“Bu ibra olayı Demokles’in kılıcı gibi yönetimlerin tepesinde durduğu sürece, gün gelecek kulübü yönetecek başkan ve yönetici bulamayacak.”
Bu sözlerin sahibi bir dönem Galatasaray Kulübü’nde başkanlık yapan Adnan Polat’a ait... Her geçen gün Polat’ın bu öngörüsünde ne kadar haklı olduğunu görüyoruz, yaşıyoruz.
Mali açıdan ibra edilen Polat, idari yönden aklanmadı, konu mahkeme kapılarına gitti, davayı kazandı. Aynı tabloyu rahmetli Başkan Mustafa Cengiz ve ekibi yaşadı, onlar da konuyu mahkeme koridorlarına taşıdılar, kazandılar...
Şimdilerde ise Başkan Burak Elmas ve arkadaşları da ‘idari’ yönden ‘ibra’ edilmediler, bir ay içinde olağanüstü seçim kararı almak zorunda kaldılar.
Neticede kongre üyeleri ister ibra ederler, ister etmezler, onların vereceği bir karar... Hesap soracak halimiz ve de yetkimiz yok ki!
Eyvallah, buraya kadar tamam. Gelin görün ki, Galatasaray’da bu ‘ibrasızlık’ olayı adeta ‘geleneksel’ ve de ‘tehdit’ aracı haline getirildi, yönetimlerin tepesinde Demokles’in kılıcı gibi asılı duruyor.
Demem o ki, Galatasaray büyük bir camiadır, sürekli bu ‘ibrarısızlık’ nedeniyle yıpranıyor, kan kaybediyor, takım da maalesef olumsuz etkileniyor!
Dönüyoruz başa, yani eski başkan Adnan Polat’ın o tarihe ışık tutan sözlerine; herkes şapkasını önüne koyup düşünme zamanıdır eyyy üyeler! Kim ibra edilmeyeceğini bile bile o koltuğa talip olur, oturur arkadaş! Herkes aklını başına toplasın, olan Galatasaray’a oluyor, bizden söylemesi!
İtiraf edin
Hadi buyrun burdan yakın! MHK Başkanı Ferhat Gündoğdu’nın kararıyla (ki tek başına aldığını söylüyor), hakemlikten ‘aforoz’ edilenler, Tahkim Kurulu’nun kararıyla yeniden işlerine döndüler, hayırlı, uğurlu olsun...
Peki, şimdi ne olacak? Kaoslara bir yenisi daha eklendi. Çık bakalım işin içinden! MHK başkan ve kurul üyeleri, Tahkim Kurulu’nda ilgililerin sorularına sessiz kaldıkları öğrenildi. Niye sessiz kaldınız, niye kendinizi savunamadınız?
Eyyy Sayın Gündoğdu, kararı tek başınıza aldığınızı her söyleminizde dile getirdiniz. Peki Tahkim Kurulu’nun bu kararından sonra hala o koltukta oturmaya devam mı edeceksiniz? Nasıl ki hakemleri siz aforoz ettiniz, eee kendi kararınızı da kendiniz verirsin di mi?
Hakemlerin, “Biz niçin buradayız? Ne suç işledik de yargılanıyoruz?” diyerek Tahkim Kurulu’nda kendilerini savundular, valla yerden-göğe kadar yüzde yüz haklılar eyyyy sayın başkan!
Biliyorsunuz Tahkim Kurulu’nda hukukçular var. En doğru kararı da onlar verirler. Öyle sizin gibi keyfe keder hareket etmezler, adaleti öne çıkarırlar.
TFF Başkanı ısrar etti diye mi misyonunuza devam etme kararı aldınız? Eee, o vakit itiraf edin, bu kaosu tek başınıza yaratmadığınızı!
Ne dersin sayın başkan?
Dünya yıldızı bile olsanız...
Fenerbahçe’de Mesut Özil ile Ozan Tufan’ın kadro dışı bırakılması konusunda bir çok senaryo yazıldı-çizildi. Kimine göre, fiziksel, kimine göre soyunma odalarındaki tartışmalar gösterildi.
Hiç yan yollara sapmadan, bu kadro dışı bırakılmanın temelinde öyle fiziksel yetersizlik falan yok. Disiplinsizliktir, takımın ahengini bozmaktır, İsmail Kartal’a olan tepkidir...
Bakın hiç kimse vazgeçilmez değildir bu oyunda... İsterseniz dünya yıldızı olun, fark etmez! Bu Mesut Özil için de geçerlidir. Ohh ne güzel, oyundan alındınız diye teknik direktöre kafa tutmak da neyin nesi? Neticede oranın bir teknik patronu var, yanlış veya doğru kararına saygı duyacaksınız. Dünya yıldızı olsanız da...
1.5 yıl süreyle Arsenal’da teknik direktör Arteta tarafından Özil’in kadroya alınmadığını anımsatalım, kıssadan hisse!
Fatura Altıntop’a
Şenol Güneş ve ekibi, grup elemelerinde alınan kötü sonuçlar nedeniyle TFF ile yollarını ayırdı. Yine aynı TFF, Stefan Kuntz’u apar-topar A Milli Takım’ın başına getirdi. Niye? Ay-yıldızlı ekibimizi Katar’daki Dünya Kupası Finalleri’ne götürsün diye! Ne oldu? Portekiz’e elendik, evimizde kaldık! Peki, faturayı kime keseceğiz? Güneş’e mi, yoksa Kuntz’a mı? Tabii ki Stefan Kuntz’la birlikte Alman hocayı getiren Hamit Altıntop’a keseceğiz, yanılıyor muyum?
3-4-3 zor
Beşiktaş’ta Önder Karaveli’yi yedeğe çeken yönetim, bu göreve Fransız teknik adam Valerien İsmael’i getirdi.
Hiç bir teknik adama, ister yerli, ister yabancı olsun, önyargılı olmadım. Kişisel olarak ‘hep ‘yerliden’ yana oyumu kullandım. Kimi isterlerse getirsinler, ben sonuca bakarım sonuca...
Fransız işbaşı yaptı, takımın oyun sisteminde değişikliğe gideceği yazılıyor. Yani 3-4-3 sistemi, tutar mı, tutmaz mı? Bence zor! Çünkü önümüzde Fenerbahçe örneği var, tutmadı! Bu sistemde; iyi, ancak bu yükü kaldıracak kanat oyuncularınız yoksa yere çakılırsınız.
Güzel sözler
İyiliğinize inanılmasını istiyorsanız, ondan hiç bahsetmeyin. HONORE DE BALZAC