20.12.2020 - 09:03 | Son Güncellenme:
Fenerbahçe’nin kalesine yanılmıyorsam, son 4 maçta atılan 5. penaltı bu... Her maç bir penaltı, hatta daha fazlası... Allah aşkına Fenerbahçe tarihine bakın; eşi, örneği var mı? Elbette yok. Bugün ligin son sırasındaki takımlar bile kalelerinde her maçta bir penaltı görmezken, Fenerbahçe savunma anlayışı nasıl oluyor da her maç bir penaltı yapıyor?Fenerbahçeli oyuncular yeteri kadar büyük futbolcu olmayabilirler, ama formasını giydikleri kulübün, takımın çok büyük olduğunu hissetmeleri lazım... Ellleri-ayakları titriyor. Korkuyorlar, panikliyorlar, hemen dağılıp, kırılıyorlar.
Tisserand geçen hafta ayağıyla, dün koluyla penaltı yaptı. Adam penaltıya abone... Elbette bir Tisserand değil... Novak’ın önünde Pelkas var. Ama o sadece dizilişte... Pelkas içeri girmeyi, santrfor arkası oynamayı seviyor ve o bölgede başarılı oluyor. O zaman Novak’ın önü yayla gibi boş kalıyor. Gaziantepli Olkowski, o bomboş alanı bulunca, milli oldu. Parkta gezse bu kadar rahat dolaşamaz. Ayağı taşa-toprağa takılır, tökezler falan... Ama karşısında Fenherbahçe savunma anlayışı olunca “dikensiz gül bahçesinde” dolaşır gibi oynadı. Fenerbahçe’de “Üzüm üzüme baka baka kararır” misali, biraz iyi olan Gustavo ile Ozan Tufan da kötülere ayak uydurmaya başladı. Cisse, “Mumyalar müzesinde” gibi hareketsiz... Oysa geçen yıl gollerin vazgeçilmez adamıydı. Thiam, Kasımpaşa’da birbirinden güzel goller atıyordu, Fenerbahçe’de adım atamıyor. Mert Hakan, Sivas’ta sürekli öne oynardı, Fenerbahçe’de devamlı yana oynuyor. Nedir bu iş, Fenerbahçe’ye kim gelirse niye geri vitese takıyor?
Üstelik Gaziantep’in çok iyi maçlarından biri değildi. Hele ikinci yarıda... Hücumu değil, savunmayı ve skoru korumayı düşündüler. Bütün bunlara rağmen galibiyete yakın olan taraftılar. Üstelik son dakikalarda gelen Kenan’ın frikik golü, tek kelimeyle şahaneydi.İkinci yarıda Fenerbahçe “ehh işte” diyecek kadar bir kımıldadı ama “bal yapmayan arıdan” farksızdı. Pelkas dışında iş yapacak adam yoktu. Pelkas’ın ofsayt gerekçesi ile sayılmayan golü kafamı karıştırdı. Ne kadar milimetrik bir pozisyondu.
Erol Hoca beklerin önünü kapatmazsa kaybetmeye devam eder. Sol savunmanın önüne mutlaka yeni bir isim bulup, Pelkas’ı santrfor arkasına alması gerekiyor. Elinde Novak-Caner ikilisi varken, bunu nasıl uygulamıyor, hayretler içindeyim. Kabul edelim ki, Fenerbahçe’de iş bitirecek adam da yok... Fenerbahçe her maç 3 gol, 4 gol yiyerek bu işi götüremez. Ne Erol Hoca götürebilir, ne de üstündekiler, altındakiler götürebilir... Hafta içinde Emre Belözoğlu’nu dinliyordum; Fenerbahçe’yi eleştirenlere üstü kapalı göndermeler yaptı. Bu Fenerbahçe’yi eleştirmeyeceksen, kimi eleştireceksin? Futbolun doğasında “kötü”ye “iyi” demek mi var? Üstelik Fenerbahçe kötünün de kötüsü... Yılların Emre Belözoğlu’su bunu görmüyor mu?
Emre Belözoğlu dedi ki, “Tüm oyunları bozacağız...” F.Bahçe’ye bir oyun var mı, hadi tartışılır ama diyelim ki “oyun var”, nasıl bozacaksınız? Madem F.Bahçe’ye oynanan oyun var, o oyunu bozmak için, önce sahada rakibinin oyununu bozacaksın. Onu da beceremiyor, her maçı 3-4 yiyerek bitiriyorsunuz. Ne oyunu?Milleti suçlamayın, gerçeği görün... Emre Belözoğlu dahil, kusuru, yanlışı, eksiği, kötü oyunu, hatalı transferi önce kendinizde arayın. Bu felaket tablosu sizin eseriniz...
“Takvimin ne suçu var” demeyin lütfen!.. Pandemisi, seli, depremi, sanki “can almaya azmetmiş” 2020, giderayak Gaziantep’te yoğun bakıma uğrayıp “pes artık” dedirtti ve kırıntılarına razı olduğumuz futbol keyfimizin bir kere daha önüne geçti ama direnmekten başka çare yok.Yakındır; “uğurlar olsun” diyeceğiz “uğursuz yıla”.Gaziantep’e, Gaziantepspor’a geçmiş olsun. Fenerbahçe galibiyeti şehre ve takıma biraz teselli olmuştur belki!Maç başladı, sahada iki farklı takım vardı. Yere sağlam basan, ikili mücadeleleri kazanan savunmada ve hücumda çabuk çoğalan Gaziantep’ti… Pas sayısı ve top kaybı dışında her istatistiği üstündü ev sahibinin. O eksikler de direk ve çabuk oynadığındandı. Topu bile ezbere kesiyorlardı.
Fenerbahçe belki istekliydi ama özellikle ilk yarı sahaya koyabileceği bir oyun bulamadı bu şiddetli rakip karşısında. İkinci yarı zaten oyun falan yoktu. Kimsenin yeri bile belli değildi. Sumudica’yı seversiniz/sevmezsiniz; iki takımdan teknik direktör dokunuşu apaçık ortada olan Gaziantep’ti.En az yenilen, geçen hafta Başakşehir’i yenen Gaziantep, Fenerbahçe’ye attığı ilk golü Altay yemezdi… Peki Ziraat Kupası’nda neden Karacabey’e karşı Oytun değil Altay oynadı? Belki yarın iyice pişecek ama Oytun, Gaziantep’e karşı denenecek kaleci mi henüz?Sonra Gustavo… Ozan ve Mert Hakan forvete katkı yapmak için öne çıkınca iyice yalnız kaldı zaman zaman 3’lü, kimi zaman 4’lü Gaziantep orta sahası karşısında.
İkinci yarı bu sefer o da katıldı öndekilere ve Fenerbahçe son golü yedi.Sonra Gustavo… Ozan ve Mert Hakan forvete katkı yapmak için öne çıkınca iyice yalnız kaldı zaman zaman 3’lü, kimi zaman 4’lü Gaziantep orta sahası karşısında. İkinci yarı bu sefer o da katıldı öndekilere ve Fenerbahçe son golü yedi. Fenerbahçe’de çalışan Pelkas’tı… Nerde çalıştığı belli değildi ve çalıştığında biraz egoist işler yaptı maç boyunca. Anlaşılan, hem ligin başından beri oynayanlar hem de kenarda onları bekleyenler hep birlikte düşmüştü Fenerbahçe’de.
Fenerbahçe’nin beraberlik golü ise ilk yarıdaki tek pozisyonundan Sangare’nin ortasına kale önünden Pelkas’ın dokunuşuydu. Beraberlik biraz rahatlattı Fenerbahçe’yi ve rakibe yüklenmeye çalışıp bir süreliğine kanatlarını/arkayı iyice boşaltmasını önledi ama her maçın penaltı mucidi Tisserand ilk yarıyı 2-1 mağlup kapatmasını sağladı.İkinci yarı Erol Bulut’un Thiam-Ferdi değişikliği ile başladı ve Gustavo’nun da hücumlara katılımıyla Fenerbahçe üstün taraf gibi gözüktü. Cisse’nin direkten dönen topu, Pelkas’ın geçersiz golü hep bu sıralardaydı. Tabi Dicko’nun sakatlanıp çıkmasıyla Gaziantep’in azalan hücum gücü de sebepti.
Cisse’nin yerini Ademi’ye bırakması, Sangare’nin çıkıp Caner’in girmesi ve Novak’ın önüne geçmesiyle Erol Bulut sistemi değiştirip son kartını oynadı. Son on dakika hücum kalabalık, savunma ikinci plandaydı. Daha doğrusu aile boyu hücumdaydı tüm takım…Düşünmek iyiydi ama yaptırmayan bir Gaziantep vardı karşısında. Sürekli Fenerbahçe kalesini rahatsız edip durdular. Gustavo dahil tüm Fenerbahçe hücum takviyesini geri ittiler. Uzatma dakikalarında Fenerbahçe’nin bu ailece geri koşularından sonuncusunda serbest vuruş kazandılar ve Kenan Fenerbahçe kalecisi Oytun’u ikinci kez aldattı, skor 3-1 oldu. Fenerbahçe’ye de geçmiş olsun!Bundan sonra Fenerbahçe’nin şapkasını önüne koyup hocadan savunmaya kadar “ne yapmalıyım” diye düşüneceği haftalar var.
Sangare’nin pasında Pelkas’la bir beraberlik golü bulmuş olsa da Fenerbahçe için bütün bir ilk yarının futbolsuz geçtiğini söyleyebiliriz. Birbiriyle uyumlu herhangi 2 oyuncu yoktu. Kadro farklı ama oyun aynıydı. Ne topu alıp oyunu yönlendirebilen bir takımdı ne hızlı bir geçiş oyunu oynayabilen bir ekip. Fenerbahçe zaten sezonun başından bu yana bunları çok iyi yapamıyor. Ama rakibe şans tanımayan bir savunma organizasyonu kurmuştu. Geçtiğimiz birkaç hafta geri dönerken yaşadıkları sıkıntılar dün başka bir boyuta taşındı. Dün yerleşik savunmada, herkes yerindeyken 2 amatörce gol yediler. Pozisyonlar yakaladılar ama detayları halledemediler. 75’ten sonra Cisse’nin çıkışı ve Sumudica’nın savunmayı 3. bölgede ön alan presiyle başlatması Fenerbahçe’yi yine bozdu. Oytun’un hatalı kurdurduğu barajdan Kenan’ın attığı golle de hakettikleri galibiyeti aldılar.
Sosa’nın nesi var? Neden sahada yok ya da varken bile yok? Bu krizi kim düzeltecek?Maçın starı: Sumudica, Fenerbahçe’nin 2. yarı başındaki oyunu ele almasına yol açan değişikliklere savunmayı daha da geride tutarak değil rest çekerek cevap verdi. Ön alan baskısına döndü. Buna yönelik değişiklikler yaptı. Ve Fenerbahçe’yi kalesinden uzaklaştırdı. Cesur, etkili ve sonuç getiren hamlelerdi bunlar.
Mert Hakan, Sivasspor’da ekstra işler yapan bir hücum oyuncusuydu. Büyüklerin ilgisini çekmesi gayet normaldi. Tabii aşama kaydetmesi gerekiyordu. Maalesef kısa parlamalar dışında bu gerçekleşmiyor. Sürekli zayıf işler yaparak Fenerbahçe orta saha standardını da aşağıya indiriyor.Kısa mesaj: Fenerbahçe’yi ligin başında ayakta tutan Erol Bulut’un kurduğu iyi savunmaydı. İstatistikler orada duruyor. Ancak son haftalarda rakibe gerek olmadan kendi kendilerine gol yiyorlar. Saçma penaltılar, kırmızı kartlar ve yanlış barajlar... Erol Bulut’un radikal kararlar alması şart.
Fenerbahçe’nin üzerindeki kara bulutları dağıtma maçıydı. Rakip güçlüydü ve evinde uzun zamandır maç kaybetmiyordu. Erol Bulut’un bu maçtaki ikili stoperleri Serdar Aziz ve Tisserand olmuştu. Takımın bankoları Gökhan Gönül, Caner Erkin ve Sosa kulübeye çekilmişti. Böylece Nazım ve Novak’a da büyük şans doğmuştu. Sumudica, takımı Gaziantep’i sahaya ofansif oyuncular ağırlıklı sürmüştü. Ev sahibinin iştahını Fenerbahçe’nin kalesini ilk defa bir lig maçında koruyacak genç kaleci Oytun kabartmış olabilirdi. Maç başladı ev sahibinin çok istekli olduğu hemen göze çarpıyordu. Kendi alanını kalabalık tutuyor, kazanılan her topta hızlı ve çabuk atağa kalkıyordu. Fenerbahçe ilk 10 dakika içinde ne yapacağını düşünürken, kalesine gelen ilk top gol oldu. Erken gol Fenerbahçe’yi dağıtmadı. Rakibin kontrollü ve garanti oyunu Fenerbahçe’nin işine geldi.
Gustavo orta alanı toparlamaya çalışıyor, Mert Hakan ve Ozan rakibin açıklarını kovalıyordu. Nazım, sağ kanat bindirmeleri yapıyor; Novak, sol kanadı kullanamıyordu. Ferdi etkisiz, Pelkas hareketli gözüküyordu. Mert Hakan, Nazım, Pelkas organizasyonu golle sonuçlanınca Fenerbahçe derin bir nefes alıyordu. Golden sonra Fenerbahçe maça ortak olur diye düşündük, yine yanıldık. Halbuki biraz mücadele, biraz tempo, biraz istek maça ortak olmaya yeter gözüküyordu. Devre biterken sahneye yine başa dert stoper Tisserand çıkıyordu. Gereksiz yere ceza sahasında topa elle mücadele edince takımını yakıyordu. Penaltı takımın moralini de motivasyonunu da sıfırlıyordu. Devreyi yenik kapatan Fenerbahçe, ikinci yarı tempoyu yükseltince rakibini de kendi alanına hapsetti. Etkisiz Ferdi çıkmış Thiam oyuna girmişti.
Gaziantep kendi alanından çıkamıyor, Fenerbahçe sürekli pozisyon üretiyor ama golü bulamıyordu. Erol Bulut’un son hamleleri golü bulmak için oluyor; Cisse ve Nazım’ın yerlerine Ademi ve Caner’i sahaya sürüyordu. Bu hamleler bile Fenerbahçe’nin golü bulmasına yetmedi. Çünkü takımın iş bitirici bir golcüsü yoktu. Düşünün 2. yarıda rakip tek ciddi atağında serbest vuruştan 3. golü buluyordu. Gaziantep’te ilk deplasman yenilgisini alan Fenerbahçe’yi kara bulutlar iyice kapladı. Bu kötü gidişatın elbetteki tek suçlusu Erol Bulut değil. Ama gerçek şu ki fatura ona çıkacak.
F.Bahçe maça disiplinli ve kontrollü başladı ama bir duran topta genç kalecisinin hatasıyla yenik duruma düştü. Bu golden sonra saha içi dengeler G.Antep eline geçti. Bu tabloda pozisyon bulması tesadüf kalmış Fenerbahçe, 90 dakikadaki en organize atağını yaparak Sangare'nin ortasında Pelkas ile güzel bir gole imza attı. Bu golden sonra Gaziantep öne doğru hareketli oynamaya başladı. Pozisyon bulamıyorlardı ama Tisserand'ın hediye ettiği penaltı ile tekrar skor avantajı yakaladılar. İkinci devre Fenerbahçe, Ferdi-Thiam değişikliği ile başladı. Oyunu karşı alana yıktılar. G.Antep'in pas yaparak ileriye çıkamayışı sürekli pas kayıpları Fenerbahçe'ye hücumda devamlılık şansı verdi. Ama ciddi pozisyon sıkıntısı vardı.
Novak'ın getirdiği iki topu Pelkas ve Cisse değerlendiremeyince neticeye razı olmak zorunda kaldılar. Erol Bulut'un takım tertibindeki en doğru kararı kanat beklerinde Novak ve Sangare'ye yer vermesiydi. İkisi de hem defansif zafiyet göstermediler hem de hücuma destek verdiler. Mert Hakan da tahmin ettiğim gibi Sivas'taki gücünden çok uzakta. İkinci doğrusu da devrede Ferdi'yi çıkarmasıydı. Ferdi genç bir yetenek, oynatılmayınca üzülüyor. Ama şans bulduğunda da 'Oynamak benim hakkım' diyecek performansı gösteremiyor. Fenerbahçe'nin oturmuş bir düzeni olmadığı gibi başka değişik özellikleri de yok. Örneğin, ilk yarı Gaziantep defans bloğunu zaman zaman öne çıkardı. Ama arkaya sarkacak oyuncu tipi yok. Gaziantep çok önemli bir galibiyet kazandı. Ama dün mücadele dışında olumlu bir futbol sergileyemediler.
Misli.com'a üye ol 10 TL Kazan! Hemen oynamak için buraya tıklayın!