08.11.2020 - 09:16 | Son Güncellenme:
Maçın önce özetini yapalım, sonra ayrıntılara bakalım: Valencia sıfır... Samatta sıfır... Thiam sıfır... Pelkas sıfır... Eee o zaman fazla lafa gerek yok. Fenerbahçe sıfır, Konyaspor: 2...Meraktayım, son haftalarda ısrarla kötü oynayanlar, ısrarla ilk on birde maça başlayanlar ve “sıfır” çekenler uzun süre sahada kalacaklarsa, Fenerbahçe Yönetimi bu kadar transferi niye yaptı?
Ayrıca: Sosa ne büyük adammış. Son iki maçın sahadaki en kötü adamıydı. Nitekim bu iki maçta Erol Hoca kendisini oyundan aldı. Ama dün baktık, Sosa’nın ölüsü bile, sahada diri görünenlerden daha iyiymiş...Sosa olmayınca, Gustavo tek başına kaldı ve orta alanda Konyaspor “cirit” attı. Savunmanın önünde oynayan Gustavo ile forvetin arkasında oynayan Ozan arasında derin boşluklar oluştu.Valencia ile Pelkas’tan orta sahaya yardımlarını beklemek saflıktan başka bir şey değil... Pelkas teknik ama “çıtkırıldım” oyuncu... Dirençli değil... Valencia, kazandığından daha fazlasını kaybediyor.
Erol Hoca kötüleri oynatmakta ısrar ederse, bunun faturası ağır olur. Hem kendisine, hem kulübe... Hadi kötü oynuyordun, kaliten ile kazanıyordun... Bu defa kalite de yerlerde sürününce yenilgi kaçınılmaz oldu.Ligi dikkatli izleyenler, Konyaspor’un geçen hafta özellikle son yarım saatte Başakşehir’e sahayı dar ettiğini hatırlayacaklardır. İsmail Hoca ile birlikte Konyaspor, “söz savunmanın” futbolundan, futbolun iki yönlü oyun olduğu gerçeğine döndü.Sehiç zaten iyi bir kaleci... Abdülkerim, sezon başından beri ligin en iyi stoperlerinden biri olarak görünüyor. İlk yarıda Miloseviç’in biri aşırtma, iki şutu kaleci Altay’dan dönmese, Konyaspor maçın sonunda değil, ilk yarı sonunda oyunu 2-0 yapardı. Jevtoviç’in golünün çok ciddi bir alkışı hak ettiğini mutlaka söylemeliyiz.
Fenerbahçe için bu maçta tek haklı yer olabilir... O da VAR kararı ile iptal edilen mükemmel golü... Gol öncesi pozisyonda Valencia’nın topu elle düzelttiğine VAR nasıl karar verdi, çok anlamadım. Sanki elle oynama yoktu.Geçen hafta deli dalgalar gibi saldıran, dört topu direkten dönen, rakip ceza alanına 50’ye yakın orta yapan, gol üstüne gol kaçıran Fenerbahçe, bir haftada ne değişti de, bütün istatistiklerde tavandan tabana çakıldı?
Erol Hoca için bu maç “erken uyarı” oldu. Erol Hoca titizlenmek, kötüleri kazanmak, iyi olmayanlara “sen otur bakalım” demek zorunda... Eğer şimdiden formalar, forma bakmadan “tapulanırsa” bu Fenerbahçe’ye hedefe değil ama felakete götürür. Şu görüntüde şimdiden formalar “tapulanmış” gibi görünüyor. Fenerbahçe için en büyük tehlike bu...Mutluluğum şuna: Geçmiş yıllarda büyük takımlar iyi oynarsa zaten kazanıyordu, kötü oynarsa gene kazanıyordu. Eski çamlar bardak oldu... Artık herkesin herkesi yendiği bir lig izliyoruz. Büyükler üzülüyor ama Türk futbolu kazanıyor.
Fenerbahçe bir gün önce Adalet Sarayı’nda sırtındaki dokuz yıllık “şike” kamburundan beraat etti, ertesi gün Kadıköy’deki kendi sarayında futboldan “hüküm” giydi.Cezası ne mi?Artık, futbola ihanet etmenin, iyi futbolcuları kötü kullanmanın cezası her neyse o…Üstelik ilk vukuatı da değil bu.Kadıköy’deki hezimetten önce rivayet oydu ki, Konyaspor en iyi yaptığı işi yaparak kapanacak, topu Fenerbahçe’ye verecek, fırsat bulursa kontrataklarla şansını deneyecek.Fenerbahçe tek kale oynayacak… Galibiyet cepte de… İlk gol erken gelirse averajını düzeltecek Allah izin verirse!
Ne gezer!.. Görece Fenerbahçe’nin iyi olduğu ilk yarıda bile Konyaspor’un topla oynama oranı Fenerbahçe’den fazlaydı mesela. Şut sayısı fazlaydı. Konuk takım daha iyi mücadele ediyor, oyun disiplininden bir an bile uzaklaşmıyor, Fenerbahçe’nin ciğerini bilen Hocasının planlarını uyguluyordu.İkinci yarı ise sıra galibiyete gelmişti Konyaspor için. Fenerbahçe’nin tersine İsmail Kartal da dahil herkes gereğini yaptı.Fenerbahçe ise ne tempo yapabildi doksan dakika ne kaliteli bir futbol sergileyebildi. Bir tek kenar ortaları vardı ev sahibinin ki, yüzde doksanı Caner’dendi. Caner savunmacı değil hücumcu resmen; Fenerbahçe’nin yediği iki golde de o vardı. Birinde üstünden kafa pasına baktı, ikincisinde ofsaydı bozdu.
Aslında tercih değil mecburiyetti Caner’in ortaları… Arkayı boş bırakmaktan korkan Fenerbahçe, önde çoğalıp baskı yapamıyor, merkezden gol bölgelerine girmesi zor değil imkansız hale geliyordu.Ozan’la uzaktan şut denese de sonuç alamayınca ve arkaya adam kaçıramayınca kenar ortalarına mahkum kaldı.Takım derindi ama taktik sığdı Fenerbahçe’de.Galibiyet stratejisini sadece ileri çıkan kenar beklerin ortalarına bağlayan bir takımın rakip ceza alanında kalabalık olması gerekmez miydi? Samatta’nın yanına Pelkas’ın girmesi orta sahadan iki adamın dönen topları kovalaması ve hücum tazelemesi şart değil miydi?Bir on dakika boyunca topu Konyaspor’a bırakarak üzerine gelmesini bekledi ama Konyaspor o tuzağa düşmedi. Bildiği oyunu tavizsiz oynamaya devam etti.
Fenerbahçe ise “pozisyona girme sorunlu iyi adamların kötü bileşkesi” bir futbol içindeydi.İlk devrenin en net pozisyonu da Konyaspor’undu zaten… Ozan’ın hatalı pasından dönen top bir anda Milosevic ile kaleci Altay’ı karşı karşıya bıraktı. Savunma ilk alarmını bu pozisyonda çaldı, lakin kulübeden duyan olmadı.Fenerbahçe ilk devreyi Pelkas’ın VAR’dan dönen şahane golü ile kapattı. Çünkü pozisyonun başlangıcında Valencia topa sahip olurken elini değil ama pazısını kullanmıştı.İkinci yarı artık Erol Bulut klasiği haline gelen “hücum gücü yükseltilmiş Fenerbahçe” kurgusuna dönüş hamleleri ile başladı. Durgun Thiam’ın yerine Perotti ümidi, forvet arkası Pelkas yerine forvetin ta kendisi Cisse…İyi de… Sonuç alamamanın tek nedeni sahadakiler miydi?Bu maçı da kaybederse topun ağzına gelecek Konya teknik direktörü İsmail Kartal’ın yanıtı ise Oğuz’u çıkarıp belki de Konya’nın en iyi adamı Shengelia’yı oyuna almaktı.
Değişikliklerden sonra hangi takımın üstünlüğü arttı?Konyaspor… Çünkü Erol Bulut “ezberden” hamle yapıyordu, İsmail Kartal “bir plan dahilinde”!.. Fenerbahçe gol atamıyorsa B planı olmamasındandı. Adamlar değişti plan aynı kaldı.Onu da çözüverdi Konyaspor. Bas topa ver pası dağıt Fenerbahçeli futbolcuları.İlk yarıda ezilmeyen Konyaspor, sürekli olmasa da Fenerbahçe’yi ezmeye başladı değişiklikten sonra… 67. Dakikada ezme eylemine resmiyet kazandırdı. Jevtoviç’in, yeni giren Sengelia’nin kafayla indirdiği topa öyle şık bir yarım volesi var ki, gol olmasa haksızlık olurdu resmen.Son yirmi dakikaya Kadıköy’de Konyaspor’a 1-0 mağlup durumda giren Fenerbahçe’de üçüncü hamle Samatta-Ferdi değişikliği oldu.
Neden? Konyaspor’da ise golü atan Jevtoviç yerine Alper girdi. Tabi bu da Kartal’ın kafasındaki plana dahildi.77. Dakikada Fenerbahçe stoperlerinin istirahat anlarından birinde defans arkasına koşan Kravets’i ne kademeye girmeye çalışan Gökhan ne de Caner durdurabildi ve çıkıp çıkmama kararsızlığındaki Altay ikinci Konyaspor golünü yedi.Artık ne konsantrasyon kaldı Fenerbahçe’de ne istek… Bu sezon da hayal kırıklıklarına eklenecekse şayet, Konyaspor maçı dönüm noktası olacaktır.
Geçen hafta, Fenerbahçe savunma standardının yüksek olduğunu söylemiştim ama dün yenen ikinci golün fena halde geçen hafta Podolski’nin attığı gole benzemesi bir sorunu işaret ediyor. Orta sahayı baypas edip araya atılan çabuk toplar belli ki sorun oluyor. Sadece bu değil tabii. Pelkas’ın geçerli sayılmayan golü dışında akan oyun/pasla net bir pozisyona girilmemiş olması, 4’ü isabetli 43 ortayla skor kovalanması, Konya ile pas sayılarının yakın oluşu, 0-2’ye rağmen ev sahibinin sadece yüzde 53 topla oynaması sorun.
Erol Bulut’un skordan bağımsız en kötü sınavıydı bu. Yaptığı her değişiklik Fenerbahçe’den götürdü. Bu ilk kez oluyor. Tamam, Sosa’sız zorlandılar. Kuşkusuz bunun rolü var. Şanssızlık da var tabii. Jevtoviç’in Tisserand, Gustavo, Ozan güvenli üçgeni içinden direkt dibine demi voleyi vuruşu tekrarlanabilir değil.
Ama kabul etmek lazım ki oyunu çözen İsmail Kartal oldu. Erol Bulut her hamle yapışında Kartal oyunu biraz daha aldı. Miya ve Cikalleshi’yi Gökhan ve Caner’in üzerine yollayıp presleme ayrıca onların arkasına sarkarak tehdit oluşturma planı çok iyi tuttu. Kravets’in de kararlı oyunu Fenerbahçe’nin 4-2-4’ünü oldukça zorladı. Eğer Bulut bu yenilgiyi bir kaza değil planın bir kaçağı olarak görüp tamirata girişirse sorun yok. Hatta hayırlı bile olur. Geçen hafta da söyledim bu kadar ‘orta’ merkezli bir hücum skor riskidir.
Sosa daha önceki iki maçta Fenerbahçe’nin en iyilerinden birisi olmasa da dün gece Sosa’nın eksikliği Fenerbahçe’yi iki açıdan etkiledi: Birincisi baş top yönlendirici rolündeki Sosa’nın oyunun temposunu yükselten diyagonal topları olmadığı için Fenerbahçe merkezden rakibin yerleşik savunma dengesini yeteri kadar bozamadı. İkincisi de Sosa’nın yokluğunda merkezde öne Pelkas geçtiği Ozan da bir geriye kaydırıldığı için Ozan’ın en öndeki karşı preste kaptığı toplardan mahrum kaldı. Fenerbahçe ilk 45’i Konyaspor ceza alanı içinde sadece 10 kez topla buluşarak tamamlarken Altay da karşı karşıya kritik kurtarışı ile golü engelledi. 2. yarıya başlarken ve devre boyunca Erol hoca oyuncu değişiklikleri yaptı ama oyunu bir türlü değiştiremedi, ortadan yeterince üretemeyen Fenerbahçe 74. dakikada 30 orta deneyip sadece 2’sinde başarılı olmuştu. Modern futbolda merkez ve kanatlar arası keskin ayrım yok bilakis ikisi arasındaki yarım alanlar asıl ofansif üretim bölgeleri!
Gecenin sorusu: Pelkas’ın VAR’dan iptal edilen golü öncesinde Valencia’nın topla münasebeti eğer el kararını gerektiriyorsa, Antalyaspor maçında Naldo’nun çok benzeyen pozisyonuna neden penaltı çalınmadı?Maçın starı: Kravets sadece iyi bir vuruşla gol atmakla kalmadı, gol vuruşunda da sergilediği soğukkanlılığını maç boyunca takımı lehine kullanıp az gelen Konyaspor’un öz gelmesini sağladı.
Maçın olayı: Jevtovic’in havalanıp yaptığı yarım vole vuruşuyla gelen gol ve VAR’dan iptal edilen golde Pelkas’ın aşırtması, ligimizin estetik ortalamasının üstündeydi.Kısa mesaj: Erol Bulut hoca, Sosa’nın yokluğunda bir türlü merkezden etkili olabilecek oyun planını ve oyuncu kombinasyonlarını sahaya yansıtamadı. Bazı değişikliklerinin zamanlaması tartışılacağı gibi son 10 dakika tamamen doldur boşalta dönülmesi hocanın vaat ettiği oyunla çelişkili bir durum.
Bulut’un, ilk on birde her hafta sürprizi oluyor. Dünkü sürpriz de Thiam idi. Antalya maçını döndüren Perotti ise yedek soyunmuştu. İlk 45 dakika Valencia sağ kanadı, Thiam sol kanadı hiç kullanamadılar. Samatta da etkisiz kalınca, iş yine Gökhan ve Caner’in ortalarına kalmıştı. Eski takımını iyi tanıyan İsmail Kartal ilk yarıda takımını haddini bilerek oynattı. Bu yarıda Pelkas’ın nefis şutu ile ağlara giden top, Valencia’nın ellerine kurban gitti. Oyun golsüz giderken, Miloseviç, topu Altay’a kaptırmasa Konya maça daha farklı bakacaktı. İkinci yarıda Konyaspor kendi alanına kamp kurunca maç Fenerbahçe’nin eline geçti. Pozisyon zenginliği var, gol yoktu. Bulut bir hamle daha yapıp Pelkas’ın yerine Cisse’yi ikinci santrafor olarak sahaya sürdü. Fenerbahçe yüklenirken, defans tedbirlerini rafa kaldırdı. Rakipte iki defa geldi, nefis goller buldu. Dün maça favori olarak başlayan Fenerbahçe ağır bir darbe aldı. Bunu erken uyarı diye gündeme alırlarsa ne ala...
Gecenin sorusu: Sosa sakat olduğu için dün kadroda yoktu. Sakat olmasa, maça sahada mı, kulübede mi başlardı?Maçın starı: İyi mücadele etti. Ama yarım vole ile attığı gol bile maçın starı olmasına yeter. Alkışlar Jevtoviç’e.
Maçın olayı: Fenerbahçe teknik direktörü iken, yönetiminden forvet transferi isteyen İsmail Kartal’a “hayır” denmişti. Kısıtlı kadroyla Fenerbahçe’yi son haftaya kadar (2014/15 sezonu) yarışın içinde tutan Kartal, dün eski takımının bırakın sahadakileri, kulübede yer alan oyuncularını görünce kim bilir neler hissetmiştir?Kısa mesaj: Oynanmadan hiçbir maç kazanılmaz. Futbolun peşinden milyarların koşması da bu yüzdendir.
Sanal Bahis Misli.com'da Hemen oynamak için buraya tıklayın!