Ercan Güven

Ercan Güven

eguven@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

“O hakem Saracoğlu’na gelirse çıkamaz”…
“Gerekirse tehdit ederim”!..
“Sahanın ortasına otururum”!..
Bunlar Fenerbahçe başkanı Aziz Yıldırım’ın “düz koşu” kadar rutin “derbi antrenmanlarından” son örnekler bildiğiniz gibi.
Zamanı gelmişti!
Beni hayrete düşüren ise “bu cümleleri Aziz Bey’e hiç yakıştıramadım” tespitleri!
Polyanna mısın mübarek; niye yakışmasın?..
Tarzına, tavrına, vizyonuna, misyonuna “cuk diye” oturuyor işte.
Asıl, Galatasaray maçı öncesi “hakem hata yaparsa üzülürüm”, “gerekirse kınarım”, “o hakem gelirse ben stattan çıkarım” türünden nahif ve düşük volümlü uyarılar yapsaydı yakışmazdı.
Asıl “konuşmasaydı” ayıptı!
Haa… “Fenerbahçe Başkanı’na yakıştıramadım” diyorsanız o başka!..
Ama “uyan da balığa gidelim” diye dalga geçen olursa kızmayacaksınız artık.
Çünkü her toplum hak ettiği şekilde yönetilir ve Fenerbahçe toplumu tarzı/tavrı belli Aziz Yıldırım ile onun vizyonunu/misyonunu 17 senedir seçmiştir, seçmektedir.
Sayın Yıldırım çok önemli iki derbi arifesinde sadece üzerine düşen “görevi” yerine getirmektedir hiçbir fedakârlıktan kaçınmadan.
Evet… Popülist kıvırmalarla “kalabalıkları karşımıza almadan” doğruyu söylemeye çalışmanın zamanı çoktan geçti…
Yapsak da yediremeyiz ki…
Aziz Yıldırım’ı isteyen Fenerbahçeli, zamanı geldiğinde Aziz Yıldırım’dan bu davranışları, atarları, giderleri talep etmektedir.
Aksi, “görevi ihmal”dir!
Bir santrfordan nasıl gol bekliyorsa, stoperin ceza alanını nasıl cansiperane savunmasını istiyorsa, sayın Yıldırım da hakemlere/federasyona ayar vermek zorundadır taraftarın gözünde.
Kimi sahada, kimi masada.
Elinden gelen ardına koyulmayacak.
O da yapıyor.
Sadece Fenerbahçe taraftarı mıdır işine gelince gerilim, başına gelince huzur arayarak “kurtlarla yiyip koyunlarla meleşen” ?
Hayır; tamamı.
Beceremeyen başkanlar, altı ay bile dayanamıyor bu memlekette!
O yüzden;
Fenerbahçe’de kötü giden işlerin Galatasaray ve Beşiktaş’a muhtemel puan kaybıyla felakete döneceği şu süreçte, sayın Yıldırım “seçilme ve sevilme” gerekçesine uygun davranıyor diye eleştirilemez.
Bizim eleştirebileceğimiz tek nokta, bu tarz söylemlerin futbolumuza yükleyeceği gerilim ile muhtemel sonuçları olabilir.
Bunu söyleyip yazanlar da ya “rakip taraftar” olur ya da “delidir”!
Doğrudur…
Rakibi mağlup etmek için, kutsal hedef şampiyonluğa ulaşmak için yapılan her teknik/idari/spekülatif hamleyi “kutsal savaşın” kutsal silahı sayanların dünyasında, zarar/ziyan ve akacak kan uyarısı yapmak “ihanet” veya “salaklık” ile eş değerdedir.
Ne zaman ki “olay” çıkar, o zaman hep birlikte ağlaşırız.
Herkes işini yapıyor anlayacağınız.

Haberin Devamı

Özrü kabahatinden büyük!

Haberin Devamı

8 Şubat’ta 18 yaşındaki Göktürk Ural’a attığı tokat için 28 Şubat’ta özür dileyen Milli Takım ve Galatasaray Koçu Ergin Ataman çok pişman!..
İşte size, kapak olacak “kuyruklu yalan”.
Bir kere yalanla başlıyor açıklama:
“Eskişehir maçının devre arasında, oyuncumu uyarma ve dikkatini toplama amacıyla da olsa, soyunma odasında atmış olduğum tokadın kamuoyunda yarattığı rahatsızlığın farkındayım.”
Acil servis görevlileri uyanın!.. Şoka girmiş hastaları tokatladığınızda ana avrat küfür etmezseniz bir işe yaramıyormuş; Ergin Ataman’ın yalancısıyım!
Bırak be kardeşim…
“Uyarma ve dikkatini toplama” amaçlı tokada, bitirimhane patentli küfürler eklendiği nerede görülmüş?
Üzgünmüş!..
Kamuoyundaki rahatsızlığın farkına varması 20 gün mü sürmüş Ergin Bey’in?
Yalan bitiyor, saçmalık başlıyor:
Kuru ve ruhsuz internet metninde, kamuoyundan özür diliyor Koç…
Yahu önce tokat attığın genç adamdan özür dile!..
Dövmüşün, takımdan atmışın, bize “kusura bakmayın” diyorsun. Madem nadim oldun… Boynuna sarıl, takıma geri çağır ki, pişmanlığın anlaşılsın.
Ataman’ın kaleme aldığı metinde mağdur basketbolcu Göktürk Ural’ın adı geçmiyor adı.
Neden?..
“Hedef kitle” farklı… Gazı alınması gereken, adamı vezir veya rezil etmeye karar verecek olan kalabalıklar, camia, medya.
Kamuoyunu bırak Ergin Hoca… Göktürk’ten başla, sonra özür sırası Galatasaray’a gelsin.
Evet… İkinci mağduru Galatasaray ve başkanı Duygun Yarsuvat’tır bu elim olayın.
Kulüp fanatizmi ile hukuk adamlığını bile göz ardı edip, Ergin Ataman’ı koruyabilmek için şiddete kılıf bulmaya çalışan ve Basketbol Federasyonu 75 bin lira cezayı yapıştırınca berbat bir duruma düşen sayın Duygun Yarsuvat ile Galatasaray…
Hani “parasıyla rezil olmak” diye bir deyim var; Galatasaray’ınki de “adamıyla rezil olmak”!
Kerli ferli Galatasaray yöneticileri bu zamana kadar “yanlışı savunmayı” bırakın, “yanlışa sessiz kalmanın” bile “ortaklık” anlamına geldiğini öğrenememiş olabilirler mi acaba?
Tokat her zaman kendine getirmez insanı, bazen sersemletir Galatasaray’a olduğu gibi.
Görüyor musunuz fevri davranışını özürsüz/cezasız karambola getirmeye çalışan bir basketbol koçunun sebep olduklarını.
Harcanan bir genç yeteneği, basketbolda içselleşen şiddeti, kimseyi tatmin etmeyen “özür dilemesini” geçin; hocasını milli takıma veren koskoca Galatasaray ile Basketbol Federasyonu’nun arası bile açıldı.
Hayal bu ya… Ataman, Göktürk’e kafayı takmış olsa bile yirmi gün beklemeden “özür” açıklamasını yapsa, bir de kendine ceza kesseydi mesela!..
İş buralara gelir miydi, memleketin yüzde kaçı “helal olsun koça” diyordu şimdi?
Olmaz olsun böyle özür… Kabahati katladı valla.