22.11.2021 - 07:40 | Son Güncellenme:
Spor Toto Süper Lig'in 13. haftasında Galatasaray sahasında ezeli rakibi Fenerbahçe'yi ağırladı. Sarı Lacivertliler Crespo'nun son dakika golüyle sahadan 2-1 galip ayrıldı. Spor yazarları Galatasaray-Fenerbahçe derbisini değerlendirdi. İşte ayrıntılar...
"Galatasaray karşısındaki tüm dezavantajlarına ve Pereira gibi kaç futbolcu değiştirdiğini bile hesaplayamayan hocasına rağmen uçurumun kenarındaki Fenerbahçe düşmeyip lige tutunduysa bunu başkan Ali Koç’un kapısında “girilmez” yazan bölgeye müdahalesine borçludur.Evet… Fenerbahçe’nin dünkü derbideki kahramanı Ali Koç’tur.Varsın bundan sonra “sinek ikilisine” dönmüş olsun Vitor Pereira… Varsın bazı Fenerbahçe yıldızlarının ancak “azarlanınca” performans verdiği, bazılarının da ebediyen “ıskartaya” çıktığı belli olsun.Varsın “hocaya karışılmaz” diye yazılı olmayan futbol anayasası çiğnenmiş olsun…Durum yaşamsaldı… Takıma ve hocaya bir “dokunuş” gerekiyordu; Ali Koç dokundu.Geriye dönüp “Fenerbahçe’yi bu aşamaya getiren de Başkan’ın tercihleriydi” diyebilirsiniz tabi. Doğrudur ama mevzu bu sezon ve dünkü derbi ise, takımı hayata döndürdüğü gerçeğini değiştirmez."
"Formsuz ve umutsuz Fenerbahçe’de olaya el koyarak sistemi ve takımı değiştiren Başkan, sadece “kendi teknik direktörüne rağmen” kazanmadı derbiyi… Araları yıllardır yüksek gerilimli Galatasaray teknik direktörünü de yendi “derbi içindeki derbide”.Unutmayın, Terim’in maçta önce futbolcularına “atabildiğiniz kadar atın Fenerbahçe’ye” demesinin altında yatan da bu malum zıtlaşmanın dışa vurumuydu aslında… Fenerbahçe galibiyet golü ardından Terim’in gördüğü kırmızı kartta.Ali Koç’un Pereira’ya dikte ettiği sistem basitti… Her iş adamı gibi elindeki en iyi adamların sahada olmasını sağlayacak bir diziliş yeterliydi. O da dörtlü defansla mümkündü.Böylece, ayak bileği, tekniği, pas ve futbol zekası üstün dört futbolcusu Mesut, İrfan, Sosa, Mert hatta Zajc ile çıktı sahaya Fenerbahçe ki, İrfan’ın pasıyla arkadaki boşluğa yetmiş metre koşup topu kaleye gönderen, fizik olarak yetersiz görülen Mesut’tu."
"Daha önce maçın ilk golünü de benzer bir şekilde Kerem’den yemişti Fenerbahçe. Çünkü Pereira dörtlü defansa üçüncü stoper Szalai’yi sığdıramamıştı. Kim Min Jea maçın tamamında “iki stoperlik” oynamasa, Fenerbahçe savunması rakibi durduramazdı açıkçası. Üç net gol kurtardı, sayısız pozisyonu başlamadan bitirdi, harikalar yarattı Koreli.G.Saray bilinen kontratağa dayalı oyununu oynuyordu, değişim Fenerbahçe’deydi. Her ikisi de bildiklerinden uzaklaştıklarında, önde basmak istediklerinde golü yediler ilk yarı.İkinci yarı yine Fenerbahçe’nin düzgün ayaklı futbol ustaları ağırlığında başladı. Maç berabere olmasa terim bunu kırmak için orta sahada hamle yapabilirdi ama bir yandan da skor üretecek futbolcuları sahada tutmak zorunda kaldı. Ancak 65’de oyuna Taylan ve Diagne’yi ekledi.Pereira’nın karşı hamlesi, topu taşıyan, adam eksilten İrfan ile Sosa’yı dışarı alıp Osayi ve Crespo’yu sokmak, üçlü defansa dönmekti!.. Ufukta bir başarı gözüküyorsa, eski tercihleri sahada kendi sistemi uygulamadayken gelsin diye mi düşünüyordu acaba?Bu tercihlerle hakim olduğu oyunu Galatasaray’a ikram etmeye başladı Fenerbahçe."
"Nitekim maçın son çeyreğinde sekiz kişi ile kalesini savunmaya çalıştı. Üzerine ikinci sarı kartla Tisserand atılınca on kişi kaldı. Ardından Diagne’nin faul nedeniyle iptal edilen golü geldi.Pereira maçın bitmesine iki dakika kala iyice kendini kaybetti ve değiştirdiği iki futbolcu üzerine dört futbolcuyu değiştirmek üzere kenara dizdi.Her şey bu kadar feci durumdayken “futbolun melekleri” Ali Koç’un emeklerine karşılık vermek istemiş olmalı ki, Galatasaray -daha doğrusu rakip başkana ders vermek isteyen Terim- kazanma hırsına kapıldı, ailecek öne çıktı, arkada fırsat bıraktı ve on kişilik F.Bahçe uzatmada Crespo’nun golüyle maçı galip bitirdi.Favori Galatasaray… Derbi rakip sahada. Tribünler full ve agresif. Son on dakika on kişi kalmış Fenerbahçe. Daha da vahimi Pereira kulübede!Bu bir mucize!"
"Çok uzun yıllar sonra bir Galatasaray-Fenerbahçe maçının, “Aman gol yemeyelim” diye değil, “Aman gol atalım“ diye başladığını gördüm. Öyle olmasa, ilk yarıda gelen karşılıklı birer golde, iki savunma da ikişer adamla yakalanır mıydı?Hadi, Fenerbahçe’nin yediği golde, ağır savunması, Türkiye’nin en çabuk adamı Kerem Aktürkoğlu’nu yakalayamadı. Ancak Fenerbahçe golünde Mesut Özil gibi ağır bir oyuncu, topu 50 metre sürmesine rağmen Galatasaray savunması yetişip müdahale edemedi.Goller dediysek, Fenerbahçe golünden önce İrfan Can’ın Kerem’den müthiş sıyrılışı ve Mesut’a olağanüstü asisti, Türkiye’deki futbol standartlarının üstündeydi."
"İlk yarıda Fenerbahçe’nin oyunda daha üstün, daha istekli, daha diri olduğunu söylemeliyiz. Ancak goller dışında iki net pozisyonu Galatasaray kaçırdı… Önce Feghouli; kaleci Berke’nin müdahale alanının dışına vurabilirdi, yapamadı. Kaleci Berke’ye bu tehlikeyi önleme şansını verdi. Berke ilk yarının son dakikasında çok kritik bir Berkan ortasını da mükemmel kesti.Bu ilk yarıda, İrfan Can‘ın gol asisti öncesi Kerem‘i geçişinden faul, Berisha’nın içeri çevirmek istediği topun Berkan’ın eliyle buluşmasından penaltı çıkmaz. Diagne’nin sonlarda gelen golünde, kafa vuruşundan önce Berisha’yı itmesi var. VAR uyarısıyla golün iptali doğru… Serdar Dursun’un son saniyedeki itmesi, Diagne itmesi ile aynı şiddette mi, bu da tartışılır...İkinci yarıda işin rengi değişti. Galatasaray oyunu ve Fenerbahçe’yi resmen teslim aldı. Hele 55-65 arasındaki 10 dakika... Galatasaray’ın iki beki, Yedlin ile Van Aanholt bile Fenerbahçe ceza alanı içinde adeta cirit attı. Bu dakikalarda genç kaleci Berke’nin iki müthiş kurtarışına, stoper Kim Min Jae’nin mucizeler yaratışına tanıklık ettik."
"Galatasaray gerçekten bir derbide yakalayamayacağı kadar pozisyon yakaladı. Ama Berke’ye takıldı, Kim duvarına çarptı, beceriksizliğini de yanına kattı.İlk yarıda bu kadar etksiz kalırsan, ikinci yarıda bu kadar gol kaçırırsan, bu kadar beceriksiz kalırsan hakemdi, rakipti, VAR’dı, yoktu konuşmayacaksın, yanlışı kendinde arayacak , özeleştiri yapacak, faturayı kendine keseceksin.Fenerbahçe’de Mesut, en mesut olduğu dönemlerde bile bu kadar mücadele etmemiştir. İlk defa Mesut gibi oynadı... Genç kaleci Berke, “Ben buradayım, korkmayın” dedi. Kim Jae, “Süpermen“ gibi oynadı. Tombaladan çıkan Crespo, golü atıp “bingo” yaptı.Vitor Pereira‘ya sormak lazım; Başkan telkiniyle dörtlü savunmaya döneceksen, geride kalan 12 maçta üçlü savunmada inat edip Fenerbahçe’ye niye bu kadar puan kaybettirdin?Elbette Fatih Hoca… Şampiyonlukta son iki yılı ıskaladı…Tarihinde, kariyerinde, istatistiğinde şampiyonluğu üç yıl arka arkaya ıskaladığı yazmıyor… Ama bu sezon bir ilk yaşanabilir. Görüntü öyle…"
"Galatasaray maç sonu kaybeden her takım gibi “hakem“ dedi. Özellikle ikinci yarıda yakaladığınız beş net gol pozisyonundan en az üçünü atabilseniz gene “hakem” diyecek miydiniz? Maç bitti, yazıyı yazıyorum. Hakem otoritelerini daha dinlemedim. Ama Galatasaray hakemle mi kaybetti, akıl almaz fırsatları kaçırıp mı kaybetti derseniz..... Ben “kaçırdıklarıyla kaybetti” derim."
"Saz şairlerinin atışmalarına benzer bir maç izledik.Güzel, keyifli, tempolu, akıcı, yaratıcı.İkisi de asla alttan almıyor, rakibine yol vermiyordu… Dedik ya, atışma!Sen gol mü attın, ben de atarım.Sert mi yaptın, al sana bir sertlik de benden.Geçiş oyunu, çabukluk ve ustalık mı dedin, al benden de aynen böyle.Sarı kart mı? Sarı kart… Fatih Hoca da sarı mı gördü? Pereira aşağı kalır mı? O da sahaya girer devre sonunda, hakeme atarlanır ve görür kart.Dengeli, eşitlikçi, çabuk oynadılar."
"Oyun başlarken gördük ki sezon başından beri üçlüde ısrar eden Pereira, derbiye özel dörtlü savunmaya dönüyor… Mesut Özil de yedek kulübesinde değil, oyunda, iyi mi!Anlaşıldı… Fenerbahçe’yi maça Başkan hazırlamış… Vitor’un yaptığı, kurmay masasındaki kararları manevra alanına indirmek.Galatasaray derseniz… Kendi sahalarında kendi bildikleri gibi başladılar maça… Fatih Terim, Halil’i santrfor olarak başlattı. Öteki golcüleri yanında hamleye sakladı."
"İki golde de derbiye yakışan güzellik ve ustalık vardı. Galatasaray’ın formda millisi Kerem, orta alanda topu kaptı, hızla Fenerbahçe kalesine yöneldi. Sonra Morutan’a attı topu, ceza alanına daldı. Morutan’ın kolay asistiyle boş pozisyonda Berke’yi avladı.On beş dakika sonra İrfan Can, akıl ve ustalıkla Mesut Özil’i gördü. Santranın hemen gerisindeydi Mesut. Topla ofsaytsız buluştu. Geç uyanan iki rakip savunmacıya rağmen sağ ayağıyla Muslera’yı avlayıverdi."
"Arada Mesut’un golünden sonra sahaya atılan yabancı (?!) maddeler nedeniyle yaşanan itiş-kakış ve çatışma hali de vardı. Neyse ki tepesi atan oyuncuları sakinleştiren aklı başında rakipler de mevcuttu. Halil Umut Meler sarıları kılıç gibi kullandı. Kalelerini terk edip vaka mahalline koşan Muslera ve Berke’yi de ihmal etmedi."
"İkinci yarıda hocalar oyuncu değişiklikleriyle hamle ederken, doğrusu bu ya, 72’deki İrfan Can-Crespo kararını yadırgamıştık. Pereira’nın üçlüye dönüşü tamam da, iyi günündeki İrfan’ı almanın anlamı neydi? Ayrıca Serdar Aziz, Rossi ve Serdar Dursun’u da Mert Hakan, Mesut Özil ve Berisha’nın yerine oyuna almıştı Pereira.Sonradan anlaşıldı… Enerji takviyesiyle kafa karıştıran sürpriz adamlar sayesinde golü de buldu, üç puanı da.… Tarihi golü atmak da Crespo’ya düşmüştü."
"Tisserand içeride, Fatih Hoca da kenarda kırmızı kart gördüler. Fenerbahçe 10 kişi oynarken golü ve galibiyeti buldu. Dahası, ligdeki iddiasından da kopmadı.Maçı hak ederek aldılar tamam da… Sahi, kazanan kimdi? Başkan mı hoca mı?"
"52 bin taraftar Galatasaray NEF Stadı’nı gerçekten maça çok iyi hazırlanmış. Tribünler bayram yeri gibiydi. Müthiş tezahürat, baskı, her şey vardı.Sarı-kırmızılı futbolcular karşılaşmaya da iyi başladı. Kerem ile golü buldu, Feghouli’nin gollük şutunu Berke çıkardı. 20. dakikadan sonra Fenerbahçe orta sahada dengeyi sağladı. Hatta oyunun kontrolünü de eline geçirdi."
"Galatasaray ikinci bölgede top tutamadı, final paslarının hiçbiri yerini bulmadı. Daha sonra sahneye Mesut çıktı. Santradan aldığı topu götürdü ve beraberlik golünü attı. Burada Galatasaray’ın stoperlerine, “Siz ne iş yaparsınız?” diye sormak lazım.Skora denge geldikten sonra derbinin 60. dakikasına kadar oyun ortada geçti. Daha sonra Cicaldau’nun müthiş iki şutundan birine Berke yine geçit vermedi. Aanholt’un gollük pasında Kim Min Jae son anda dokundu ve golü önledi. Son 30 dakikada galibiyeti daha çok isteyen Galatasaray’dı. Fenerbahçe’nin kalesine daha çok gitti. Yerini bulmayan paslar, gereksiz top kayıpları bir türlü golü bulamadı."
"Fatih Terim’in Diagne ve Taylan’ı oyuna alması üstünlüğü yine sarı-kırmızılılara geçiren etkendi. Diagne gol yollarında etkili bir santrfor... Golünü de attı, fakat rakibe faul yaptığı gerekçesiyle geçersiz sayıldı.Evet, herkes Galatasaray’dan daha baskılı, gol yollarında daha etkili bir futbol bekliyordu. Benim anlayamadığım, neden sarı-kırmızılılar çift santrfor ile oynayıp bu fırsatı kullanmıyor. Kendi kendime düşünüyorum, Feghouli ve Morutan’dan birinin yerine Mustafa Muhammed ya da Diagne oynasaydı acaba Galatasaray daha mı rahat skor bulurdu? Tabii Fatih Terim bunların hesabını bizden daha iyi yapıyordur."
"Ama ne oldu o muhteşem taraftara... Kafası önünde stattan ayrılmak zorunda kaldılar. Halbuki herkes maçı Galatasaray’ın bu kadroyla rahat kazanabileceğini düşünüyordu. Maalesef bir türlü olmuyor. Futbolcular, o coşkulu, baskıyı, rakibe presi sahaya koyamıyorlar. Hele bazı maçlarda resmen yürüyerek oynuyorlar.Bundan sonra ne olacak? Zirve mücadelesinden daha çok uzaklaşacaklar. Sonuçta gerçekten Galatasaray adına üzüntülü bir gece oldu.Maçın hakemi Halil Umut Meler, iyi başladı ama daha sonra kontrolü kaçırdı. Kötü kararlar verdi."
EN YÜKSEK ORANLARIN ADRESİ MİSLİ.COM Hemen oynamak için buraya tıklayın!