Bilal Meşe

Bilal Meşe

bmese@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Süper Lig’de iki haftayı geride bıraktık, görüyoruz ki, hakem cephesinde değişen bir şey yok, ‘aynı tas, aynı hamam’ misali! Ne yazarsan yaz, ne kadar eleştirirsen eleştir, onlar için hiç fark etmiyor, bildiklerini okumaya devam ediyorlar!
Yahuuu arkadaş her türlü olanağa sahipsiziniz, gerek maddi, gerekse manevi olarak. Hadi acemi olsalar ne ala, ‘gençtir, hata yapabilir’ der, idare ederiz. Kokartlılar, tecrübeliler adeta hatalı kararlar vermek için birbirleriyle yarışıyorlar!
Örnek bir değil ki, es geçesiniz! Fenerbahçe maçında Antalyaspor lehine verilmeyen penaltı, üstelik VAR’a rağmen. Haaa verilseydi ne olurdu, pozisyon ofsayt, penaltı iptal olurdu. Hadi bunun su götürür tarafı var, fazla didiklemenin anlamı yok! Peki, Trabzonspor maçında verilen penaltıya ne demeli?
Rıza Çalımbay; “Hakem arkadaşlar bir hafta önce bize seminer verdiler, eli kapalı pozisyonların penaltı olmadığını söylediler. Şimdi söylediklerinin aksine burada penaltı veriyorlar” diyerek sitem etti. Başkası olsa, adamı denize döker alim Allah!
Her nedense bu tip tartışmalı pozisyonlar hep Rıza Çalımbay hocamıza denk geliyor, hani tesadüf mü, yoksa art niyet mi var arkadaş?
İnsanların emeğine saygı gösterin, kural neyse onu uygulayın, sizden kimse kıyak beklemiyor, adaletli maç yönetin adaletli!
Ne oldu?
Hem kendinizi, hem de MHK’yı ateşe atmaya devam ediyorsunuz, ayıptır, ayıp!
Hadi isim verelim, Ümit Öztürk, acemi değil, tecrübeli... Malum Kenan Karaman’a yapılan bir penaltı var... Kenan’ın arkası dönük, rakip ayağına arkadan vuruyor. Yani penaltı. Peki, VAR niye devreye girmedi, arkadaşlar o anda tatile mi çıktılar ne!
Yoksa VAR sistemi rafa mı kaldırıldı da, bizim mi haberimiz yok!

Haberin Devamı

Eleştiriye evet hakarete hayır

Bizim kulvarda her türlü görüşe saygı duyarım, eleştirilere de açığım. Yeter ki eleştirilerin içinde hakaret içeren kelimeler olmasın! Sosyal medyada zaman zaman bu köşedeki yorumlarla ilgili tepkiler alıyorum. Özellikle Beşiktaş dışına çıktığım zaman bu tip eleştiriler yoğunluk kazanıyor!
Örneğin Marcao olayı! Efendim diyorlar ki, ‘Pascal olayında ne yazdın?’ Yazdık, hem de günlerce yazdık, eleştirdik, karşı çıktık, sonunda yönetim biletini kesti! Bakın ortada ‘vahim’ bir olay varsa ki var, sabaha kadar eleştiririm. Marcao olayı sadece Galatasaray’ı değil, toplumu ilgilendiren bir davranış biçimidir. Babamın oğlu olsa, tanımam, düşüncelerimi de sakınmadan ortaya koyarım. Gelelim hakaret vari, eleştirenlere... Sosyal medyayı kullanmak başlı başına bir kültür meselesidir. Öyle hakaret et, kenara çekil! Yok öyle yağma! Bu tip yolu seçenler fikri - zikri olmayanlardır! NOKTA!

Haberin Devamı

Bravo Vitor Pereira’ya

Vitor Pereira bildik - tanıdık bir fotograf... İkinci kez Fenerbahçe ile yolları kesişti. Gördük ki, heyecanlı olduğu kadar da çalışkan... Neredeyse, tesislerde yatıp-kalkıyor, tam gün mesai yapıyor. Eeee haklı, bu ikinci şansı, şampiyonlukla taçlandırmak istiyor, ne yapsın, papuç pahalı!
Ön yargılı yaklaşım lugatımda yer bulmaz, o gün ne gördüysek, onu yazarız. Açıkcası Pereira güzel işlere de imza atıyor. Bunları görmezlikten gelmek bize yakışmaz. Örneğin son iki haftadır gençlere şans veriyor, bu da beni heyecanladırıyor. Üstelik kritik maçlarda, kritik dakikalarda, bu iş mangal gibi yürek ister, helal olsun.
Muhammed 20, Arda ise 16 yaşında bıyıkları bile terlememiş. Valla ikisi de o yaşlarına karşın hiç sırıtmadılar, onları izlerken keyif aldım açıkçası. Zajc’ın attığı golde asist o minicik Arda’dan geldi, bravo... Muhammed genç ama öz güven duygusu tavan yapmış, bravo. Yıllardır yazar - çizerim, şu altyapıya yatırım yapın, biliyoruz ki oralarda Muhammed ve Arda gibi yüzlerce pırıl - pırıl gençlerimiz var... Yeter ki gözünüzü oraya çevirin, hem o gençler vitrine çıkar, hem de ekonominiz rahat nefes alır, kasalar boşalmaz!

Haberin Devamı

TFF’nin başı daha çok ağrır

Gelelim şu sezon başında Kulüpler Birliği’nin ‘veto’ ettiği, buna karşın TFF’nin apar - topar aldığı ilk 11’de en az 3 Türk oyuncu kuralına... Sadece bir takım değil, neredeyse tüm teknik adamlar bu kuraldan bir hayli rahatsızlar, yerden - göğe kadar da haklılar.
Biz ülke olarak futbolda UEFA’ya bağlıyız malum... Zaman zaman ilgili kurumlarca bu oyuna yeni kurallar getiriliyor, biz de uyguluyoruz.
Şimdi soruyorum, bu yabancı ve 3 Türk oyuncu kuralı, Avrupa ya da dünyanın hangi ülkesinde var, ben bilmiyorum, bilen varsa beri gelsin! Valla daha ligin 2. haftasını geride bıraktık, belli ki bu garip kural TFF’nin başını çok ağrıtacağa benziyor, gündemin ilk maddesi bu garip kural!
Değişir mi? Değişir, yeter ki bu kulvarın asıl aktörlerinin eleştirilerine kulak verilsin, yeniden masaya yatırılsın.

Denizli hep büyük düşünür

Mustafa abi (Denizli), benim penceremden bu oyunun en büyük ‘bilenidir’... Öngörülerinde bir milim sapma olmaz, ne diyorsa, dediği çıkar.
Yarışmacıdır, büyük hedeflerin adamıdır... Futbola başladığı Altay’da işbaşı yaparken aradım, ‘Süper Lig’e çıkar mı Altay?’ diye sordum, karşılığı ‘kesinlikle’ olmuştu.
Ya Süper Lig?
‘Biraz bekle, daha çok erken...’
Mustafa abi, bir takıma gidiyorsa mutlaka oralarda bir ‘ışık’ görmüştür, hayale asla kürek çekmez, hep büyük düşünür.
Son haftaların flaş ekibi kim?
Tabi ki ligin yenisi Altay...
Altay - Fenerbahçe maçı...
Vayyy ki vayyy maça bak maça...