamuoyuna göstermesi gerekiyor. Bodrumspor karşısındaki oyun yeterli mi; belki ama sürdürülebilir olmadığı için tehditler ve sıkıntılar barındırıyor. Bu kadar kısa sürede teknik direktörün yapacağı fazla bir şey yok, oyuncuların mutlaka kontrolü ve sorumluluğu eline alması şart. Şimdiden bayramınızı kutluyorum.
Galatasaray'ın yıldız oyuncusu Mauro Icardi, sevgilisi China Suarez ile mutluluk pozlarını paylaşmaya devam ediyor.