Hangi dalda olursa olsun yazarların, öncelikle de spor yazarlarının ölü mevsimleri vardır. O zaman yazı üretmek için çeşitli çarelere başvururlar. Antrenmanlardan bahsedilir, transferlerden bahsedilir ve bir şeyler bulunur.
İşte böyle bir anda Real Madrid’in doktoru, ‘Nuri Şahin, Türkiye’nin Hırvatistan’la oynayacağı maç için hazır değil’ demiş. Real Madrid’in Teknik Direktörü Jose Mourinho da ‘Nuri çağırılırsa bir şey diyemeyiz’ demekle yetinmiş. Al sana işte açıktan bir yazı malzemesi. Çünkü biz hastalıklardan, yaralanmalardan sonra rehabilitasyonun önemine pek değer vermeyiz.
Grip olsak bile ateşimiz düşünce işe gitmek zorunda kalırız. Çünkü etrafımız ve amirlerimiz ‘hadi hadi bir şeyin yok işte, kalk’ deyiverirler. Yani bir anlamda doktor raporunu da sevmeyiz. İş hayatında hastalıklardan sonra dinlenmek, vücudu hastalıktan önceki düzeye getirmek bir fantezi anlamı taşır. Böylece işinizi kaybetmek, hastalıklı adam damgası yemek, sahte rapor almış adam olmak korkusu yüzünden daha sonra olabilecek komplikasyonlara davet çıkarılır.
Büyük bir sorumluluk
Spor hayatında rehabilitasyonun çok daha büyük önemi vardır. İnsan anatomisinde kemik ve adale sistemi, kalp, akciğer kadar önemli organlardır. Çok defa görünüşe bakarak ‘hiçbir şeyin yok’ diyerek spor doktorlarının ve teknik direktörlerinin de gözyumduğu futbolcu ile sporcular ileride kariyerlerini kaybederler. Bu anlamda teknik direktörlerin ve spor hekimlerinin kendi prestijlerini düşünerek sakatlıktan yeni çıkmış oyuncuları sahaya sürmeleri çok büyük bir sorumsuzluktur diyoruz ve uyarıyoruz.
Cumhuriyetimizin 88. yıldönümü dolayısıyla Atamızı da anmak istedim. Cumhuriyet’in kurucusu bugün yaşasaydı, son tribün olaylarını görerek, ‘Ben sporcunun ahlaklısını severim’ sözüne ‘Ben spor seyircisinin de karakterli olanını severim’ deyimini de katardı. Ne dersiniz?