16.01.2022 - 09:01 | Son Güncellenme:
İsmail Kartal yönetiminde kötü gidişe 'dur' demek isteyen Fenerbahçe, Fraport Tav Antalyaspor ile deplasmanda karşılaştı. Sarı-lacivertliler Sosa'nın golüyle üstünlüğü yakaladığı karşılaşmada Doğukan'ın golüne engel olamadı ve 1 puanla yetindi. 90 dakika sonrası spor yazarlarının değerlendirmeleri şöyle...
"Aslında her iki takım için de “Can Pazarı” olması gereken ama ilk devresi “bomboş”, tamamı can sıkan maçta uzun zamandır ilk kez kulübe müdahalesi ile öne geçen Fenerbahçe, galibiyeti koruyamadı, İsmail Kartal’ın “güven mektubu” sunması Altay maçına kaldı.Sakatları, hastaları düştükten sonra elde kalanlarla görünüşte “füze bataryası” gibi bir takım sürmüştü sahaya İsmail Kartal… Kanat bekler bile Pereira devrinde hücum için formatlanmış Ferdi ile Osayi idi… Orta saha “gizli forvet” Zajc ve Sosa. Bunlara Rossi, İrfan Can, Mesut ve Serdar Dursun’u eklerseniz savunmacı olarak Serdar Aziz ile Kim-Jae kalıyordu kaleci Berke ile birlikte. Lakin evdeki hesap Antalya’ya uymamıştı. Tempo yapamasa da topa sahip olan, daha çok yan ve geri pas oyunu oynayan Fenerbahçe bir türlü topu rakip kale önüne götüremedi. Her hücum denemesi daha şekillenmeden Antalya falezlerine çarpan dalgalar gibi eridi, tükendi beşli rakip savunması karşısında.
Antalyaspor’un iki gol girişimi ki, bir tanesi çıkarken kaptırılan top yüzündendi, sıfır şut ve sıfır gol beklentisi ile tamamladı devreyi Fenerbahçe. Neden?.. Antalyaspor’un Fenerbahçe hücum ederken 5-4-1 halinde karşılayan savunma disiplinini, alan daraltma becerisini ve Güray’la, Ghacha ile, Doğukan ile kontra girişimlerini bir kenara bırakırsanız İsmail Kartal’ı da suçlayamazsınız. Burada fatura futbolcularındır. Mesut da dahil ne bir yaratıcılık ne bir gayret vardı geri tarafı süpürüp temizleyen Kim-Jae ve sağdan bindirerek takımı ileri taşımaya çalışan Ferdi dışında. Bırakın skoru, “sıfır şuta” bile itirazları yoktu.
Oysa kimse sahip olmadıkları bir şey istemiyordu ki, Fenerbahçe kadrosundan… Performanslarını yeteneklerinin seviyesine çeksinler yeterdi. İşte İsmail Kartal bunda yanıldı… O hala kendi top koşturduğu günlerdeki gibi Fenerbahçe Ruhuna sahip olduklarını sanıyordu sarı lacivert forma giyenlerin. Ligin ikinci devresinin ikinci haftasında tatile çıkanları nereden bilecekti. İkinci yarıya aynı kadro ile başladı Fenerbahçe haklı olarak… Çözüm için futbolcuların kişisel artılarını çoğaltmalarından başka bir çare görünmüyordu çünkü. Biraz tempoyu yükseltmek, biraz hızlanmak veya hücumda kalabalıklaşmak yeter de artardı. Hele ver-kaç, orta, adam eksiltme falan olsa; değmeyin Fenerbahçe’nin keyfine!
Ne gezer… Aksine, skora itiraz eden ve artık rakibi ikinci bölgede karşılayıp kaptığı toplarla hücum eden Antalyaspor’du ikinci yarıda. Fenerbahçe’nin yarattığı ilk gol tehlikesinin hemen ardından İsmail Kartal 63 dakika dayandığı Mesut’u Rossi ile birlikte dışarı aldı, Nazım ile Muhammed’i sahaya sürdü ki, takım biraz daha öne taşınsın. İleride topu tutabilsin. Çünkü Serdar Dursun top tutmakta gol atmak kadar beceriliydi ancak! Mesut geride al-ver yapıyor, Rossi boş çabaların peşindeydi o zamana kadar. Nazım sağ bek, Osayi öne, İrfan Can ortaya geldi. Osayi’nin de hücuma tam desteği kesinlikle daha verimliydi Mesut’un şık bir pasını beklemekten.
Fenerbahçe önde oynayınca tek gol atma ihtimali olan serbest vuruş kazanma şansı da arttı ve gol de Sosa’nın kale önündeki kalabalığa ortaladığı sanılan ama Boffin’i de yanıltarak kimseye dokunmadan kaleye giren vuruşuyla geldi. F.Bahçe takımı golü attı ama skoru tutamadı bu kez. Maçın son on dakikasında Doğukan’ın beraberlik golü aynı zamanda Berke’nin sakatlanarak çıkması ve yerine A Takımda ilk kez forma giyen Osman Ertuğrul’un geçmesi ile Fenerbahçe açısından maç bitmiş oldu. Bundan sonra İsmail Kartal’ın kontrolü ele alıp Löw’ün pabucunu dama atmak için tek şansı sahada olmayan “sakat takım”dır… Altay, Mert Hakan, Crespo, Novak, Valencia, Berisha, Szalai döndüğünde işin rengi belli olacak. Çünkü, dün Antalya’da oynayanlardan ancak 3-4 futbolcu İsmail Kartal’ın aklındaki Fenerbahçeli."
"Hiç eksiğiniz olmasa bile bu maçta Mesut Özil yine de çıkarılmaz. Löw gelecek falan diye tahminler ediliyor. Löw gelince ilk önce Mesut'u çağıracak ve onunla konuşacak. Bir oyun aklı olarak, bir futbol duayeni olarak konuşacak. Maç 0-0 giderken Mesut Özil o sahanın yıldızıdır, Mesut Özil başrol oyuncusudur. Başrol oyuncusu da kötü oynayabilir ama eğer oyun 0-0 ise bu oyuncu oyundan alınmaz. Mesut'u oyundan çıkartırsanız çok yanlış bir başlangıç yapmış olursunuz. Bazen antrenör doğruları vardır.
Kaybedecekseniz Mesut ile kaybedeceksiniz. Mesut'u çıkarıp puan kaybetmeyeceksiniz. Kazansanız bile kaybedersiniz o maçta. Mesut'u kaybetmeyeceksiniz. Mesut şahane falan demiyorum ama bir oyun liderine, bir takım liderine bunu yaptığınız zaman olmaz. İzleyiciler 'Mesut da futbolcu o da çıkarılabilir' diyebilirler ama o işler öyle değil. Dengeler, diyaloglar, oyuncunun ağırlığı gibi bir çok etkenler var.
Futbola seyir zevki olarak bakarsak maç Fenerbahçe için 65'ten sonra başladı. Fenerbahçe bugün topla rakip yarı alanda oynuyor ama bir şutu yok. Orada olmasına rağmen şut atamamak, gidememek değil, üretememektir. Organizasyon için çok fazla fizik gücü gerekmez. Onun için tekrar gerekir. Bir kere nasıl oynadığınızı bileceksiniz."
"Maçtan önce çiçeği burnunda teknik direktör İsmail Kartal, ”Taraftarlarımız biraz sabırlı olsun” derken şaşırmadık desem yalan olur. Hocam taraftarın sabır taşı çatladı, bunu bilmen lazım. Maç mı? Ofansif oyuncular Osayi sağ ek, Ferdi solbek olmuşlardı. Rossi sağ kanatta, İrfan Can (hiç sahneye çıkamadı) biraz daha değişken oynuyordu. Sosa, Zajc, Mesut Özil orta alanda ”al gülüm, ver gülüm” yapıyor, Serdar Dursun (bol bol faul yaptı) ilerde yalnızları oynuyordu.
Antalyaspor oyunu kendi alanında kabul etmiş, hazırlık paslarıyla rakibinin geride bırakacağı boş alanları kovalıyordu. İlk 45 dakika bittiğinde topa yüzde 70 sahip olan Fenerbahçe’nin kaleye ne şutu ne de pozisyonu vardı.
Kötü futbola rağmen İsmail Kartal‘ın geciken hamleleri son 25 dakikada geldi. Nazım sağbeke, Muhammed orta sahaya geçti. Rossi ve Mesut Özil (çıkarken bozuldu) dışarı alındı. Saha içinde de Osayi sağ kanada geçti. Sosa’nın serbest atışından gelen gol Fenerbahçe için bir şanstı ama son dakikalarda Berke boşa çıkınca, Doğukan cezayı kesti ve maça noktayı koydu. Maçtan önce İsmail Kartal, “Sabır” diyordu. Fenerbahçeliler de zaten şimdilik, “Ya sabır” diyorlar."
Maçın hakemi Atilla Karaoğlan'ın ismini bu maçta görünce çok şaşırdım. Anlaşılan MHK çok önemli bir ayrıntıyı gözden kaçırmış. Bir önceki hafta Göztepe-Antalya maçının Video Yardımcı hakemi olan Atilla Karaoğlan, nasıl olup da Antalya’nın bir sonraki maçına hakem olarak atanmış anlayamadım. Bir önceki maç hakem açısından sorunsuz geçmiş olsa kabul ederimde hakemler üzerinden okunacak bir maç olmuştu.
Maç içerisinde Karaoğlan çok kritik kararlar vermek zorunda kalmadı. Bazı kart ve uygulama hatalarına imza attı. 68. dakikada Antalya spor atağında Veysel'e önce İrfan, ardından Zajc faul yaptı. Hakem faul düdüğünü çaldı. Antalyalı oyuncu Bünyamin tam da Zajc’ın faul yaptığı yerden nizami şekilde faulü kullandı ve Antalyalı oyuncu kaleci ile karşı karşıya kaldı. Karaoğlan anlamsız şekilde serbest vuruşu tekrarlattı.
Fenerbahçe'nin golünden önce Fredy'nin İrfan Can'a faulünü hakem doğru yakaladı ama karta gerek yoktu. Antalyaspor’un beraberlik golünde de faul yoktu, gol nizamiydi.
BURADA ORANLAR ÇOK DAHA YÜKSEK Hemen oynamak için buraya tıklayın!