Zafer beyaz, hezimet siyahsa… Boya kutusu hakemde fırça VAR’daysa… Ne yapsın; yenemiyorsa yenilmedi Fenerbahçe ve “gri” bir puan aldı demir gibi rakipten.
Ne demişler; çıkmayan candan ümit vardır. Hele tarih transfer mevsimiyse!..
Takımı savunma ve forvet gibi ikiye ayırmış santrforsuz Adana Demirspor’un çılgın temposu en başta biraz şaşırtsa da Fenerbahçe’yi, bir yandan da eski hızlı temposuna zorladı. Aynı rakibi gibi orta sahayı uzun toplarla adeta “atıl” bırakan Fenerbahçe’de ilk yarı boyunca oynayan iki blok vardı; savunma ve hücum…
Böylece son derece keyifle izlenen “Rus ruletine dönmüş ve 45 dakikada 24 şut çekilmiş maçın ilk devresinin -ki, 90 dakikada ikiye katlandı şut sayısı- golsüz bittiğine inanmak zor ama Fenerbahçe’nin kale içinden çıkarılan pozisyonları dışında fileyi bulan bir vuruşu da vardı.
Henüz 14. dakikada rakipten seken topu kontrol edip uzaktan tam doksana gönderen Mert Hakan’ın golü, büyüteçle incelendi ve öncesinde elle oynama gerekçesiyle VAR’dan döndü. Aynı titizliği ne hakem ne de VAR gösterdi Batshuayi ve Samet’e penaltı kokan hamlelerde.
Bir de Adana Demirspor’un Belhanda tarafından atılamayan, daha doğrusu Altay’ın müdahale ettiği penaltısı vardı ilk yarıda. İster ustalık deyin ister şans ama Altay ters köşeye yattığı penaltıyı ayağıyla üst direğe göndermeyi, oradan da geri sektirmeyi bildi. İkinci yarı penaltıyı yapıp yemesini affettirmez tabi.
Topu alanın rakip stoperlerin karşısına dikildiği maçın çılgın ilk yarısında sadece gol eksikse, birincisi hızdan kaynaklı yüksek top kaybı yüzünden, ikincisi o baş döndürücü tempo içinde soğukkanlı ve aklı başında önlemler de yaratıldığı içindi.
Mesela uzun toplarını Onyekuru önüne atan Adana Demirspor’a karşı Rossi’yi sağ kanada alıp Ferdi’ye destek vererek veya Arao’yu Onyekuru tarafına kaydırarak tehlikeyi azaltmayı bildi Fenerbahçe. Adana Demirspor da Valencia tehlikesini sağda Rodrigues, solda stoperleri Semih ve Mert ile adım adım izletti müthiş tempo arasında.
Sürdürülemez bir hızla başlayıp ilk devresi aynı şekilde sona eren maçın ikinci yarısında, beklendiği gibi daha düşünüp taşınarak ayağa oynamaya çalışan bir Fenerbahçe vardı sahada ve o sırada Arda lazımdı. Fenerbahçe uzun toplardan sete döndüğünde Adana Demirspor çılgın uzun toplarından vazgeçmedi ama sayısını düşürdü.
Dakikalar 60’ı gördüğünde Jesus, Mert Hakan ve İrfan Can’ın yerine Osayi ile Zajc’ı sahaya sürdü. Amaç, Zajc’ın taşımasıyla takım halinde öne gidebilmek ve ileride kaybolan iki santrfor Valencia ve Batshuayi’i efektif hale getirebilmekti.
Olmayınca bu kez Batshuayi ile King’i, Rossi ile de Arda’yı değiştirdi Jorge Jesus. Oyun Fenerbahçe’nin rakip kaleyi ablukaya aldığı, Adana Demirspor’un Ndiaye, Onyekuru gibi hızlı adamlarıyla Fenerbahçe savunması arkasına sızmaya çalıştığı bir hale gelmişken sağdan ceza sahasına giren Svensson’u savunma kaçırdı, Altay yere irdirdi ve ikinci penaltıyı Cherif Ndiaye gole çevirdi.
Fenerbahçe’de olumlu şeyler arayanlar, geri dönüşlerini ve tepki göstermesini sayabilirdi bu sezon. Adana’da benzeri yaşandı.Valencia gibi bir gol makinesi vardı Fenerbahçe’de ve rakibin arkada bıraktığı boşluğa koşan Valencia 88. dakikada skoru 1-1 yapıp maçı yeniden başlattı. Maç berabere biterken ceza alanı önünde faulü vermeyen hakeme itiraz, Jesus’a da kırmızı kart getirdi. O da çıldırdı sonunda. Ve kenarda Jesus olmayacak gelecek maçta.
Bardağın boş tarafı kaçan iki puan, tribüne çıkan Jesus, zirveyle artan fark, dolu tarafında ise sadece bir puan. Açıkçası çok daha kötü bir sonuçla dönebilirdi Fenerbahçe. “VAR”dı böyle bir ihtimal!