25.04.2021 - 09:44 | Son Güncellenme:
Bir ata sözümüz var, sosyal hayatımızda da sıkça kullanırız. “Her şerde bir hayır vardır”... Açılımı ise kısaca ‘kötümserliğe’ kapılmamak... Evet, bu atasözü şu sıralarda tam da Beşiktaş’la çok örtüşüyor. Kritik maçta karamsarlığa kapılmadılar, mücadele ettiler, karşılığını da üç puanla aldılar.
Şampiyonluğa oynayan Kartal son haftalarda kredisinden yediği gibi, bir çok oyuncusunu da kaybetti! Cenk Tosun, Aboubakar ve Larin, yani üç golcü tribünde, maçı izlemekle yetiniyordu! Artı Kartal’ın savaşçısı Atiba da yoktu! Sergen Yalçın, ‘bir eli balda, bir eli yağda” olmadı hiç bir zaman! O kısıtlı ve alternatifi az olan kadroyu nereden alıp, nerelere getirdiğini de asla unutmayın emi! Elinizi biraz vicdanınıza koyun, gerçekleri görün, sonra eleştirin!
Sergen’in maç önü konuşmalarını izlediniz sanırım, “Eksik de olsak, 11 kişiyle çıkar aslanlar gibi oynarız” dedi, haklı da çıktı... Valla haklı, o formayı kim taşırsa taşısın, ister yedek, ister banko olsun farketmez, hakkını verecek arkadaş, lamı - cimi yok! Kadro açıklandı forvette Gökhan Töre... Burun kıvıranlar olmuştur! Hadi siz Sergen olun, orada kimi oynatırsınız, yok ki! Ama varmış da bizim haberimiz yokmuş!
Ghezzal ve N’Koudou o açığı aslanlar gibi kapadılar, daha ne olsun? Kaldı ki, Gökhan Töre gol atmasa da, maç süresince etkili olduğunu söylersek, abartmış olmayız.İki takımın ligdeki konumu malum, bu faktör keyif veren bir mücadeleyi ortaya çıkardı kuşkusuz. Maça dönecek olursa, daha 4. dakikada Gökhan Töre, Ljajiç kaçırdı, indirildi, Cüneyt Çakır penaltı noktasını gösterdi. Atışı bu kez Ghezzal kullandı, kaleciyi terse yatırdı. Ki, penaltı pozisyonu tartışılır, yani pozisyon gri!
Kartal, bu sağı solu belli olmaz! Arkadaş iki dakika sonra gol mü yer, yerrr! Henrique uzaktan bir vuruşla, skoru eşitlerken, savunma uyku halindeydi! Neyse ki, 13. dakikada bu kez N’Koudou sahneye çıktı. Ljajiç’in asistiyle soldan ceza alanına giren tecrübeli oyuncu, topu uzak köşeye gönderdi, Kartal’ı bir kez daha öne geçirdi. Altı eksikle sahaya çıkan Beşiktaş, kişisel olarak hiç de eksik görmedim, ilk yarıda ya siz? Baskı, pres, üretim atılan, atılamayanlar, gollere karşın, oyun kontrolü Kartal’ın elindeydi. Ancaak Kayserispor’da hep oyunun içindeydi, asla pes etmediler.
İkinci yarı mı? Müthiş bir mücadele, farkı açmak isteyen Beşiktaş, direnen, fırsatlar kovalayan Kayserispor. Eksiği - gediği de olsa, formasının ağırlığını sahaya yansıtan Beşiktaş, aradığı golü yine N’Koudou ile buldu. Asist mi, yani bay Ghezzal.
Elit hakemlerimizden Cüneyt Çakır’ı eleştirmek istemem, ama Henrique’yi ikinci sarıdan atması gerekirdi! Bu görüşüm Rosier için de geçerlidir! Öyle çifte standart yok Çakır hocam! İşin özeti mi, onca eksikliğine karşın, Kartal, çok ciddi bir virajı da üç golle, üç puanla aşmasını bildi, yoluna devam ediyor. Eeee ‘inanmak’ başarının yarısıdır, unutmayalım.
Bazen “çaresizlik”, “çarenin” ta kendisidir… Denenmemişi denersiniz, yapmadığınızı yaparsınız.. İhmal ettiğiniz şeyler varsa, onları hatırlarsınız. Cenk ve Aboubakar sakatlık nedeniyle yoklar. Larin ve Oğuzhan sakat, Atiba yorgun, Welinton cezalı… Namevcutların toplamı altı… O yüzden 7’si, 8’i yok bir çare bulmalı!
Kayserispor gibi “netameli” bir rakibi beklerken Sergen Yalçın, kanımca arızalıları kenara çekip, oynamak isteyen, koşan, yetenekli ama formsuz adamlarıyla bir çete sürdü sahaya… Çete diyorum, çünkü “teşkilatlı”, “organize” bir oyun oynadılar. İşbirliği yaptılar, yardımlaştılar. Rakibe yüklenmediler, çullandılar. Dördüncü dakikada penaltı kazandıran adam “yetenekli” Bay Llajiç’ti. Penaltıyı kullanan da Ghezzal… Kariyerinde yapmadıklarını deniyor ve başarıyordu Türkiye’de… Dördüncü dakikada gelen bu gol rahatlattı ev sahibini…
O kadar ki geçmiş yıllarda atılan golden hemen sonra gol yeme zaafı, tarih sayfalarından çıkıp geri geldi. Dakika 6… Henrique… Yani bir işe yaramaz beraberlik… Yine de hızlı bir maçtı. 13. dakika dolarken Llajiç’in asistiyle N’Koudou atıverdi.
Beşiktaş’ın dünkü on biri, son iki-üç haftaya göre daha çok koşan bir on birdi. Montero, Necip, Gökhan ve N’Koudou koşa koşa bir maç çıkardılar. Gökhan Töre’yi santrfor gibi görevlendirmişti Sergen Hoca… Ama başlangıçtaki bu göstermelik hali çabuk geçti. Sahte 9’a döndü Gökhan. Orta alanda daha kolay topla buluştu. Ayağına top beklemeden akıllı hamlelerle topu kullanmayı denedi.
Kayserispor da, zor koşulların etkisiyle, Hamza Hamzaoğlu’nun elinde “atlet takım”a dönüşmüştü. Onlar da çaresizlik sürecinde daha çok koşmayı çare olarak öğrenmişlerdi.. O nedenle Beşiktaş’a karşı hem direndiler, hem de tehdit edici kontralarla yüklendiler. Rosier’nin Alibec’e, Necip’in de Lennon’a yaptığı fauller, “taktik” müdahalelerdi. Tehlikeli pozisyonları önlemiş oldular. Ama ikisi de cezalı. Rize’de yoklar. Peki değer miydi? Evet, zorunluydu ve denenmeliydi. Bu arada Rosier ve Henrique’nin de ikinci sarılarını Cüneyt Çakır görememiş (!) oldu.
Beşiktaş ligin boyu kısaldıkça bıçak sırtında dans ediyor. Yolu dar, peşinde rakipleri var. Artık durma hakkı da yok. Böyle bakınca dünkü 3-1’lik galibiyet Başkan Çebi’yi de Sergen Hoca’yı ve futbolcuları da rahatlattı. Taraftarın yüzünde güller açtı.
Maçın kahramanları mı? Önce “hepsi” demek isterim… Ama birilerini öne çıkarmak gerekirse çifte golün sahibi N’Koudou’yu gösteririm. Ghezzal’a,Rosier’e, genç Montero’ya, akıllı Vida’ya, Ersin’e, Kaptan Necip’e (yerine giren Dorukhan’a); Llajiç’e (yerine giren Mensah’a), N’Sakala. Gökhan Töre ve özellikle Joseph’e de alkışımız olmalı.
Bir itiraf: Sevdiğim kaleciler gol yiyince üzülüyorum. Doğan Alemdar da onlardan biri… Üzülme evlat.. Gol yedikçe pişeceksin. Kıymetli bir seramiksin.
Beşiktaş’ın bu sezon 50 golünde katkısı olan Aboubakar, Larin ve Atiba üçlüsü yoktu, bu üçlü sadece gol ve asist yapmıyor, takımın gol atması için de adeta takımı sırtlarında taşıyorlardı. Onların yokluğunda 11’de yer alanlar hangi mevkiide görev alırlarsa alsınlar ekstra katkı yapmalıydılar ki Beşiktaş kazansın, bunu da başardılar.
N'Koudou iki gol attı, Vida adeta kafasını taşın altına sokarak savaştı, Necip hem kaptanlık hem de Josef’e taktiksel kopilotluk yaptı.
Gökhan Töre’nin santrfor gibi konumlandığı oyun planında Beşiktaş’ın eksiklerini örten en önemli taktiksel faktör Josef ve Necip’in öne gelerek adeta bir “anti-kontratak” timi oluşturmasıydı: Kayserispor hızlı akına çıkmaya çalışırken tüm dönenleri toplayıp geçişlere karşı krampondan duvar ördüler.
Bu ikili olağanüstü bir fiziksel mücadele ortaya koyarken Beşiktaş’ın üç gol bulmasını sağlayan hücum sürekliliğini sağladılar. Galibiyetin hamurunu Rosier-Vida-Montero- Josef-Necip-N'Sakala altılısı büyük emekle yoğurdular, Ghezzal da lig ortalamasının çok üstünde parlak top tekniği ve oyun zekasıyla 3 puanlık pastayı pişirdi.
Beşiktaş zor görünen dönemi istediği gibi geçti. 7 oyuncusundan eksik olmak her takımı zorlar. Bunun üstesinden gelebilmek kolay değil. Ama Beşiktaş, Kayserispor'a karşı maçın ilk dakikasından itibaren "Ben buradayım" mesajını çok açık bir şekilde verdi. İlk dakikalarda Ghezzal'ın ayağından yakaladığı skor avantajı ile de maçı istediği noktaya getirdi. Maçın sonuna kadar olan bölüme baktığınızda, aslında ilk dakikalarda gelen gol o andan itibaren Beşiktaş'ın maçı kazandığını gösteriyordu.
Tüm müsabaka boyunca oyuna hakim oldu; pas trafiğini yönetti, pozisyonlar buldu ve rahat bir şekilde kazandı. Rahat bir şekilde diyorum; sezon başından beri hiçbir maçı bu kadar rahat pas yapabilir şekilde oynamamıştı. Ama ilk gol sonrasındaki hakimiyeti, zaten sınırlı gücü olan rakibini bozarken Beşiktaş adına da oyunu rahatlattı.
Her ne kadar Kayserispor bu gole hemen cevap verse de Beşiktaş'ın oyununa cevap vermesi mümkün olmadı. Beşiktaş'ın Aboubakar, Larin ve Atiba gibi çok önemli üç tane temel oyuncusunun olmamasının eksikliğini Kayserispor karşısında görmedik. Onların yokluğunda şans bulan N'Koudou, Necip ve Gökhan Töre bu maç için gerekli olan üstlerine düşen görevi fazlasıyla yerine getirdiler.
Bu süreçler kime karşı oynarsanız oynayın zor geçer. Rakibin ne yaptığından ziyade sizin ne yapabildiğiniz önemlidir. Beşiktaş bu maçı kazanma adına yapılması gereken her şeyi üst seviyede yaptı. Mücadele de vardı, kazanma azmi de vardı, oyun coşkusu da vardı... Bunlar sahada var olunca puan cetvelinde de da artı üç puan oluyor...
Maç öncesi tüm Beşiktaş camiası ürküyordu... Hem puan kaybı azalmış hem de neredeyse takımın yarısı sakattı. Kayseri ligin en az gol atan takımı olsa da düşmemek için çırpınan bir rakipti. Fakat 90 dakika boyunca tüm korkular boşa çıktı. Çok istekli bir takım, müthiş mücadele ediyorlar, top sürekli kendilerinde ve tıpkı daha önceki haftalarda izlediğimiz bir Beşiktaş gibi...
Kayserispor bir defa geldi, onda da gol oldu. Maça Beşiktaş tartışmalı bir penaltı sonrası gelen golle başladı. Kayseri beraberliğinden sonra N'Koudou'nun güzel golü Beşiktaş'ı öne geçirdi. Aslında 90 dakikaya baktığımızda Beşiktaş, istenilen her şeyi yaptı.
Bazı oyuncular özellikle yabancılardan bir kısmı doğuştan Beşiktaşlı gibi. Rosier; eksiklerine rağmen kim ne derse desin yılın sağ beki. Necip; her zaman istikrarlı oynuyor. Gökhan Töre; ileride yalnızdı. Tek hücumcu olarak monte edilmişti, sürekli hareket halinde, arayış içinde.. Ghezzal ise bana göre Türkiye'deki en yararlı futbolcuların başında geliyor. 15. asistini yaptı ve asist kralı.
Şablon gibi goller attırıyor. N'Koudou'ya attırdığı 3. golde de daha öncesinde yaptığı gibi harika bir pas ve gelen gol. Beşiktaş eksikliğine, sakatına rağmen son 5 haftaya lider giriyor. Üstelik en az 3 puan ve ikili averajla.
Hakem Cüneyt Çakır'ı dün akşam beğenmedim. Asla onun kalitesine, kalibresine uygun bir yönetim değildi. Verdiği ilk penaltı kesinlikle yanlış. Ljajic rakibe takılıyor, penaltı ile yakından uzaktan alakası yok. Ama maalesef VAR hakemi de devreye girmedi. Düşünebiliyor musunuz böyle bir penaltıyla şampiyonluğu kaybettiğinizi ya da küme düştüğünüzü. Kabul edilemez bir penaltı.
Maçın sonlarında Henrique'ye verilmesi gereken ikinci sarı kart atlandı. Verseydi Henrique atılacaktı. Yine maçın sonlarında Vida'ya vermesi gereken tartışmasız bir sarı kartı da maalesef Cüneyt Çakır atladı. Galatasaray kazandı onlar da biraz toparladılar. Şampiyonluk şansları var mı? Bence yok ama ikincilik için kıyasıya mücadele edecekler.
10 Bin TL'ye varan hoş geldin bonusu Misli.com'da Hemen oynamak için buraya tıklayın!