Ne derbisi!.. Şükrü Saraçoğlu’ndaki doksan dakika sadece “interaktif bir Fenerbahçe gösterisi” idi o kadar.
Üstelik doğaçlama.
Öfke, kızgınlık, küfür, küskünlük, ıska, şaşkınlık, otuz iki kısım tekmili birden...
Malum aktörlerden... Tribünler bile işin içinde.
Beşiktaş ise “dekor” niyetine...
Bir şey anlamadı misafir takım. Onlar masum masum futbol oynamaya çalıştılar. Uzatmada gol yiyip yenilip gittiler.
Evet... Fenerbahçe şampiyonluk potasında kaldı ama merak ediyorum buna “zafer” diyecek kaç kişi vardı Fenerbahçe’de.
Büyük başın derdi büyük oluyor... Kimyası bozuk olan Fenerbahçe gibi bir ulu çınarsa, sorunlar sahaya sığmıyor.
Seremoniye 10 kişi çıkabildi koskoca Fenerbahçe... Gökhan Gönül ısınırken sakatlanmış, ondanmış!
O Gökhan ki, Sosa’nın karşısında, Fenerbahçe’nin hücum umudunda ve her türlü maç tahmininde kilit durumundaydı oysa.
Keşke İsmail Kartal hiç çıkarmadığı o kapitone ceketini giydirip ısıtsaydı Gökhan’ı!..
Asıl şov 30. dakikada... Emenike maçın başında Tolga ile karşı karşıya durumda topu dışarı atınca, tribünün sabrı taştı ve “Sow” sesleri tempolandı. Emenike soyundu, “beni değiştirin” dedi ve tribünlere el kol işaretleri yaparak çıktı.
Ve Fenerbahçe tarihinde ilk kez bir futbolcu bir teknik direktör tarafından zorla sahaya itildi, oynamaya ikna edildi.
Emenike’nin son 45 dakikası böyle bitti Fenerbahçe’de.
Neden?.. Çünkü İsmail Kartal hatası...
25 maçta 4 gol atan santrforu “kazanmak” ısrarı, sadece Aziz Yıldırım Başkan dışında herkesi bıktırmıştı.
Belki İsmail Kartal’ı bile...
Sonra da “Başkan takıma falan karışmıyor” dediklerinde gel de inan.
Maçın ikinci yarısında evine giden Emenike o formayı bir daha giyerse, bilin ki “Aziz Yıldırım kontenjanından”!
Olay varsa Emre bu fırsatı kaçırır mı?.. Kambersiz düğün olur Emre’siz hır çıkmaz Fenerbahçe’de.
Emenike’nin çıkma/girme/soyunma şovuna sinirlenip biraz bozuk çalan Bilic’in (sahi üzerini çıkaran, hakemden izinsiz sahayı terk eden futbolcuya sarı kart verilmiyor muydu) üstüne yürümek elbette Emre’nin göreviydi!..
Fenerbahçe kaptanından konuk takımın hocasına el kol işaretleri ve aleni küfür, Emre adına rutin, futbol adına utanç vericiydi.
Biri Emre’ye demiş ki, “sen bu stadın ağasısın”... “Diklenmek lazımsa sen yaparsın”.
Hafta içi Emre’ye “helal olsun” derlerse şaşırmayın.
İsmail Kartal, küsen futbolcusunu mu oyuna itsin, rakip kulübeye sayıp döken futbolcusunu mu ayırsın, tribünlere mi kulak versin, şaşırdı tabi.
Bekir’i oyuna alacak, Emre ile konuşuyor oyuna Diego giriyor...
Tam önünde Serdar’a faul yapıyor Sow; İsmail Kartal “faul değil” diyor, Sow Serdar’dan özür diliyor mesela.
Daha 46. dakikada Fenerbahçe’nin değişiklik hakkı bitmiş, biri sakatlansa 10 kişi kalacak takım.
Bu bir derbi değildi özetle... Otuz iki kısım tekmili birden interaktif Fenerbahçe gösterisiydi, uzatmadaki gol bile Emenike’yi çıkarıp Sow’u sokan tribündendi.
Yazık oldu Beşiktaş’a vesselam.