Bilgin Gökberk

Bilgin Gökberk

bilgingokberk@mail.com

Tüm Yazıları

Mustafa Denizli kendisini eleştirenlere “kargalar” dedi.

Kargalar alınmadı, tınmadı, ’bizimkiler’ alındı?

Olabilir.

Şimdi...

Karga zeki hayvan, bu bir, parlak şeylere, cisimlere bayılırmış, bu iki, leş kargaları en zekileri, karga uzmanları böyle diyor, bu da üç.

Ve...

Hoca bizimkilere, “arkadaşlar zeki insanlarsınız parlak şeylere bayılırsınız bana bu yüzden ilgi gösteriyorsunuz “demiyorsa, ki demiyor, kargaların zekası değil kastettiği.

Bu dört!

Ve fazla hafife alıyor onları, bu da beş.

Küçük bir ayrıntı ama...

Haberin Devamı

En uzun yaşayan karga 10 yıl yaşamıyor, bizimkilerin karga modelinin çaylağı bile 20 yıllık.

30 yıllığı var 40 yıllığı var...

Var babam var!

Tecrübe gani yani!

Ve...

Çok leşleri var.

***

Kargalar alınacağına bizimkiler alındı
Başa dönelim...

Hocanın isim vermemesi ‘karga adaylarının’ oyununu bozdu.

Gündeme karga olarak bile gelmek için bir kolunu vermeye hazırdı çoğu.

Takıldıkları karga olmaları değil, başka kargaların pastayı bölüşmesi, bir sürü karganın hocanın pırıltısına parıltısına ortak olması ve karga olamamaları ihtimalinin bile olmasıydı.

Paniğin sebebi de buydu.

“İsim ver hoca” demeleri de bundan.

Panik!

Bu birinci aşama.

Bir sonraki aşama “ben miyim karga”.

Son aşama da “karga benim”.

Hayatları bir yıldıza bulaşıp, pırıltısından, parıltısından araklayıp, kendilerini yaldızlamakla geçmiş, devirleri de geçmiş..

Denizli’nin yıldızı ile bir fırt daha gidecekler, sonra yaldızları yine dökülecek.

Sonra bir başka yıldız...

Sonra bir fırt daha...

Filan...

Hayat bu!

Offf!

Çekilir mi?

No!

Her hocaya yaptıklarını ona da yapacaklar, normal, işler kötü başladı Beşiktaş’ta, Denizli leş olacaksa da dövüşerek olmak istiyor.

Bu da normal!

Aslan Denizli!

Terim ve o hariç her hoca kuzu gibi medyanın karşısında.

Dönüp dolaşıp iş istemeye geliyorlar.

Yemiyor!

Ve...

Denizli beni, bizi bağlamaz, en fazla ağzından çıkanı kulağı duymuyor denir, en fazla iş bulamaz, döner evine.

Onu bağlar.

Bana, bize ne?

Ama...

Bir ülkede medyanın nerdeyse tümü karga olmaya bile göbek atacak duruma gelmişse bu berbat bir durum.

Ve...

Hepimizi bağlar.

***

İki tip yorumcu-yazar var.

Lisan bilen, hayatı sadece futbol olmayan, farklı kültürler tanımış, önünde başka iş imkanları duran, dünyanın her yerinde iş yapacak dünya vatandaşı olanlar...

Haberin Devamı

Çok mu uçtum?

Birde tam tersi, bu işin dışında başka hiç bir işte 5 kuruş kazanamayacak durumda olup, 5 para etmez olanlar.

İkinci grup hem kifayetsiz hem de muhteris üstelik, bu işe yapışmalarının, aralarına kimseyi sokmak istememelerinin sebebi de bu.

Seviye bu yüzden yerlerde.

Mesela...

Terim yine bir milli maç öncesi, herkesi aynı kefeye koyup, fena girişti, iş koydu, ayıp da etti bence, kimse yine tınmadı, sonra herkes kendini o kefenin için koydu, mutlu hissetti kendini orda, hoca beni kastediyor dedi.

***

Emre “al sana “ diye bir kol hareketi yapmıştı tribüne, herkes “bana yaptı” dedi.

Bu rahatsız etmedi onları.

Denizli olayı da bunların tıpkısın aynısı

***

Şu sıralar mesela Rijkaard yazılarını takip edin.

‘Sevgili Rijkaard’a başladılar bile!

Nereden sevgiliyse...

İşler kötü giderse de, Frank efendi...

Falan...

***

Euro 2008 e sponsorler bunları sürüler halinde götürdüler..

Haberin Devamı

Her giden aynı kelimelerle aynı cümlelerle fondüyü yazdı

İlk defa orda tanışmışlar belli.

Biri anlatmış onlara belli, onlar da da bize anlattı.

Bir Mars yemeği anlatıyorlardı sanki, kaç para olduğunu bir kişi yazmadı

Bilmiyorlardı.

Götürenler ödemişti.

“Bizim sizin gibi yazarak ödeme şansınız yok kaç para yazsanıza”demiştim.

Gak bile diyemediler.

Şu sıralar hepsi Diyarbakır’ı yazıyor.

Diyarbakır la ilgileri ne kadar?

Söyleyeyim.

Fondü kadar.

Yazdıkları şu;

Bu bütün Diyarbakıra maledilmez, provokasyon var.

Aferin size!

İlkokul birinci sınıf talebesi de bunu yazar.

Bunun için ne oraya gitmeye gerek var, ne görmeye, Katmandu’dan bile yazarsın

***

Bu aralar Diyarbakır da bir yıldız, onun pırıltısından parıltısından ne çıkarsa...

Kaşı babam kaşı!

Denizli’nin kılavuz kargalarıyla bitirelim...

Bülent Korkmazın, Ersun Yanal’ın medyada yandaşları, kılavuzları vardı.

“Onlarla gidecekleri yer onların yanı” demiştim, belli birilerini değil değil tüm medyayı kastetmiştim.

Yazdım bunu.

Nerdeler.

Denizli haksız mı?

Nokta!

KENDİLERİNE KARGA DENİNCE KÖPÜRENLER MESELA HAKEMLERE NELER DEMİŞ

Şu kendilerine karga dendiği için ortalığı birbirine katanlar bakın sadece EURO 2008’in hakemlerine neler demişler;

12 hakem varmış...
Howard Webb'le başlayalım...
Fenerbahçe - PSV'yi yönetmiş.
Rezil, kepaze, haysiyetsiz v.s...
Pieter Vink...
Beşiktaş - Porto...
Şerefsiz, ahlaksız, 5 paralık v.s...
Massimo Busacca, galiba Fener - Sevilla...
Musakka!

Kesmemiş...
Aptal, geri zekalı v.s...
Roberto Rossetti Galatasaray- Bordeaux’nun hakemi.
İT'alyan!
Yani it!
Yetmemiş...
Hırsız, kişiliksiz, v.s...
Frank de Bleeckere sabıkalı, Türk düşmanı, terbiyesiz v.s...
Mejuto Gonzales, satılmış, onun bunun adamı v.s...
Peter Fröjdfeldt yeteneksiz, kabiliyetsiz, çirkin v.s...
İkisi milli maça, diğeri Beşiktaş'a gelmiş.
Konrad Plautz Arnavutluk maçımızı yönetme talihsiziğinde bulunmuş.
Zavallı!
Karaktersiz, hakem müsveddesi v.s...
Ve hepsi efemine tabii...
Ve vesaireleri de var...
Kala kala 4 hakem kalmış bulaşmadığımız...
Tom Ovrebo, Herbert Fandel, Kyros Vassaras, Lubos Michel...
UEFA ilk maçımıza bu 8'in dışından birini vermiş.
Herbert Fandel'i...
Chelsea maçında Marco'yu atmayan hakemi.
Kıyak yapmış yani.
Teşekkür edeceğimize, onu da aşağılamışlar.
İtilmişmiş, kakılmışmış!
Euro 2008 ‘deki Portekiz maçından akıllarımızda Simao'nun ceza sahası üzerindeki topu elle kesişi ile Ronaldo'nun 2. gol öncesi Emre 'ye yaptığı engelleme kalmış.
O da ‘satılmış’ olmuş o gün itibariyle.
Bitmedi...
8'lerin dışındakilerden Tom Overbo da bizim bir maçımızı yönetmiş.
Yanallı Gençlerbirliği'nin bir maçını.
Dikkatimizden kaçmış efemine...
Bi tek Kyros Vasseras'la ‘no problem’.
Normal...
Çünkü Yunanlı.
Yunanlı olduğu için Türk maçlarına vermemiş UEFA...

Yırtmasının sebebi de bu...

***

Anladikos!


AHMET ÇAKAR İÇİN BİR 12’ LİK

Arda iyi futbolcu olamaz.

Mış.

Bacak boyu kısa, gövdesi uzun.

Muş.

Söyleyen Ahmet Çakar.

Mış.

Tamam da...

Neyi tartışıyorsunuz, tartışıyorlar.

Olmuş!

Çoktaaan olmuş.

Nokta