Manchester United’ı 12 yıl önce bıraktığı gibi bulacağını sanan Ronaldo’nun sahada değil ekranda patlaması, Süper Ligimizin ilk kadın başkanı Berna Gözbaşı’nın Kayserispor’dan önce “batma noktasına” gelip, pes etmesi ve Dünya Kupası düzenleyen Katar’ın on dolar yevmiye ile “taraftar” istihdam etmesi arasında kesişen bir nokta var mı?
Hem de nasıl...
Gezegenimiz ve üzerinde yaşayanlar tersine doğru hızla değişiyor, futbol da dünyadaki daha dar daha ucuz yerine taşınmak için pılısını pırtısını topluyor. Bilge zihinler üç yıl önce boşuna alarm ziline basmadı “pandemi sonrası hiçbir şey eskisi gibi olmayacak” diye. Küresel kriz geldi kapıya dayandı işte. Sadece virüs değildi kastettikleri…
O tetikleyiciydi! İnsanlığın değişen davranış kalıplarının, yine varlıklı ülke ve bireyler lehine çalışacağını öngörmüşlerdi asıl. Yoksul ve aç arasındaki mesafenin biraz daha daralacağını kastetmişlerdi. Nitekim öyle oldu. Pandeminin hızlandırdığı ekonomik olumsuz etkiler, tedarik zincirindeki bozulmalar, Rusya - Ukrayna savaşı ile birlikte emtiaların yükselmesi, tarım ve sanayi üretiminde girdi fiyatlarının artması, küresel çapta enflasyonu körükledi. Enflasyon da yoksulluğu. Kitlelerin “ihtiyaç önceliklerini” bütçe mengenesi sıktıkça ilk vazgeçilen kültür ve keyfe harcananlar oluyor ne yazık ki. Futbol da bu vazgeçilenler listesinin en başında…
Çünkü onu yaşatan, yücelten, ona kaynak yaratan zengin azınlık değil, orta halli hatta fakir çoğunluktur dünyanın her yerinde.
O sınıflar artık can derdinde. Bir yolunu bulup kapağı tribüne atsalar, tezahürat yerine mide gurultusu yankılanır böyle giderse.
Normalde, dünyanın Körfez’e akması, Katar’da adım atacak yer kalmaması, insanların bilet buldukları her tribünü doldurması gerekir değil mi? Yok artık kalabalıkların öyle bir lüksü… Katar da ne yapsın; açılış maçına kelle başı on dolardan seyirci ayarlıyor. Tam da bir daha kullanılmayacak Dünya Kupası tesislerinin inşaatı sırasında hayatını kaybeden altı bin emekçi kadar! Bu arada kimse kurban sayısını abartı sanmasın…
Vefat eden işçilerin ait olduğu ülke büyükelçilerinin resmi açıklamasıdır rakam.
Garibanlara biçilen ücret, garibanların ne kadar berbat durumda olduğunu gösteriyor bir yandan. On dolardan 6 bin “yedek taraftar” 60 bin dolar eder. Yazar ve araştırmacı Amjad Taha’nın iki tarafa da doğrulattığı habere göre Katar’ın açılış maçında Ekvator’a teklif ettiği şike parası 7,4 milyon dolar.
“Açlık oyunları” sanki!
Yahu bu servet sahibi azınlıklar yoksul sınıfın halinden hiç anlamıyorlar. Dünyadaki her insanın aynı yaşam kalitesine ulaşması, aynı tüketimi yapabilmesi için “iki adet dünyaya daha ihtiyaç duyulan” “yağlı ballı” İngiltere’de, Manchester United gibi bir dev kulübü ele geçirmiş ABD’li Glazer ailesi -henüz İngiltere’de musluk açıkkensadece elindeki malın “etinden, sütünden, yününden” sonuna kadar faydalanmak derdinde… Ronaldo bunu hissediyor ama ayırdına varamayıp, teknik direktöre ve takım arkadaşlarına çatıyor. Sonuçta futbol adamı… Seziyor futbolun gidişatını.
Kayserispor Başkanı Berna Gözbaşı, neden servetini tüketip işini batıracak duruma geldi?.. Geliri gideriyle denkleşmeyen kulübün açıklarını kapatmak için. Peki, kimdir kulübü yaşatması gerekenler?.. O şehrin futbolsever halkı. Lakin, dünya ve Türkiye o hale gelmiş ki, kimsede maça/formaya ayıracak para kalmamış.
Yani, Ronaldo’nun patlaması, Gözbaşı’nın pes etmesi, Dünya Kupası açılış maçına “profesyonel” seyirci ayarlanması, futbolun artık pastadan eskisi kadar büyük bir dilim alamayacağının sancıları.
Şu anda küresel krizin başında mıyız, ortasında mı bilemiyoruz. Bu da yakın gelecekte iyice kanı çekileceğini gösteriyor tribünün. Dünya Kupası muhtemelen son servet teşhiri.