03.01.2021 - 09:46 | Son Güncellenme:
Son haftaların çıkış yapan Galatasaray'ı dün gece yaralı Antalya'ya takıldı. Aslında ilk yarıya baktığımız vakit, tek kale oynayan bir Galatasaray vardı. Ama pozisyon üretemediler. Özellikle sağdan Linnes, soldan Saracchi sürekli rakip defansın arkalarına sarkmalarına rağmen yaptıkları ortalara vuracak adam bulamadılar.
Temel sebebi Galatasaray'da santrfor olarak oynayan Oğulcan'ın tecrübesiz oluşu ve rakip stoperler arasında kaybolması. İlk yarıda sadece Belhanda'nın mükemmel şutu ve mükemmel kurtaran Boffin vardı. İkinci yarı Galatasaray atacak diye düşünürken devreye hakem girdi. Emre'yi son derece hatalı bir kararla oyundan attı. Üstelik VAR hakemi "Kararın yanlış, tekrar bak" davet etmesine rağmen Bitigen kararını değiştirmedi. Üstelik ikinci yarıda oyuna giren Falcao sakatlanıp çıkınca Galatasaray durdu. Acı olan şu...
Galatasaray 11 kişi devam etse belki yine kazanamayabilirdi ama Başakşehir-Fenerbahçe maçında rakibin kavalına basan Gustavo oyunda kalıyor, hem de VAR hakemi davetine rağmen dün gece rakibin aşil tendonuna basmayan, bileğine basmayan sadece uzattığı ayağa temas eden Emre oyundan atılıyor. Üstelik her iki pozisyonda da VAR daveti var. Hakem çok ama çok kötü bir maç yönetti...
İlk yarıda vermedikleri, sarı kartlar, Emre'yi hatalı atışı, manasız faullerle maça damgasını vurdu. Diğer tartışma konusu da Falcao... Çok yazık. Ayağı kopmuş olsaydı uzardı... Takımının ona en çok ihtiyacı olan maçta 20 dakikada "Sakatlandım" deyip çıkıyor. Üstelik kazandığı ciddi bir servet var. Galatasaray şampiyonluğu kovalamak istiyorsa mutlaka çok iyi bir santrfor almak zorunda."
Galatasaray’da Taylan’ın ve Feghouli’nin olmayışı takımı çok etkilemiş. Cim Bom 10 kişi kalıncaya kadar Antalyaspor’un oyunu kendi sahasında kabul eden defans ağırlıklı futbolu, rakibin bütün oyun planını bozdu. Bu kilidi açacak futbolcular sahneye çıkmayınca, bir de buna hakemin Emre Kılınç’ı oyundan atarken verdiği çok ağır karar eklenince, dün gecenin tuzu biberi oldu. Emre’nin arkadan müdahalesi var ama Türkiye’de bu tip pozisyonlarda şimdiye kadar direkt kırmızı kart gören oyuncuya ben rastlamadım.
VAR hakemi de, baş hakem Abdulkadir Bitigen’i uyardı, “Verdiğin kırmızı kart ağır, bir daha seyret” dedi. Bakalım bundan sonra çok dikkatle takip edeceğim, böyle pozisyonlarda acaba bir daha oyundan atılan futbolcu olacak mı?
Feghouli gerçekten takımının en önemli isimlerinden bir tanesi, bilhassa hücum anlamında. Antalyaspor’un kilidini dünkü maçta ancak o yetenekte bir futbolcu açabilirdi. Taylan’ın yerine Donk görev aldı. Hollandalı futbolcu savunmada çok etkili ama orta sahada kağnı gibi. Yan pas, geri pas yaparak kırmızı-beyazlıların ekmeğine yağ sürdü. Taylan ise çabuk hücuma çıkan, ayağında fazla top tutmayan, kaleye dikine giden bir oyun sergiliyor.
Ryan Donk’un bunları yapacak enerjisi yok. Santrfor Oğulcan elinden geleni yapmaya çalışıyor ancak daha böyle kapalı savunmalar içinde gol atacak tecrübesi yok. Santrfor arkası oynadığı zaman enerji olarak da takımına daha çok katkı veriyor.
Fatih Terim ne yapsın? Diagne’den faydalanamıyor. Antalya karşısında Falcao’yu oyuna alıyor, o da 30 dakika sonra ‘ayağım çekiyor’ diyerek maçı bırakıyor. Bu şartlar altında sarı-kırmızılılar zirve için mücadele ediyorsa helal olsun demek lazım. Emre Kılınç, sağda oynadığı zaman fazla başarılı olamıyor. Dünkü performansı da çok kötüydü. Ömer Bayram Trabzonspor karşısında yıldızlaştı. Bu karşılaşmada ise arkadaşlarına hiçbir katkı veremedi.
Belhanda’nın yerini dolduracak bir futbolcu takımda mevcut değil. Bir de gerçek var ki Faslı yıldız oyunun içerisinde ne kadar etkili? Açık futbol oynayan takımlara karşı Cim Bom’un kazanma şansı daha çok. Ama böyle Antalya gibi kapananlar karşısında, kadron da eksikse bu kadar sıkıntı yaşaman gayet normal.
Son sözüm de Omar için... Büyük geçmiş olsun. Bütün Galatasaraylılar’ın canı çok yandı. O fedakar bir baba. Talihsiz bir olay yaşadı. Dilerim bir an önce sağlığına kavuşur, futbolunu oynamaya yine devam eder.
Canından ötede bir can varmış, o da evlatmış… Galatasaray onbirinde sağ kanat savunmada Linnes’i görünce içim “cızz“ etti… Linnes oynadığı için değil, aynı mevkinin sahibi Omar Elabdellaoui oynamadığı için…
Babalık böyle birşey… Evladın için gözünü kırpmadan herşeyi yaparsın… Omar Baba da “gözü gibi“ baktığı Down sendromlu oğlunu eğlendirebilmek için gözlerinden oldu, hiç istemem ama belki de futboldan oldu…Linnes sanki Omar aşkına oynadı… Hızlı, etkili… Solda da Saracchi öyle… Galatasaray iki kenardan çok hızlı geldi, buna rağmen orta sahasını hızlı hücuma katamadı…
Kabul edelim ki, Galatasaray özellikle tek kale oynadığı ilk yarıda kalitesini de ortaya koyamadı… Düşünün tek kale oynanan ilk yarıda, sadece Belhanda’nın uzaktan vurduğu, kaleci Boffen’in çok iyi çıkarttığı top vardı… Tek pozisyon bu...
Bazılarının varlığı, yokluğunda daha iyi belli olurmuş… Taylan Antalyalı’nın yokluğu Galatasaray orta alanını dinamizim, hız ve hücum anlamında çok eksik bıraktı…
Üstelik, Galatasaray’ın karşısında üç gün önce yarım düzine gol yiyen, bu maçta da Galatasaray kalesine gitmekten adeta korkan bir Antalyaspor vardı… Düşünün tek ataklarını, ilk yarının uzatma dakikalarında yapabildiler… İlk yarıda Galatasaray yarı alanı o kadar boştu ki, ailece, topluca piknik bile yapılabilirdi…
Galatasaray ikinci yarıda biraz daha hareketlendi, biraz daha kımıldadı… Özellikle bu yarıda Arda’nın hırsını, hatta öfkesini, hücumları organize edişini beğendim… Ama bu yarının “Süperman“i Marcao oldu… Önce Gökdeniz’in önünden, sonra Amilton’dan çok kritik iki top çaldı… Hadi Gökdeniz genç yaşına rağmen külçe gibi ağır. Beşiktaş maçında bir gol attı, o günden beri geri gidiyor… Ama Amilton bu ligin en hızlı adamı… Amilton’a yetişip o topu çalmak, Galatasaray kalesini muhtemel bir golden kurtarmak gibiydi…
Elbette Emre’nin kırmızı kartı… Amilton çok hızlı, yetişmek mümkün değil, Emre topa müdahale mesafesinde değil… Buna rağmen arkadan hamle yapması ve o hamlenin Amilton’un topuğu ile buluşması kırmızıyı getirdi… Sarı olur muydu, olurdu, çünkü Emre’nin ayağı, rakibin topuğuyla kılpayı buluştu… Yaralayıcı değildi… Buna rağmen hakeme niye kırmızı gösterdin“ demek çok doğru değil…
Galatasaray bir eksik kalmasına rağmen, sanki bir fazla oynuyor gibi yine tek kale oyuna devam etti… Üstelik pozisyonlar da buldu… Oğulcan’ın yakından vuruşuna kaleci Boffin refleksi mutlak bir golü önledi…Galatasaray bir eksik kalmasına rağmen, sanki bir fazla oynuyor gibi yine tek kale oyuna devam etti… Üstelik pozisyonlar da buldu… Oğulcan’ın yakından vuruşuna kaleci Boffin refleksi mutlak bir golü önledi…Sanki çare Falcao’ydu ama girmesi ile çıkması bir oldu… Galatasaray yönetiminin yerinde olsam, Falcao’nun sadece kasını, adalesini değil, kafasını da kontrol ettiririm…Galatasaray “galibiyeti hak etmedi“ diyenler olabilir… Buna pek katılmam…
Çünkü Antalyaspor bir puanı bile hak etmedi… Rakip bir eksik oynuyor, halen kendi yarı alanlarında top çevirdiler… Kabul edelim ki bu maçta futbolun adaleti sahada değildi… Galatasaray’a ne kadar kötü gözle bakarsanız bakın, şu haliyle Antalyaspor’dan en az 10 gömlek daha iyiydi…
G.Saray ağır hasar verdi, puan kaybetti, üç oyuncusunu kaybetti… En önemlisi Allah en kısa sürede sağlığını versin Omar’ı kaybetti… Puanı bugün kaybedersin, yarın telafi edersin, önemli olan Baba Omar’ın önce düzelmesi, sonra formasını giymesi… Dualarımız Omar’la...
Galatasaray ilk devrenin tamamını tek kale oynadı. Takım halinde kapanan takımlara karşı üretkenlik sağlamak için ilk yapılması gereken kanatları iyi kullanmak bilhassa sıfıra inmektir. Galatasaray, ilk 45 dakika her iki kanadı da rekor seviye kullandı. Buna rağmen yoğun baskıda büyük pozisyon sakıntısı çektiler. Bunun bana göre iki nedeni vardı. Birincisi, kanatlardan gelen etkili toplarda Antalyaspor defansında başta Veysel olmak üzere çok konsantre olmalarıydı.
İkincisi de Oğulcan ve orta sahadan gelecek isimlerin doğru yerleri bulamayışlarıydı. İkinci devreye Fatih Terim, Ömer- Falcao değişikliği ile başladı. Yalnız bu çok riskliydi. Çünkü Taylan'ın olmadığı bir orta sahada, hücum ağırlıklı oyunda fizik olarak hazır olmayan oyuncuyu sokmak tehlikeliydi. Nitekim bir kontratak gelişirken Luyindama engelledi. Arkadan da ikinci kontratak başlangıcında Emre direkt kırmızı görünce maçın zorluk derecesi iyice arttı.
10 kişiyle üstelik de hazır olmayan Falcao ile gol aramaya devam eden Galatasaray, çok ciddi kale önü tehlikeleri yaşaması muhtemeldi. Ama 3 gün önce büyük bir hasar yaşayan Antalya'nın öz güveni çok yetersiz olduğundan onlar sadece beraberliği korumaya çalıştılar. Ve Falcao yine sakatlandı. Aslında Galatasaray, Falcao ile beraber kırmızı karttan önce 9,5 kişi oynuyordu. O çıktıktan sonra son saniyeye kadar golü bulacak pozisyonlar da buldular.
Sonuçta maç 0-0 noktalandı. Ben Galatasaray'da bir tek oyuncuyu öne çıkarmak istiyorum. O da saygı duyulacak profesyonel olan Linnesti. MHK'nin en çok güven duyduğu genç hakemlerden bir tanesi Atilla Karaoğlan. Ben ise hiç aynı görüşte değilim. Net kırmızıda Abdulkadir Bitigen'i VAR olarak incelemeye çağırarak kafasını karıştırdı. Marcao'nun hareketinde de aynısını yapmalıydı.
77’de Arda’nın altı pasta Oğulcan’ı gördüğü ve Boffin’in çıkardığı pozisyon… Galatasaray’ın başından beri Antalya savunmasına sorun yaşatmak için uygulaması gereken plan buydu. Çizgiye in ama orta değil, sert yerden paslar ver. 6-0’lık Hatay yenilgisi sonrası Yanal’ın 6-4-0’la sahaya çıkması beklenmeyen bir şey değildi. Ceza sahası önünden itibaren kısa boylu ama geniş alana yayılan bir savunmayla oynadılar. Ancak bunun aşılmaz olmadığını da bizzat Galatasaray gösterdi. Saracchi ve Linnes’i çizgiye kadar indirip topla buluşturdular. Genel yaklaşımsa kalabalık ve uzun Antalya savunma göbeğine topu kaldırmak oldu.
Bu konuk ekibin işine yaradı. Feghouli’nin olmayışı burada ince işleri yapma konusunda takımı geriletti. Üstüne 6 pasa ekstra etkili oyuncu sokma şansı da oluşmadı. Taylan’ın açığını Donk’un iyi kapattığını söyleyebiliriz ama Ömer Bayram’ın orta sahada, Oğulcan’ın da forvette beklenen etkinliği gösteremediği açık. Diagne olsaydı fizik mücadeleden bir üretim, en azından faul vs çıkarabilidi. Bunun sıkıntısını yaşadılar.
Burada Galatasaray açısından gerçekten iyi giden ise savunmaya çok hızlı geri dönüşler yaparak rakibe hiç soluklanma ve tehdit imkanı tanımayışları. Bu açıdan ligin en iyisi Galatasaray. Vasat bir kontra planına asla açık vermiyorlar. Daha sofistike bir plan yapmalısınız. Bu plan Antalya’da hiç olmayınca Galatasaray 10 kişi oynadığı 45 dakikada da oyunu hiç vermedi. Ama Feghouli ve santrfor eksiğini kapatamadılar.
Antalyaspor açısındansa bir şey söylemek zor. Rakip 50 dakika sürekli pres yapmış sonra 10 kişi kalmış ama Ersun Yanal hiç bir öneri ortaya koyamıyor. Sadece otobüsü oraya çekiyor. Acaba bu maçı tekrar izlediğinde ne düşünecek?
Galatasaray bir süredir rakip auttan oyuna başlarken tam saha presi ve akan oyunda top rakibe geçer geçmez topu hızlıca geri kazanmak için karşı presi çok etkili yapıyor. Dün gece Antalyaspor karşısında da bunları ilk 45’te çok etkili yaptı. 44. dakikada Galatasaray yüzde 68’lik baskın bir oranda topa sahip olmuştu ancak gol bulamadı. Bunun sebeplerinden bir tanesi çok çalışsa da Oğulcan’ın otobüs çekmiş rakiplere karşı dar alan santrforculuk deneyiminin fazla olmamasıydı.
Yine Donk iyi oynasa da, Galatasaray Taylan’ın topu kazanır kazanmaz sergilediği hızlı oyun kuruculuk meziyetlerini de ilk 45’te aradı. Galatasaray ikinci yarıya teorik açıdan doğru bir değişiklikle başladı. Ancak pratikte Emre Kılınç’ın kontrolsüz hırsı sonucu gördüğü kırmızı kart, tüm planları suya düşürdü. Antalyaspor halen Hatayspor hezimetinin etkisinde, ilk yarı kale önüne otobüs çekti. 11’e 10 fazla kişiyle oynarken bile sadece kontratakla hücum edebildi.
Bu Falcao’nun hali ne olacak? Fizik kondisyon-sakatlık karnesi nedeniyle Falcao üzerine değil A planı kurmak dün geceki gibi B planı bile kurmak çok zor.
Arda Turan her hafta oyundaki etkisini yükseltiyor. Dün gece özellikle dar alanda çok etkiliydi. Kaleci Boffin ve stoper Naldo, Antalyaspor’un en iyileriydi.
Emre Kılınç’ın gördüğü direkt kırmızı kart tam da “Kontrolsüz hırs, hırs değil takıma zarardır” cinsinden bir hatanın sonucu. İkinci yarıda Galatasaray eksilmese sabırla hücum ederek maçı kazanabilecek kadar iyi başlamıştı.
Sevgili Omar, çok geçmiş olsun. Sen hem iyi bir oyuncu, hem de çok iyi bir babasın, bunu da atlatıp önce ailene sonra da mesleğine bir an önce kavuşman dileğiyle...
250 TL'ye varan hoş geldin bonusu Misli.com'da Hemen oynamak için buraya tıklayın!