Karabük maçı sonrası “Bu görevi devam ettirecek gücü kendimde bulamıyorum” çıkışıyla havul atan Aykut Kocaman’ın geri dönüşü sonrası kaç Fenerbahçeli ikinci yarıda takımın ayağa kalkacağını tahmin ediyordu dersiniz? Tabii ki çok az...
Sadece oyuncularının verdiği sözle her şeyi sineye çeken, karakteri ile hiç de özdeşmeyen bir tavır sergileyen Kocaman’ın yapabilecekleri sınırlıydı... Herkes hocasından çok oyuncuların üzerindeki formaya güveniyordu... Fenerbahçe böyle dibe vuruşları daha önce de yaşamış ancak kendi kendine iyileşmeyi başarmıştı... Tekniğe, taktiğe gerek duymadan... O forma rakipleri ile bir şekilde kapışmıştı. Ama dün bu en güvenilir silahın da tutukluk yaptığı gördük... Böyle olunca hüzün kaçınılmaz oldu...
28 gün sonra seyircisinin karşısına çıkan takım eskisinden daha kötüydü... Koca bir ilk yarı rölanti tempo, şuursuz futbol ve sıfır yardımlaşmanın karşılığı tek pozisyon yoktu. Yanlış oyuncu tercihleri de işin çabası... Amatör kümede bile kendi evinde 2-0 geriye düşen bir hoca devreyi beklemeden oyuncu değişikliğine gider, ancak Kocaman büyük bir sabırla takımı seyretti. Galiba mucize bekledi. Elazığspor iki farkı yeterli görüp rakip kaleye gitmeyi unutunca, Gökhan’ın kırmızı kartıyla biraz hırslanan Fenerbahçe şansının da yardımıyla bir puanı güç bela kurtardı... Ama kimse umutlanmasın... Bu takım köpüksüz ekşimiş ayran gibi... Ne kadar içersen iç lezzet alamazsın...