19.01.2021 - 07:15 | Son Güncellenme:
Valencia’dan başlamam lazım... Belli; donanımlı, yetenekli, kaliteli, kariyerli bir oyuncu... Müthiş de bir gol attı. Ama topu ayağına her alışında en zoru neyse onu yapmaya çalışıyor. Basit yollar varken, dolambaçlı yollara dalıyor. Doğal olarak önce topu kaybediyor, sonra İstanbul’a ilk defa gelen turistler gibi o dolambaçlı yollarda kendisi kayboluyor. Valencia biraz daha basit oynasa, Fenerbahçe’ye 10 kat daha yararlı olur.
Fenerbahçe ligin sakin gücü... İsterse ligin lideri ile oynasın, isterse sonuncusuyla... Topu rakibe bırakmakta, rakibin oynamasına izin vermekte bir sakınca görmüyor. Rakibi, hiç olmazsa maçın bir bölümünde eğmiyor, bükmüyor, hapsetmiyor. Asla panik yapmıyor. Maçın her dakikasında sakin kalıyor.Hızlı hücum, öne oynama, rakibi bunaltma elbette futbolda çok geçerli... Fenerbahçe bunu yapmıyor. O sakinliğini, kaliteli ayaklarıyla birleştiriyor, genellikle işi böyle bitiriyor. En azından görüntü böyle...
Fenerbahçe, Ankaragücü karşısında gene bu “sakin gücü”nü kullandı. İki stoperi Serdar Aziz ile Tisserand iyi oynadı. Ancak Serdar Aziz, en ufak bir ikili mücadelede bile nasıl sakatlanıyor, anlayabilmiş değilim. Sakatlanıp oyundan çıkana kadar tam dört defa yerde kalıp kıvrandı. ‘Tıp’tan anlamam ama, bu psiklojik mi, anatomik mi acaba?
Fenerbahçe ilk golünde Thiam topa iyi vuramasa bile, kaleci Friedrich, ters ayakta yakalanınca, o yavaş şutu elinden kaçırınca, bu top Thiam’a adeta asist oldu. İkinci golde Samatta’nın önünü açışı ve topu köşeye bırakışı mükemmeldi. Ancak Samatta iki rakibinden sıyrılırken eli Sarlija’nın yüzüne geldi. Bundan hafif yüze temaslarda bile “faul-sarı kart” verilirken, önce hakem Arda Kardeşler, sonra VAR, bu golde faul görmedi. İlginçtir, bu golden üç-beş dakika sonra orta sahada, çok daha hafif bir temasta Thiam’ın eli rakibinin yüzüne gelince, Arda Kardeşler faulü verdi, Thiam’a da sarıyı çekti. Hayrettir, bir maç içinde standart bile yok. Daha ilk dakikalarda ceza alanı içinde Pinto’nun eliyle buluşan bir top var, VAR’a bile ihtiyaç duyulmayan...
Fenerbahçe’de özellikle golcüler arasında sıkı bir rekabet olduğu kesin... Belki de bu nedenle hücumcular takımdan daha çok, kendilerine oynuyorlar. Valencia başta, Samatta, Thiam, hatta bu maç için Pelkas takım için daha fazla oynamalıydılar. Fenerbahçe bugün liderle aynı puanda olduğuna göre, işlerin iyi gittiği kesin... Ancak oynadığı futbol, günümüzün futbol anlayışı ile ne kadar örtüşüyor, tartışılır. Belki bu yazının konusu değil ama Başkan Ali Koç’u, Mesut Özil transferindeki vizyoner yaklaşımı nedeniyle tebrik ederim. Ancak Fenerbahçe’nin de takım olarak daha vizyoner bir futbola ihtiyacı olduğu kesin...
Fenerbahçe'yi bu galibiyet serisine getiren tek fikir var: Kazanan oyun. Samatta, Perotti, Enner Valencia ile ekili olan ön tarafını kaybettikten sonra patinajlı bir dönem geçirdiler. Daha dengeli, daha temposuz, daha güvenli bir oyun modeline geçip, Başakşehir maçıyla seri galibiyetler aldılar. Ankaragücü maçını kazanırken Kasımpaşa maçından daha iyi oynamadı Fenerbahçe.
Bu maçta pozitif olan 2 şey var; Samatta, ilk 11'e geri döndü. Artık Fenerbahçe, ideal santrforunu buldu. Valencia takıma geri döndü. Çok önemli bir yer kaplıyor Fenerbahçe'nin oyunu içinde. Ankaragücü'nün attığı gol de bir pozisyon değil ayrıca, uzaktan çekilen bir şut. Bir duran top dışında da rakibe tehlikeli atak fırsatı vermedi. Kasımpaşa maçında da bu dikkati göstermişlerdi.
Mesut geldi ama Ozan'ın eksikliğini gidermez Mesut'un gelmesi. Ozan'ın kapladığı yer, edindiği görev bambaşka. Kim var o bölgede? Sosa. Sosa nerede? Soru işareti. İsmail'i denedi bugün. Sivas maçı var 3 gün sonra. İsmail'i oynatmasının en büyük nedeni buydu. Türkiye'de hiçbir kulübün 13-14 milyon euro teklif gelen oyuncusunu takımda tutma ihtimali yok.
Mesut'un gelmesiyle birlikte Fenerbahçe'nin arkada çizdiği o güvenli hava, ön tarafta nasıl bir akla kavuşacak? Fenerbahçe'de topu 3. bölgeye taşıdığın zaman bir fikir yok. O an oyuncular ne karar verirse onu yapmaya çalışıyorlar. Doğru pas ve doğru şut anları o kadar az ki. Oranın gelişmesi, daha çok doğrularla dolması gerekiyor. Mesut'un gelmesi organizasyona belli bir akıl katar mı? Katarsa çok şey fark eder mi? Bunu ileride konuşuruz. Bu mücadele içinde kazanıyorsanız, sonuç odaklı bir takımsanız, işleriniz de yürüyor. Ali Bey, imza gününde Fener Ol yapacağız hadi rekor kıralım dedi.
Pandemiye, boş tribünlere, ekonomik sıkıntıya inat gümbür gümbür patlatılan Özil bombası, Szalai, Osayi havai fişekleri ile adeta hipnotize edilmiş Fenerbahçeliler “Gülhane Parkı’ndaki Ceviz Ağacı kadar” farkında olsalar da Fenerbahçe dün Kadıköy’de Ankaragücü ile maç yaptı ve 3-1 kazarak hem galibiyet serisini 5’e çıkardı hem de Beşiktaş’ın liderlik koltuğundan kalkmak bir yana, yerini iyice sağlamlaştırdı.
Sezon ölçeğinde yol kavşağı olmayabilir ama o yola döşenmiş sağlam ve parlak bir zemin taşıdır bu galibiyet. İddia, prestij, moral, puan ve gelecek hesapları anlamında tam isabettir. Kolay mı oldu?.. Hayır. Bir kere cezalı ve sakatlar yüzünden bu sezonun en zayıf kulübesi ile maça çıktı Fenerbahçe. O kadar ki, ilk değişikliği Serdar’ın çıkıp Lemos’un girmesi ancak 60’lı dakikalarda, o da Serdar’ın sakatlanması sonucuydu. Galibiyet garantilendikten sonra sahaya İsmail ve Fatih gibi gençler sürüldü.
Sonra, dört maçlık galibiyet serisindeki oyununu unutması gerekiyordu Fenerbahçe’nin. Son haftalarda topu rakibe bırakan Fenerbahçe karşısında sezon başından beri topu rakibe bırakan bir Ankaragücü vardı ve ev sahibi tarzını değiştirmek zorundaydı. O da kolay değildi, çünkü Ankaragücü puan cetvelindeki yerinin aksine son hocasıyla birlikte dirençli futboldan örnekler veren ve savunmayı çok iyi yapan bir ekipti. Fenerbahçe kilidi iki şeyle açtı… Biri sabırla hücum denemek. İkincisi Ankaragücü kendi sahasından çıkarken baskı yaparak topu kazanmaya çalışmak. İlk yarım saat adeta sinir harbi ile sürerken sol kanatta oynayıp içeri girerek ikinci santrafor işlevi gören Thiam rakip savunmanın bir anlık konsantrasyon kaybıyla tenhalaşmasından yararlandı ve kaleci Friedrich’in de büyük hatasıyla ilk golü attı. Yoksa kolay değildi rakip savunmada gedik bulmak. Ozan-Gustavo- Pelkas orta sahası ile Nazım- Valencia sağ kanadının arı gibi çalıştığı ilk yarıda Fenerbahçe’nin golüyle dengeler değişti. Lakin Fenerbahçe’nin üstünlüğü değişmedi. Çünkü yetenekli topçular Fenerbahçe’deydi.
Altı dakika sonra Samatta’nın iki Ankaragücü stoperini adeta düğümleyerek attığı ikinci gol geldi ki, faul gerekçesiyle VAR’dan dönme ihtimali de vardı bu golün.İkinci yarı sanki yeniden formatlanmış bir Ankaragücü vardı sahada… Fenerbahçe ilk yarıda ne yapmışsa aynısı yaptılar. Savunmayı bıraktılar, önde bastılar, hataya zorladılar. Fenerbahçe’ye ise tıpkı geçtiğimiz haftalardaki gibi savunma ağırlıklı oynayıp uzun toplarla rakip kaleye gitmek kaldı. Gol aramaktan asla vazgeçmedi. İşte o zaman Ozan ve Gustavo’nun Fenerbahçe için vazgeçilmez olduğu bir kez daha ortaya çıktı. Ankaragücü’nün gol aradığı süreçte boyu uzamış savunma hattı eksilmiş rakibin arkadaki boşluğunda pas hatasını affetmeyerek topu kapan Valencia uzaktan Fenerbahçe’nin üçüncü golünü attı ve konuk takıma maçı çevirmelerinin imkansız olduğunu hissettirdi.
Thiam-Cisse değişikliğinin sebebi golcü futbolcuyu zorlu Sivas deplasmanına saklamaktı. 3-0’dan sonra oyundan alınan Ozan da aynı sebepten çıktı. Valencia ise sakatlandı. Böylece genç İsmail ve Fatih forma giymiş oldular. Maçın son saniyelerinde Emre’nin skoru 3-1 yapan golü, Fenerbahçe’nin kafasında maçı erken bitirmiş olmasındandı.Transferler gölgesinde olsa da Ankaragücü galibiyeti net ve heveslendirici ama Fenerbahçe şampiyonluk iddiasına rakiplerinin de boyun eğmesi için Sivas’tan galibiyetle dönmesi lazım. Kolay mı?.. Ankaragücü galibiyetinin en az üç katı zor.
Hakem maç içinde kolay düdükler çaldı. Oyuncular her pozisyonda kendilerini yere atınca, her ikili mücadeleden faul kararı çıktı. 25'te ceza sahası içinde bir karambol yaşandı. Gustavo’nun rakibine faulü gerektirecek bir müdahalesi yoktu, hakemin penaltı vermemesi doğruydu. 35'te Fenerbahçe’nin ikinci golünde Samatta’nın eli rakibinin yüzüne gidiyor. Bu sezon bu tür müdahalelere hep faul düdüğü çalındı. Burada da faul çalınsa daha doğru olurdu.
57'de Samatta önüne atılan topa hamle yaparken Atakan, Samatta’yı tutarak topa hamlesini engelledi. Hakem bu maçta öyle faul düdükleri çaldı ki bu pozisyon onların içinde en net olandı. Burada faul düdüğünü çalsa, Atakan bariz gol şansını önlemekten kırmızı kart görmeliydi.
250 TL'ye varan hoş geldin bonusu Misli.com'da Hemen oynamak için buraya tıklayın!