27.02.2021 - 08:10 | Son Güncellenme:
Bu bir maç… Ama aynı zamanda ders… Sergen Hoca, UEFA’nın artık standart hale getirdiği pro lisans seminerlerinde “oyun stoperlerle kurulur” ilkesini öylesine içselleştirmiş ki, Beşiktaş’ın iki stoperi Vida ile Wellinton, artık kendi ceza alanları içinde, kalecinin hemen önünde çakılı beklemiyorlar…
Hırvat ve Brezilyalı stoperler, oyunun merkezini orta yuvarlağın içine taşıyorlar. Bu anlayış ve uygulama, takımın öteki oyuncularını da birden fazla rolle oynatıyor. Alın işte Rosier ve N’Sakala… Onlar sadece klasik bek değil, aynı zamanda kanat oyuncuları. Şu farkla ki birçok takımda görülebilen “atağa çıkan bek”, Beşiktaş bekleri gibi kanat oyuncusu kimliğine bürünmüş değil. Beşiktaş’a böyle bakınca, karşı cepheye baskın yapan, orada çoğalarak oyunun tümünü rakip yarı alanda kendi kontrolüne, alan bir takım izliyorsunuz.Beşiktaş’ın ilk yarıda attığı üç golde de bu temel oyun anlayışının yansıması var. Şunu da unutmayalım: Rakip ataklara karşı, top Beşiktaş yarı alanına döndüğü zaman “hazır kuvvet” Josef anında müdahale ediyor. Bu oyun aklı ve oyun alışkanlığı, Beşiktaş’ı ST Süper Lig’in en renkli, en heyecanlı, en coşkulu ve en kaliteli takımı haline dönüştürüyor.
Beşiktaş, kendi hücumuyla daralttığı ve kısalttığı oyun alanında, geriye koşmak zorunda kalmadığı için, tempoya da ihtiyaç duymadı dün. Üç farkla öne geçmelerinden sonra Denizlispor’un da topu kullanmasına izin verdi siyah-beyazlılar.. Doğrusu, Sagal’la Rodallega’nın ısrar ve inatla oynama isteğine de saygı duyduk. Girdikleri pozisyonlarda Beşiktaş savunmasını aşamadılar.Larin’in dar açıdan attığı gol, önemli bir klas gösterisiydi. Bu ilk golde Mustafa’nın, Aboubakar’ın attığı ikinci golde Diskerud’un ayağından dönen topları çok hızlı davranarak ağlara göndermek akıllı fırsatçılık örnekleriydi. Ljajic’in attığı golde “Baba” Aboubakar’ın asistini de unutmamak gerekiyor. Bunlar, bütüncül oynayan bir takımın kalite özelliklerin yansıtan goller.
Maçın ikinci yarısı daha dengeli, karşılıklı ataklarla süslenen bir oyuna dönüştü. Hemen söyleyelim, iki takım da yaptıkları değişikliklerle oyunu hızlandırdılar. Beşiktaş’ta N’Koudou- Gökhan, Ljajic-Necip, Vida-Oğuzhan, Atiba-Dorukhan, Aboubakar-Hasic değişiklikleri hücum oyununu ve gol pozisyonlarını zenginleştirdi. Oyuna katılanların da aynı biçimde oynayıp en az beş gol pozisyonuna girdiklerini de belirtelim. Denizlispor puan cetvelindeki yerine isyan edercesine futbol oynamaya çalışan bir ekip. Hele Sagal ve onun pasıyla dönerek müthiş bir şut çıkaran Rodallega takımın en iyileri, en gayretlileriydi. Beşiktaş dünkü skorla averajını zenginleştirdi, G.Saray’la averaj farkı 1’e indi. Kaçırdıkları gollerle, liderlik fırsatını da harcadıklarının farkındalar mıydı, bilmiyoruz. Beşiktaş, bu ligin en uyumlu ekibi. O nedenle senfoni orkestrasına benzetmek abartı olmaz. Bu ligde havalar bahardan önce ısınacak. Onu söyleyelim. Vivaldi’nin Dört Mevsim’indeki gibi güzel bir bahar dileyelim.
"İlk golü bulana kadar..." olan maçlardan biri oynadı Beşiktaş. Yanlış anlaşılmasın, ilk golü bulana kadar zorlandı Beşiktaş demiyorum. İlk golü bulduktan sonra bambaşka bir fotoğraf anlatacağım. İlk golü bulana kadar Beşiktaş, tüm araçları doğru kullandı. Duran top organizasyonu iyi, geçiş oyunu iyi, zaman zaman tempoyu artırıyor, ayarlıyor. Golü bulana kadar bir iç saha, bir büyük takım oyunu gördük.
Golü bulduktan sonra Beşiktaş, bu ligin en formda takımı. Çünkü, artık oyun geçişe döndüğü andan itibaren Beşiktaş'ın hücum silahları doğrudan oyuna dahil oluyor. Coşku artıyor. Maç içindeki stres ortadan kalkıyor. Ayaklar daha rahat hareket ediyor. Denizli'ye göre çok daha kaliteli bir kadroya sahip Beşiktaş. Bireysel performans olarak da zirvede. Çok da kendini sıkmadan, çok tempo yapmadan rahat rahat kazandı bu maçı. Beşiktaş favori çıktı bu maça. 13'er gol katkısı Larin ve Aboubakar'dan! İnanılmaz!
Üstüne üstlük Larin santrfor değil sol kenar olarak oynatıyor Sergen Hoca. Aboubakar, Ljajic'i coşkuya dahil etti. Kendi de vurabilirdi Aboubakar. Aboubakar Ljajic'i yarışa, oyuna dahil etti. Bencillik yapmadı. Çok pozitif bir görüntüydü. Ne oynadığını bilen bir Beşiktaş var, haftalardır bahsediyoruz. Oyunun gidişatına göre uyum ve oyun değiştiriyor Beşiktaş. Bu haftaya kadar oyun zevkiyle, iştahıyla anlattık. Bu maç öyle bir maç değildi. Bu maçta Beşiktaş, kalitesiyle kazandı. Karakter koyarak, tempoyu ayarlayarak rahat rahat kazandı. Dinlenmek de yaramış. Beşiktaş cumartesi günü Galatasaray'ı, pazar günü derbiyi izleyecek. Kazasız belasız bir hafta geçirdi.
Şu dünyanın başına bela olan pandemi sadece yaşamı değil, futbolumuzu da olumsuz etkiledi. Taraftar yok, saha avantajı yok, bu handikaplara karşın keyif ve heyecan veren tek unsur, çok takımlı zirve yarışı. Böylesi bir tabloda hiç kimse zirvenin rengi konusunda öngörüde bulunamaz! Beşiktaş’a bay kalmak yaramış, belli ki futbolu özlemişler. Kartal, kırmızı hatta bulunan ve savunma ağırlıklı oynayan Yukatel Denizlispor karşısında tempo anlamında pek vites yükseltmedi. Rakibin savunma kilidini açabilmek için hızlı paslarla topu kanatlara yaydı, gelin görün ki, pozisyon üretmede biraz sıkıntı çekmedi değil!
Taa ki, 23. dakikaya kadar...Kartal’ın sağ kanattaki etkili oyuncusu Rosier, sağdan indi, altıpasa kesti, top Mustafa Yumlu’dan sekti, Larin zor pozisyonda topu filelere gönderdi, kilidi açan çilingir oldu. Dedik ya, yeter ki Kartal çilingirini bulsun, gerisi kolay! Nitekim uzun süredir gol yollarında sessizliğini koruyan Aboubakar, farkı ikiye taşıdı, ilk yarıda son sözü ise Adem Ljajic söyledi.Bu arada 45 artı 2’de Sagal’ın şutunda topun üst direkten döndüğünü de anımsatalım. Futbol böyle bir oyundur, kapanırsınız, farkı yediniz mi, kabak çiceği gibi açılırsınız! Nitekim, konuk takım zorunlu olarak ofansif oyuna dönünce, mücadele biraz daha izlenebilir hale geldi.
Kartal çok adamlı ofansif girişimler yaparken, kalesinde de baskı gördü, ancak savunma rakibine çok ciddi pozisyonlar vermedi. Ljajic’in yerine oyuna giren Necip’in dün bir kez daha joker oyuncu olduğunu gördük. Vida sakatlandı, onun görevini Necip üstlendi. Bu oyunda önemli olan üç puandır, gerisi detaydır! Kartal ikinci yarıda çok adamlı ofansif girişimler yaparken, bu özelliğini pozisyon üretimine pek fazla yansımadı. Biri hariç, o da 88’de Hasiç’in penaltı noktası üzerinde topu kaleciye nişanlamasıydı! Evet, Kartal, Denizlispor’u farklı yendi ve zirve yarışındaki rakiplerine gözdağı vermeye devam etti.
250 TL'ye varan hoş geldin bonusu Misli.com'da Hemen oynamak için buraya tıklayın!