Bilal Meşe

Bilal Meşe

bmese@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Özlemini çektiğimiz Süper Lig’e yarın oynanacak Beşiktaş- Çaykur Rizespor maçıyla yelken açacağız, takımlar da taraftarıyla buluşacak, gözlerimizin pası silinecek.
Ligin yenileri, eskileri harıl-harıl transfer yapıyorlar, kadrolarını güçlendirmeye çalışıyorlar. Her takımın bir hesabı var. Yenilerin hedefi ilk etapta ligde kalıcı olmak, büyüklerin rotası ise elbette şampiyonluk...
Süper Lig’le ilgili öngörüde bulunmak, “Dereyi görmeden, paçaları sıvamaya” benzer! Yani, önce lig başlasın, şöyle birkaç hafta geçsin, önce bir dereyi görelim, kimin ak, kimin kara olduğunu hep birlikte değerlendiririz.
Ancak, yapılan transferler ışığında biraz kelam edebiliriz! Örneğin Trabzonspor, nokta atışı transferler yaptı, uyum sağladılar, bunu da oynanan maçlarda gördük. O cephede bir forvet, bir de sol bek arayışı var. Biraz savunma hattı sıkıntılı, ama takım geçmişteki görüntüsünden uzak, umut ışığı görülüyor. Acaba o sene bu sene mi?
Çifte kupalı şampiyon Beşiktaş’ta Ghezzal ile Alex Teixeira tamam, en büyük sıkıntı kuşkusuz forvette. Güven Yalçın iyi, hoş ama o yükü kaldıramaz. Transferde geçen isimler var, fakat henüz biten bir şey yok! Bakalım o torbadan kim çıkacak, merak ediyorum!
Kartal’ın diğer sıkıntısı ise kuşkusuz savunmada. Vida’nın yanına kaliteli bir stoper şart. Belki lig için Kartal’ın görüntüsü yeterli, ancak Devler Ligi, şu aşamada kocaman bir soru işareti.
Rotayı Fenerbahçe’ye kıralım, o cephede müthiş bir transfer hareketliliği yaşanıyor, adeta baş döndürüyor. Birileri gönderiliyor, birileri geliyor!
Geçtiğimiz sezonun transfer şampiyonu Fenerbahçe idi...
Sonuç? Kocaman hayal kırıklığı!
Galatasaray ise sıkıntılı bir süreç yaşıyor, bu saha sonuçlarına da yansıyor! Kafama en çok takılan isim kaleci Muslera... Geçmişte birçok maça kurtarışlarıyla damgasını vuran Muslera, maalesef o görüntüsünün çok uzağında. Öyle hatalı goller yiyor ki, sanırsınız o kalede başka biri var!
Peki, Falcao ve Mostafa Mohamed niye tribünde oturur arkadaş? İki tane ünlü (!) golcün var, Babel forvet! Bir ara Falcao gönderilecekler listesine girdi, ama gitmiyor, niye gitsin ki? Bu parayı hangi ülkede kazanabilir?
İşin özeti, Trabzonspor fırtınasını bu sezon çok hissedeceğiz, Fenerbahçe şimdilik kapalı kutu! Beşiktaş ile Galatasaray’da işler henüz rayına oturmadı! Evet Süper Lig’de favoriler, üç aşağı beş yukarı belli, ancak Anadolu takımlarını asla yabana atmayın, zirvenin belirleyicisi olacaklar, tıpkı geçtiğimiz sezon gibi!

Haberin Devamı

Teşekkürler Atom Karınca

Haberin Devamı

İyi bir Atom Karıncamız var, yani Rıza Çalımbay... Yanılmıyorsam, rahmetli meslektaşım Kazım Kanat isim babasıydı! Işıklar içinde uyu güzel adam, inan Atom Karınca seni hiç mahcup etmiyor, dur-durak bilmiyor, hep bu oyunun içinde.
Gerek iç hatlarda, gerekse Avrupa kulvarında müthiş işlere imza atıyor, bilesin. Özellikle dış hatlarda tüm yük onun omuzlarında.
Lafı uzatmadan asıl konumuza gelelim... Demir Grup Sivasspor son yıllarda ülke puanına en çok katkı yapan takımdır, başında da Atom Karınca var... Teknik ekibi taş gibi, neredeyse 20 yıldır yol arkadaşlığı yapan isimler bir arada. Örneğin Bülent Albayrak, Cengiz Birgen ve Kenan Oktay... Servet Çetin, Ayhan Tenbeloğlu ve Evren Otyakmaz da Atom Karınca’ya destek veren isimlerden.
Yiğidolar geçen sezon Avrupa Ligi grubunda 6 maçta 2 galibiyet almıştı. Bu sezon ise Konferans Ligi’nde elemelerde 3’te 3 yaptılar. Yiğidolar, böylece 9 Avrupa maçının 5’ini kazanarak son 2 sezonun en başarılı Türk takımı olurken, ülkemize toplam 7 puanlık katkı sağladı.
Bir ‘sıfır’ çekenlere bakın, bir de Rıza Çalımbay yönetimindeki Sivasspor’a... Niye? Emek, alın teri, çalışma var.
Teşekkürler Atom Karıncamız...

Haberin Devamı

Ormanlarımız ve canımız yanmasın

Ülkemiz adeta yangın yerine döndü, binlerce hektar yeşil alanlarımız yandı, kül oldu. Oralarda yaşamlarını sürdüren yüzlerce sessiz can dostlarımız telef oldu, içim hala cız ediyor.
Almanya’da yaşadığım bir anım var, 1990’lı yıllar, Beşiktaş’ın Almanya kampındayız. Yer, Köln’e yakın Winterberg kasabası. Şirin mi şirin, yeşil mi yeşil, toprak görünmüyor. Takımın kros çalışmalarına gazeteciler olarak bizler de katılıyoruz. Öyle koşma falan değil. Dev ağaçların arasında yürüyoruz, siz deyin 50 metre, biz diyelim 100 metre boyları.
Tabii ki ağzımızda sigara! Bittiği zaman yere atıp, sigarayı söndürdüm hep, ne olur olmaz diye... Biraz ilerledim, çeşitli aralıklarla ayaklı sigara küllüklerini gördüm, sanırsınız ki kristal... Geriye döndüm, o söndürdüğüm izmariti aldım, küllüğe attım.
Dağın başına küllük koymuşlar, küllük! Dünyayı dolaştım, öyle yeşil alanlarda piknik yapıldığına tanıklık etmedim. Bizde tam tersi, mangalları kapan hoppp ormanlara koşuyor. Ya sağa-sola atılan kırık şişeler! Hava sıcaklığıyla o kırık camlar adeta büyütece dönüşüyorlar, sonrasında tabii ki yangınlar kaçınılmaz oluyor.
Kıssadan hisse!

GÜNÜN SÖZÜ

“Doğa insan olmadan da yaşar; ama insan doğa yok olduktan sonra yaşayamaz.” PAUL EHRLICH