03.12.2023 - 07:00 | Son Güncellenme:
Tenis dünyasına çok uzun yıllar Federer, Nadal, Djokovic ve Andy Murray’dan oluşan dört silahşörler damga vurdu. Diğerleri ile aralarında ciddi kalite farkı olan ve ancak birbirlerini yenebilen bu oyunculardan Federer geçen yıl tenisi bıraktı. Rafael Nadal sakatlığından dolayı bu seneyi dinlenerek geçirdi, Andy Murray ise zaten uzun süredir kronik kalça problemi sebebiyle eski performansının çok gerisinde bulunuyor.
Tablo böyle olunca 36 yaşına rağmen fiziksel ve zihinsel olarak formda olan Djokovic, zirvede yalnız kaldı. 2023 yılının aslında özetini bu şekilde yapabiliriz. Avustralya Açık, Roland Garros, Amerika Açık ve sezon finallerini kazanan Djokovic Wimbledon’ı da finalde kıl payı kaybetti. Sırp oyuncunun özellikle büyük turnuvalarda karşısında Carlos Alcaraz, Daniil Medvedev veya Jannik Sinner gibi oyuncular yoksa maçlar antrenman havasında geçiyor. 36 yaşına rağmen kendini ve oyununu sürekli geliştiren, kazandığı büyük başarıların verdiği güvenle müthiş bir mental seviye ile oynayan, hırslı ve mükemmel bir atlet olan Djokovic’in şu anda ulaşılmaz bir noktada olduğunu söyleyebiliriz. Doğa ve yaşı onu yavaşlatana kadar da grafik bu şekilde devam edecek gibi görünüyor.
Djokovic’in hemen altında Carlos Alcaraz tek başına ayrı bir kategori olarak duruyor. 20 yaşındaki genç İspanyol, Nadal’ı hatırlatan dinamik oyunu ve yeteneği ile şimdiden 2 grand slam ve 4 masters şampiyonluğu kazandı bile. Alcaraz, Djokovic’in hedeflerinin önündeki en büyük engel olmayı 2024 yılında da sürdürecek. Paris’te bu sene pek çok maçını canlı olarak seyrettiğim Alcaraz televizyon canlı kort farkını en fazla yansıtan oyuncu, bu kadar farkı daha önce sadece Nadal’da görmüştüm. Alcaraz’ın altında ise liderliğini Daniil Medvedev’in yaptığı ve aralarında Jannik Sinner, Andrey Rublev, Stefanos Tsitsipas, Alexander Zverev, Casper Ruud ve Holger Rune’dan oluşan üçüncü bir grup var. Yaşları 20-27 arasında olan bu oyuncular aslında Avustralya Açık veya Wimbledon şampiyonu olmak için Djokovic’in emekliliğini bekliyorlar. Çok büyük ihtimalle Djokovic sonrası dönemin grand slam şampiyonları bu grubun içinden çıkacak. Zaten 2023 yılında grand slam ve onun bir alt seviyesindeki Masters 1000 turnuvalarındaki şampiyonluk ve finaller Djokovic, Alcaraz ve bu üçüncü grup tarafından paylaşıldı.
Erkekler tenisinin dördüncü grubu da ilk 10 sıranın aşağısında geniş bir oyuncu havuzundan oluşuyor. Özellikle Amerikalı oyuncuların başını çektiği bu gruptan mutlaka 2-3 oyuncuyu 2023 yılında büyük turnuvalarda final haftalarında gördük. Örneğin Avustralya Açık’ta yarı finalde Tommy Paul, Wimbledon’da ise çeyrek finalde yine Chris Eubanks vardı. Ağustos’taki Amerika Açık’ta ise yarı finalde Djokovic’in rakibi 19 yaşındaki Ben Shelton oldu, bu 3 oyuncu da Amerikalı. Ancak bu tip oyuncularla ilgili en büyük problem istikrarları oluyor. Büyük bir turnuvada başarılı olup, oradan alınan puanlarla sıralamanın uzun süre üst sıralarında dolaşan bu oyuncular aslında yanıltıcı değerlendirmelere sebep oluyorlar. Bu sene ilk sırada olan Djokovic ile örneğin 20.sırada bulunan bir oyuncunun arasındaki 6 kat puan farkının sebebi de bu oyuncuların değişken performansları oldu. 2024 yılında eğer bu gruptan daha düzenli performanslar çıkarsa, dördüncü gruptan bir üst gruba geçişler olduğunu görebiliriz.
Teknik olarak tenis lineer bir spor değil, kesintili-aralıklı bir oyun. Dolayısıyla oyuncuların vücudunun ani patlamalara, sprintlere ve frenlere dayanıklı olarak hazırlanması gerekiyor. Bir oyuncunun her yıl ortalama 25 turnuva oynadığını düşünürsek oyuna uyumlu fiziksel hazırlık çok önemli. Bununla beraber beslenme ve oyuncunun diyeti de tüm bu antrenman paketinin içinde yer alıyor. Oyuncunun bir de mental hazırlığı olduğunu düşünürsek teniste başarılı olmak için oyuncuların kompakt bir program içerisinde bulunması gerekiyor, tabii ki bunlar finansal güç ile çok bağlantılı konular. Yıllar içinde düzenli bir plan çerçevesinde yetiştirilen oyuncuların 2023’te büyük çıkışlar yaşadığını gördük. Bunların başında Danimarkalı 20 yaşındaki Holger Rune geliyor. Benzer yollardan geçen Norveçli Casper Ruud zaten iyi grafiğini devam ettiriyor. Yine Polonyalı Hubert Hurkacz sporun içinden gelen bilinçli bir ailenin yetiştirdiği bir oyuncu. 2023 yılını dünya sıralamasında Rune 8, Hurkacz 9.sırada kapattı. Dolayısıyla oyuncuya özel bir iyi plan ve finansal destek ile biz de oyuncularımızı yukarı sıralarda görebiliriz. Bu anlamda özellikle Orta ve Kuzey Avrupa ülkeleri bizim için iyi bir rol model olabilir. İtalya ise son 10 yıldaki yapılanması ile sadece teniste değil çoğu sporda büyük başarılar elde etti, bu anlamda İtalya’yı da mercek altına alarak ne yaptıklarına bakmak gerekiyor.
DJOKOVIC İMKANSIZIN PEŞİNDE
Her açıdan yüksek bir seviyede olan Novak Djokovic’in 2024 hedefi yıl içindeki tüm grand slam turnuvalarını kazanıp üzerine bir de olimpiyatları kazanarak kadınlarda Steffi Graf dışında kimsenin kazanamadığı bu başarıyı elde etmek. 1968 yılında başlayan açık dönemde erkeklerde sadece 1969 yılında Rod Laver aynı yıl içinde Avustralya Açık, Amerika Açık, Roland Garros ve Wimbledon’ı kazanmıştı. Djokovic 2024’te tenis tarihinde bunu yapabilen 2.tenisçi olmayı hedefliyor. Bu sene Paris’te olimpiyatlar da olduğu için listeye ayrıca olimpiyatları da eklemek istiyor. Sırp oyuncunun ekibinde 2024 için tüm hazırlıklar bunun üzerine yapılıyor. Zaten Djokovic’in bundan sonraki hedefi "enleri" yakalayıp rakamsal olarak kendisini açık ara tenis tarihinin zirvesine yazdırmak olacak. Carlos Alcaraz da geçen hafta bir açıklama yaparak "Bizim de hedefimiz Djokovic’i durdurmak olacak" diyerek 2024 yılındaki rekabeti şimdiden arttırmış oldu.
Milli takımlar düzeyinde oynanan Davis Kupası’nı bu sene İtalya kazandı. Yarı finalde Sırbistan’ı 2-1, finalde Avustralya’yı 2-0 yenen İtalya bu şekilde 1976’dan bu yana Davis Kupası’nda 2. şampiyonluğunu kazanmış oldu. Jannik Sinner’in başını çektiği İtalya takımı özellikle yarı finalde Sırbistan’a karşı büyük bir mücadele verdi. Bu eşleşmeyi kazananın büyük ihtimalle şampiyon olacağı eşleşmede Lorenzo Musetti tekler maçını kaybedince 1-0 geriye düşen İtalya, diğer tekler maçında Jannik Sinner’in Djokovic’i yenmesi ile skoru 1-1’e getirdi. Çiftler maçında da Sinner Sonego çifti Djokovic Kecmanovic çiftini yenince İtalya eşleşmeyi 2-1 kazanıp finale yükseldi. Jannik Sinneri’in bu şekilde Djokovic’i aynı günde 2 kez yenmesi de İtalya için ayrıca anlamlı oldu.
‘Benim vücudumu tenisin getirdiği kas gerilmelerine uyum sağlaması için zorlayıp şekle sokmam gerekse de Federer adeta bu oyunu oynamak için doğmuş. Tenise uygun olan vücut yapısı hatta DNA’sı sayesinde bizim mücadele edip durduğumuz sakatlanmalara karşı bağışıklık kazanmış sanki’. Biyografisinde böyle diyor Nadal, en başından sürekli vücudu ile mücadele içinde olmuş bir oyuncu. 2023 yılında da yine bir mücadele verdi ve tenisten uzak kaldı. Ancak bu hafta sosyal medyasından yaptığı açıklamada Ocak’ta kortlara döneceğinin müjdesini verdi. Büyük ihtimalle 2024 sezonunda son kez seyredeceğimiz bu büyük atlet ve sporcunun korttaki her anının tadını çıkarmak gerekiyor.
2017’de kadınlarda Aryna Sabalenka ile beraber Alexander Zverev en çok gelecek vadeden oyuncuların başında geliyordu. O dönemde arka arkaya kazandığı şampiyonluklar da beklentileri yükseltmişti. Ancak geçen yıllar içinde o beklenen grand slam şampiyonluğu bir türlü gelmedi. Stefanos Tsitsipas da aynı şekilde henüz grand slam kazanamadı. İki oyuncunun da yaşı 25-26 seviyelerine geldi. Djokovic en az 2 sene daha kortlarda olacak ve arkadan gelen Carlos Alcaraz gibi oyuncuları da düşündüğümüzde iki oyuncu için tehlike çanları çalmaya başladı, kariyerlerini grand slam kazanmadan noktalayabilirler artık böyle bir ihtimal belirdi. Ağır sakatlıktan dönen Zverev oyuna daha motive döndü ancak Tsitsipas için aynı şeyleri söylemek çok mümkün değil. Bu anlamda 2024 ve 2025 sezonu Zverev ve Tsitsipas için ayrıca önemli olacak.