20.12.2021 - 07:45 | Son Güncellenme:
Süper Lig'in 17. haftasında Fenerbahçe, Kadıköy'de ezeli rakibi Beşiktaş'ı konuk etti. 2021 yılının son derbisi, gol düellosuna sahne olurken, kazanan çıkmadı: 2-2. Karşılaşmanın ardından spor yazarlarının görüşleri şöyle...
"Trabzonspor tarafından henüz mevsimi gelmeden “şampiyonluk rezervasyonu yapılmış” sezondaki bir Fenerbahçe-Beşiktaş derbisine göre hiç de umulmadık hız, mücadele, kazanma arzusu ile başladı maç. Birinin hocası gitmiş diğerininki bavulunu hazırlarken kim tahmin edebilirdi ki, seyir zevki yüksek böyle derbiyi! Evet… Derbi seyirlikti sadece. Sorunlar aynı kaldı, zirveye uzaklıklar aynı. Ne oynayanlara bir şey kattı, ne de eksiltti. Hele kendi sahasındaki Fenerbahçe’ye sıfır katkı. En keyifle seyreden Trabzonspor olmalıydı. Fenerbahçe’nin farkı, takım kurgusunda Novak’ın stoper Szalai’nin kanat bek olmasıydı. İşin ilginci her ikisi de beklenenin üzerinde verimliydi ilk yarı.
Fenerbahçe skor istiyordu, Beşiktaş oyunu ele alıp sonra sonuca gitmeye çalışıyordu önceleri… Her ikisi de rakibe baskı yaptığı için maç baştan sona sete oturmadı. Uzun toplar, kazanılan toplardı belirleyici… Sonra Kadıköy’de kendi dolu tribünleri önünde kontratak oynamaya çalışan Fenerbahçe’den başlayarak ilginç ve hüzünlü formatlar yaşandı sahada.Beşiktaş’ta Kadıköy’deki bir derbide çok ihtiyaç duyulacak “deneyim” unsuru, Atiba’nın yerine Can’ın sahaya çıkmasıyla azalmış, 20. Dakikada Necip’in sakatlanıp yerini Serdar’a bırakmasıyla biraz daha düşmüştü. İkinci yarıya Can’ın yerine Oğuzhan’la başladı zaten Önder Karaveli ve dezavantajı kısmen düzeltti. Neyse ki, De Souza tecrübesi ve çalışkanlığı hiç değişmedi 90 dakika. Sırtladı taşıdı Beşiktaş’ı.
Rosier’in arkasına atılan toplarla Beşiktaş’ın sıkıntı yaşadığını bilen Fenerbahçe bir devre boyunca onun kanadından hücum etmeye çalıştı ve penaltı kazandıktan sonra bir süre oyunun üstünlüğünü aldı. Ancak maçın tümünde değil. Kısa periyotlarla el değiştirdi üstünlük. Çünkü Fenerbahçe’nin güçlü bir futbol aklı yoktu kulübede. Hem Fenerbahçe hem de Beşiktaş’ın tempo yaptığı, sanki kazanan şampiyon olacak gibi süren git-gelli mücadelenin ilk bölümünde Fenerbahçe öne çıktığında defansı daha sağlam duruyordu rakibine göre. Lakin Beşiktaş’ın ikinci yarıdaki beraberlik golü bu avantajı da yırtıp attı.
İlk yarıda Beşiktaş’ın kale önündeki kalabalıktan kazandığı golle gelen beraberliğin ardından, Vida’nın hatası ile Fenerbahçe tekrar öne geçti. Bu pozisyon Fenerbahçe’nin geçen haftaki bireysel hatalardan yediği gollerin telafisiydi sanki. Derbinin ikinci yarısı De Souza’nın ve Beşiktaş’ın ikinci golüyle başladı. Çünkü -bu nasıl bir taktikse- Kadıköy’de oynanan derbinin ikinci yarısında beklenmedik şekilde topu rakibe bırakmayı tercih etti Fenerbahçe. Dakikalar 60’ı geçince Pereira, adeta oyuncu değiştirmedi, takımı değiştirdi yine…
Zajc ve Rossi’yi çıkarıp Mert Hakan ile İrfan Can’ı oyuna kattı. Ardından Berisha- Serdar Dursun değişikliği geldi. Uzatmada ise Valencia!.. Sanki Fenerbahçe galipti, zaman geçirmeye çalışıyordu Pereira. Bir yandan topu rakibe bırakıp bir yandan topla oynamak isteyen adamları sahaya sürmek nasıl bir çelişki acaba? Uzatmaya gerek yok; adam zaten gidici! Beşiktaş ise Fenerbahçe tarafından durdurulmuş Larin’in yerine Güven’i koydu sadece. Maçın son bölümünde Fenerbahçe Beşiktaş’ı zorlamaya çalıştı ama geç kalmıştı. Derbi anlamsız ve kimseye faydası olmayan bir puan paylaşımıyla tamamlandı. Cumartesi günü ne sorun varsa bugün yine aynı. Hesaplar şaştı, taraftar kızdı, Fenerbahçe’yi sadece Trabzonspor alkışlamış olmalı."
"Hırçın ve çılgın bir derbi izledik… Oyuna baktık, hakem kararlarına takıldık. Kavga eder gibi çatışanları, gerenleri ve gerilenleri gördük. Yere yatıp dinlenenler de vardı, anlaşılmaz hatalarla takımını zor duruma düşüren arkadaşlarına söylenenler de. Haydi, gelin itiraf edelim: Golleri alkışladık.Bu maçın kazananı yoktu ama, kahramanı vardı: İddiasız ve sakin görünüşünün altında yürekli, bilgili, becerili oyunu ve çifte golü ile genç futbolculara ustalık örneği verip takımının başını dik tutan Josef de Souza, Kadıköy’den kişisel zaferiyle döndü.Fırat Aydınus gibi tecrübeli ve uzatmalı bir hakemin verdiği penaltı kararına şaşırdık. O mücadelede top, rakibi ile kendi bedeni arasına sıkışan koluna çarpan Larin, anlayamadığımız biçimde penaltıya (!) neden oldu.
Aydınus’un bu kararı VAR’dan da onaylanmış olacak ki bir davet almadı. Yanlış bir karardı bu. O kol vücuttan açık değildi. Rakibinin bedeninden aşağı düşerken Kanadalı’nın koluna çarptı. Larin kolunu hareket ettirecek durumda değildi… İtirazlar boşuna… Mesut, Ersin’i terse yatırarak attı golünü. Sonrasında birbirlerine girerek sürdürdüler maçı. Batshuayi’nin inceden düşünerek yaptığı asist, Josef’in harika şutunu ve golü getirdi Beşiktaş’a… Derken, Mesut Özil’le birlikte sahanın en tecrübeli oyuncusu sayılan Vida, akıl almaz bir hata yaptı, kısa düşen pasını yakalayan Rossi, çaktı şutunu… Kalesini boşaltan Ersin’den sekti top… Berisha’ya golü atmak düştü.
İkinci yarıda Beşiktaş’ın gecikmiş reaksiyonuna tanık olduk. Oğuzhan’ın oyuna girişiyle canlanan, daha organize ataklar yapan siyah-beyazlılar, bu defa da Rıdvan’ın yaptığı isabetli ortaya akıllıca kafa konduran Josef’le beraberliği yakaladı. Fenerbahçe skoru korumaya, sürpriz gollerle maçı kaybetmemeye oynadı. İkinci yarıda hamleleri fazla olan taraf Beşiktaş’tı. Topa sahip oldular (41/59) 7 korner kullandılar. Fenerbahçe maçı kornersiz bitirdi. Oyuncu değişikliğinde hamleler Beşiktaş’a daha çok yaradı. Can Bozdoğan’la Oğuzhan’ın, Larin’le Güven’in yer değiştirmesi, konuk takımın etkinliğini artırdı. Beraberlik golü de böyle geldi. Sonrasında Ghezzal-Gökhan Töre değişikliği de oyunu tutmaya yaradı. Önder Hoca, başlangıç kadrosunda Necip’i stoper olarak tercih ederken hatalıydı. Kaptanın sakatlanıp çıkana kadar arızalı oynadığını gördük. Montero’yu, ya da sonradan sahaya sürdüğü gibi Serdar’ı baştan tercih edebilirdi. Fenerbahçe’de Berisha-Serdar, Rossi-İrfan Can, Zajc-Mert Hakan değişiklikleri oyunda ve baskıda devamlılığı amaçlıyordu. Eh, bir yere kadar öyle oldu, diyelim…
Bu maçta Serdar Aziz ve Batshuayi ile Szalai-Ghezzal çatışmalarına da tanık olduk. Dördü de sarı kart gördü. Aydınus’un kartları, nasihat kıvamındaki ikazlarından sonra geldi. Başka hakemler kırmızı kart gösterebilirdi. Önder Karaveli açısından bu maçı rakip sahada yenilmeden bitirmek, geriden gelip beraberliği yakalamak başarıdır. Her iki takım galibiyeti kaçırdığı için üzgün görünebilir. Ama yine de içten içe memnun olduklarını düşünüyorum. Vitor Pereira mı? Kazansa da fark etmezdi. Fenerbahçe camiası “üçlüden vazgeçmediği için” hiç hak etmediği halde silmiş adamı. Bakalım ne kadar dayanacak?"
"Fırat Aydınus’u yıllardır izlerim, öyle büyük hatalı kararlarını pek anımsamıyorum, yani ‘güven’ veren bir hakemimiz... Derbiye atanmasını da hiç yadırgamadım. Hataları yok mu, elbette var... Kart uygulamalarında... Fenerbahçe’ye biraz töleranslı davrandı, kartları ‘rötarlı’ çıkardı! Beşiktaş’a ise ‘pat’ hemen gösterdi!Gelelim şu penaltıya... Aydınus’un vücut dilini dikkatle izledim, yani düşen topu Larin’in eliyle düzelttiğine dayanarak beyaz noktayı gösterdi. Ki bana göre asla penaltı değil...Çünkü Rossi’nin kafasından düşen topu Larin görmüyor, hele elle oynama niyeti hiç yok... VAR devreye girdi, pozisyonu inceledi... VAR’da kim var? Hakan Ceylan... Hiç derbi yönettiğini anımsayan, ya da tanıyan var mı?
Bence yok! Hadi Süper Lig’de maç yönetti, ya derbi? O da yok... Peki, kardeşim böylesi kritik bir derbide VAR’da ne işi var bu arkadaşın! Hadi oturdun oraya, çağır Fırat Aydınus’ı pozisyonu incelesin değil mi? O da yok! Bu nasıl bir atamadır eyyy MHK! Yazık, hem de çok yazık! Aslında Beşiktaş derbiye iyi başladı, baskıyla rakibini sıkıştırdı, ama penaltı golü Kartal’a el freni çektirdi, bir süreliğine...Ne var ki Souza, şık bir vuruşla Mesut Özil’in golüne karşılık verdi, skoru eşitledi... Yahu bu Vida uluslararası bir oyuncu değil mi? Aldığı parada gözümüz yok, dünyayı kazanıyor! Peki, oynadığı futbolla, kariyeri aynı doğrultuda mı? Asla.... Adam sakarın önde gideni! Bir değil, iki değil, adamın bu sakarlığı yüzünden Kartal az mı puan kaybetti arkadaş!
O nasıl bir geri pastır, asist yapsan daha iyiydi, Ersin de onun kurbanı oldu! Berisha, önünde bulduğu topu filelere gönderdi, takımını yeniden öne geçirdi. Bu ayıpda sana yeter Vida efendi!Kartal, senin yüzünden attığı golün keyfini ancak beş dakika yaşayabiliyor! Uzatma dakikalarında Batshuayı’nin bir şutu var, onu da kaleci Berke kornere tokatladı. Ve dakika 59... Yine Souza... Rıdvan’ın soldan asistine savunmanın arasında iyi yükselen tecrübeli futbolcu bu kez kafayla yine skoru eşitleyen isim oldu. O tribün kalabalığında Beşiktaş’ın teknik direktör sorunuyla boğuştuğu ortamda, alınan bir puan bence iyidir...Beraberliği koruma adına Kartal, açıkcası rakibine oranla iyi bir ‘direniş’ gösterdi ve istediğini alıp, Ümraniye’nin yolunu tuttu.
Fenerbahçe’nin bu yarıda baskısı elbette vardı, gelin görün ki, net pozisyonlara yansımasının bir hayli uzağındaydı! Yani, benzetme yerindeyse, yalan rüzgarıydı Fenerbahçe’ninki!Yine uzatma dakikalarında Kartal’ın Batman’ı, yani Batshuayi’nin bir şutu direkte patladı. İşin özeti, maçın adamı kuşkusuz Beşiktaş’ın tecrübelisi, Fenerbahçe’nin eski tüfeği Souza idi...Hele kafayla attığı gol var ki, ayakla vursanız o kadar sert olmazdı.
Sonuç, Pereira’nın koltuğu sallanmaya devam ediyor, gitti, gidecek! Beşiktaş mı? Hiç sağda-solda adam aramaya gerek yok, işte Önder hoca, yardımcısı Serdar Topraktepe... Onların yanına mı, üstüne mi, bilemem o kadar çok Beşiktaşlı teknik adam var ki, hangisini saysak, getirin onları... Yabancıya ne gerek var?"
"Bu maç fazla konuşulmaz ama penaltı kıyamet kopartır. Top Larin’in eliyle buluşuyor mu? Evet buluşuyor. Peki, penaltı pozisyonunda iki futbolcu Rossi ile Larin birbirine yapışık mı? Evet yapışık. Mesafe hiç yok, beklenmedik bir top... Versen bir türlü, vermesen bir türlü... Verdin; Beşiktaş isyanda, vermesen Fenerbahçe kıyamet kopartacak. Beşiktaş’ın iyi başladığı maçta, Fenerbahçe pek de alışkın olmadığımız enerjik, atletik ve hızlı oyunuyla önce Beşiktaş’a “dur” dedi, sonra uzun toplarla Beşiktaş savunmasının arkasına çok tehlikeli dalışlar yaptı. Fenerbahçe, penaltıdan sonra bu atletik oyununu biraz daha öne taşıdı. Ayrıca yakın temaslı, tatlı-sert oyunu ile Beşiktaşlı futbolcuların oyun kurmasını önlemeye çalıştı.
Beşiktaş ataklarında ise Fenerbahçe rakibini kalabalık savunmasıyla karşıladı. Beşiktaş’ın kenarlardan geldiği pozisyonlarda bu defa Fenerbahçe’nin stoperleri ortaya çıktı.Fenerbahçe’nin ataklarında ise Beşiktaş savunması sürekli az adamla ve önde yakalandı. Fenerbahçe’nin ikinci golünde Vida, kalecisine kısa pas yaptı, olur bu... Ama Rossi, Vida’nın tam 10 metre arkasından gelip kendisini yakaladı. Vida’nın ağırlığı, Rossi’nin takipçiliği Fenerbahçe’ye ikinci golü getirdi.İlk yarı için bir hakkı teslim edelim. Batshuayi şutunda, top Fenerbahçeli iki oyuncunun bacak arasından geçmesine ve önü kapalı olmasına rağmen, kaleci Berke‘nin bu şutu kornere atması önemli ve kritik bir hamleydi.
Beşiktaş ikinci yarıda oyunu ve Fenerbahçe’yi teslim aldı. İlk yarıda oyunu iki yönlü oynayan Fenerbahçe, ikinci yarının çok büyük bölümünü Beşiktaş ataklarını karşılamakla geçirdi.Kadıköy’de yıllarca Fenerbahçe forması giyen Souza, aynı sahada bu defa Beşiktaş forması ile maça damgasını vuran adam oldu. İlk golü süper, ikinci golü muhteşemdi. Fenerbahçe çoğu maçta olduğu gibi, bu karşılaşmada da savunma kenarlarını çok boş bıraktı ve bunun faturasını ikinci beraberlik golüyle ödedi.
Fenerbahçe savunma kenarlarını ısrarla böyle boş bırakmaya devam ederse, yoluna her maçta ikişer ikişer gol yiyerek devam eder. Sonuçta 2-2 beraberlikle, iki takımın ikişer puandan kaybettiği 4 puan var. Önceki gün Galatasaray’ın kaybettiği 2 puanı koy üstüne, etti 6 puan... Trabzon kazandı, yaz 9 puan... Bir de işe toptan bakalım. Ligin ilk yarısı henüz bitmedi. Trabzonspor; Fenerbahçe‘den 14, Beşiktaş‘tan 17, Galatasaray‘dan 18 puan önde... İstanbul saltanatı sallanıyor. Ne sallanması, yıkıldı yıkılıyor..."
BURADA ORANLAR ÇOK DAHA YÜKSEK Hemen oynamak için buraya tıklayın!