Avcı gitsin sıradaki gelsin!
Trabzonspor’un Avrupa’ya trajik biçimde veda etmesinin faturası, beklendiği gibi teknik direktör Abdullah Avcı’ya kesilmesi aşikardı.
Taraftarın hedefindeki Avcı için haksız bir kampanya yürütüldüğünü yazmıştım. St.Gallen maçından sonra da fikrim değişmedi. Bu kampanya o kadar kapsamlı ve organize ki, ısrarla hocasının arkasında durmaya çalışan başkan Ertuğrul Doğan’a bile pes ettirdi. Baskıya dayanamadı başkan. Ayrılığa razı olmadığını biliyorum. Lakin telkinler öyle böyle değildi!
kin telkinler öyle böyle değildi! Evet Avrupa’dan elenmek maddi manevi zarar verdi kulübe. Ama asıl tahribatı daha ligin ilk haftasında Sivasspor maçıyla kılıçlarını çekip pusuya yatanlar açıyor.
Son on yıla bakın. Tam 14 kez teknik direktör değiştirmiş bu takım. “Evlat” denilen isimler dahi bugün Avcı’ya uygulanan yıldırma ve yıpratma politikalarından nasibini almıştı.
Şota, Hami Mandıralı, Ünal Karaman, Hüseyin Çimşir nasıl gönderildi, unutuldu mu sanki? Rıza Çalımbay ve Ersun Yanal’ı saymıyorum bile. Abdullah Avcı söz konusu sürecin en başarılı hocasıydı. Vefa mı, geçiniz efendim.
Son dönemlerde Trabzonspor camiasında bazı kesimlerin “hocayı biz getirir, biz göndeririz” şeklindeki yaklaşımı tehlikeli olmaya başladı. Sosyal medya rüzgarını da arkalarına almışlar ki...
Buna ne teknik direktör dayanır, ne kulüp başkanı.
O halde Avcı gitsin, sıradaki gelsin!..
Muslera o tekmeyi kime attı?
Galatasaray'ın emektarı Fernando Muslera'nin gergin, mutsuz ve çaresiz görüntüsü kendisine değil, takımına da zarar veriyor.
Young Boys maçında yenilen golden sonra rakip oyuncu Virginius'a attığı tekme, Uruguaylı file bekçinin kariyerindeki en gri anılardan biri olacaktır kuşkusuz.
Muslera'nın öfkesi golle açıklanamaz. Ya da Şampiyonlar Ligi'nin kapısının kapanması ile... Ne kadar hayal kırıklığı yaşadı geçmişte.
Bence Galatasaray'daki çalkantılı sürece kaptan olarak vermesi gereken tepkinin dışavurumu idi kural dışı hareketi. Ve hedefi sevinen rakibe değil, iki yıl peşi sıra gelen şampiyonluktan sonra huzur ortamını bozanlara idi.
Kimlere mi? Belki başkana, futboldan sorumlu yöneticiye, teknik direktörüne veya bazı takım arkadaşlarına.
Aradan dört gün geçti. Gördüğü kırmızı kart nedeniyle Avrupa Ligi'nde en az iki maç kaçırmasına kesin gözüyle bakılan ve naif insan olarak tanıdığımız Muslera'nın kimseden özür dilediğini işiten oldu mu?
Takım kaptanı önce liderlik ettiği oyuncu grubuna sorumludur. Sevgili Nevzat Dindar'ın gündeme taşıdığı "şampiyonluk primi" krizi aylardır çözülemedi ise, Muslera'nın eylemini hiç onaylamasam da mesajı doğru adrese isabet etmelidir.
Yeni FIFA listesi!
Ferhat Gündoğdu başkanlığındaki Merkez Hakem Kurulu kimine göre radikal, bazıları için acımasız kararlar almaya devam ediyor.
Üst klasman hakem sayısının 47'ye çıkması ve havuz sistemine geçilmesinin orta vadede nasıl bir kazanıma dönüşeceğini merak ediyorum. Merak ötesinde endişelerim var. Ve dikkatle takip ediyorum.
Gelelim FIFA listesine. Genişletilmiş kadronun içinde kokartı devam eden 5 hakem kaldı. Yani 2025 yılı için en az 2 yeni isim belirlenecek. Genç hakemler kusura bakmasın. Bu havuzdan FIFA listesine dahil edilecek nitelikte ve deneyimde kaç aday gösterebilirsiniz?
Sayın Gündoğdu ve ekibi şapkadan tavşan çıkarmayacaksa, tercih yaparken işleri kolay olmayacak.
"Ne olacak efendim biz listeyi bildiririz, UEFA ister maç versin ister vermesin" diyorsanız ne âlâ.
Zaten onların da Halil Umut Meler ve Arda Kardeşler dışında bizi ciddiye almadıkları ortada!