Arkadaşlar, aranızda ömrü hayatında bir kere bile öfke voltajına kapılıp medeniyet kofrası patlamayan var mı?..
Tartışmada, trafikte, sosyal hayatta yumruğunu sıkmayan, hocasına, karısına, kocasına dişlerini gıcırdatmayan, Allah’ın magandasına, psikopatına saldırmaya cesaret edemese bile zihninde seri katil olmayan mesela...
Var mı?
Sanmam...
Öfke fıtratımızda.
***
Lakin Fenerbahçeli Emre’nin vahim farkları var sıradan kızgın insandan...
Öncelikle mesai saatleri içinde ve işyerinde ortaya çıkıyor Emre’nin öfkesi. Milyonlar kazandığı işte yani.
Çok sık oluyor.
Vukuatlarını on binlerce göz tanığı, milyonlarca ekran şahidi önünde yapıyor.
Öfkesine kurban giderken koskoca Fenerbahçe camiasını da peşinden sürüklüyor.
Ateş olup cürmü kadar yer yakmıyor... Popüler kültürün iletişim ağı üzerinden ta ilkokul çocuklarına kadar ülkenin kimyasını bozuyor.
Çünkü herhangi biri değil Emre.
Şöhretli.
Ve Türkiye’nin en büyük sivil toplum örgütü üyesi.
Gıda sektöründeki, maden sektöründeki bir beyaz yakalının kendisine hakaret eden veya öyle sandığı bir taksi şoförüyle kapışması kaç kişinin kimyasını bozar, ne kadar maddi ve manevi hasar yaratır?.. Aynı beyaz yakalı, ihale toplantısında müşteriye saldırırsa zarar milyonlarla ifade edilebilir ama olay sektör sınırlarını aşmaz. Sinirli zat, aynı zamanda popüler biriyse durum başka. Mesela Fenerbahçe yöneticisi olsun!..
***
Neyse... Hepimiz biraz Emre’yiz...
Ama çok azımız Emre kadar kontrolsüz durumdayız.
Ve çok daha azımız Emre kadar para kazandığımız yere Emre kadar büyük zarar veriyoruz.
Açıkça yazalım:
Emre Belözoğlu en başta Fenerbahçe’ye zarar vermektedir.
Hem imajına hem puanına hem de Fenerbahçe ile onu sevenler arasındaki derin bağa.
Futbol, marka, toplum, çoluk çocuk sonra.
***
Peki Fenerbahçe’yi yöneten akıl bilmiyor mu bunu?
Yoksa hoş mu görüyor onu?
Hatta kapalı kapılar ardında “aferin koçum” mu diyor?
Soru değil; “derin şüpheler” bunlar.
Hatta kimilerine göre, gerçekler.
Ya da “şüyuu vukuundan beter... Öyle geliyor insanlara.
Haksız değiller.
Emre vukuat yapıyor... Fenerbahçe, ya Emre’nin horozlandığı adamın vukuatlarını hatırlatıyor ya da Emre’yi muhatabının tahrik ettiğini öne sürüyor.
Bir gün, bir tek Fenerbahçe yöneticisinden “Emre suçludur” lafı duyulmuyor.
Neden?..
***
Sayın Mahmut Uslu’yu Avrupa’da buldum, sordum.
“Hiç mi kabahat yok Emre’de” desem başıma geleceği biliyordum. Her Fenerbahçe yöneticisi gibi sayın Uslu da Bilic’den girip Galatasaray’dan çıkar ve yanıt alamayan soru sahiplerinden biri de ben olurdum...
O yüzden, “Siz veya Sayın Başkan Emre’ye eline diline sağlık mı diyorsunuz, yoksa yapma etme diye uyarıyor musunuz malum olaylardan sonra” dedim.
Yanıt kesin:
“Elbette uyarıyoruz. Sonuçta biz zarar görüyoruz. Lakin Emre’den Volkan’dan hatta potansiyel sinirli Caner’den, bir Gökhan, bir Alper olmasını bekleyemeyiz. Dikkat ederseniz uyarılarımızın işe yaradığını da gözleyebilirsiniz. En azından durduk yerde olayı başlatmıyor artık çocuklar.”
Yanıtı aldım.
Bu sütundan Emre’yi, Volkan’ı ve sinirini kontrol edemeyen tüm Fenerbahçeli futbolcular ile kamuoyunu uyarayım; Fenerbahçe olaylara karışan futbolcularından rahatsız... Ses çıkarmıyorlar, gargaraya getirmeye çalışıyorlarsa köprüyü geçene kadar.
Ah bu şampiyonluğun gözü kör olsun!