25.04.2006 - 00:00 | Son Güncellenme:
Zalim Yorumcu / CAN DARK Fener'in baştan sona üstün olduğu, 4 atıp daha fazlasını kaçırdığı maçta, Eric Aslanları'nı yeni bir 6-0 kabusundan direkler korudu; ama unutmamak lazım 4-0 da fena bir facia değildir. Kuyruğu kopacağı söylenen dananın ne kendisini, ne de kuyruğunu göremedik; ancak şaşkın ve ürkek gözlerle kendisini alkışlayan 50 bin kişiye bakan bir hindi vardı sahada (Tuncay'ın hindisiydi muhtemelen). Danaları ise küçük bir grup halinde, Fener'in dördüncü golünden sonra açtıkları iğrenç pankartla gördük. Üstelik kuyrukları falan da yoktu... Saracoğlu ahalisi, motorları maviliklere sürüp güzel günler görmek istiyorsa, hem o sözlerin yazarı olan mavi gözlü devin kemikleri sızlamasın diye, hem de böylesi zaferleri gönül rahatlığıyla kutlayabilmeleri için öylesi pankartları kendilerinden çok uzaklara sürmeliler. Şu vakte kadar 31 maç oynanan tam ortopedik lazerli ligde, Kadıköy'de Fenerbahçe - Galatasaray maçı bir klasiğe daha sahne oldu. Haftalardır, "dananın kuyruğunun kopacağı maç" olduğu söylenen derbide, iki takımın puanları eşitlendi ve gözler son 3 haftaya dikildi. Galatasaray, hiçbir varlık gösteremediği maçta en azından bir şeyi göstermiş oldu: Bu takımın ligde buraya kadar gelmesinin mimarı, ne yönetim, ne de Gerets'miş... İnançla ve inatla oynayan özellikle 5-6 futbolcuymuş. Doğru dürüst forma şansı vermediği gençleri 50 bin kişinin önünde, bu kadar kritik bir maça çıkaran Eric Hoca siciline kocaman bir kötü not düşürürken, Galatasaraylılara Trabzon'dan gelecek iyi haberleri beklemelerini tavsiye etmiş oldu. Belçika'da güzel bir söz vardır: Elle gelen her zaman düğün bayram olmaz... Trabzonspor komşusunu 6-1'le bozguna uğratırken, Fenerbahçe'ye "UEFA vizem olmadan asla" mesajını göndererek, haftalardır ikram edilen lig üçüncülüğünü de bu sefer geri çevirmedi. Ligde hiçbir beklentisi kalmayınca toplu puan dağıtımı şenliklerine başlayan Tigana Kartalları, stajyer hakem Barış Şimşek'in yönetmeye çalıştığı maçta Sivasspor'a 1-0 yenilirken, taraftarı fazla umursamadı, "Şafak: 3 Mayıs" demeye devam etti. Bir de Sivas maçındaki bir pankartları içimizi tarumar etti: Madımak.KEDERSİZ HAFTALAR! Eric Hoca'ya sıfır! Kazanmaktan sonra en güzel şey; kaybetmektir. En azından yarıştığınızı gösterir. Euro '60'da SSCB, Macaristan karşısında ilk tur maçında 100 bin 572 seyirci karşısında oynamıştı. Ancak ikinci turda İspanya karşısında tam olarak 0 (sıfır) taraftar vardı. Çünkü seyircilerin izleyecek bir maçları yoktu. İspanyollar, maça çıkmamıştı. İspanyol diktatör Franco, takımın Rusya'ya gitmesine izin vermemişti. Sebep ise; 25 yıl önce, Sovyet Rusya'nın İspanya sivil savaşında kendisine karşı asker göndermesine hala çok kızgın olmasıydı. Aslında SSCB bu işe pek bozulmadı. UEFA, Rusların doğrudan sonraki tura çıkmasını sağladı, onlar da Franco'ya teşekkür etti. Sonra da Fransa'daki final turnuvasına katıldı. Haberiniz var mı? Bir kitap "Top Yuvarlaktır" Hakan Dilek, Karakutu Yayınları "Şiir döktürdü, sonraları öyküler, insan hikayeleri, acı ve sevinç taşıyan tümceler kurdu, resimler çizdi ak kağıtlara, tuvallere, çamura biçim verdi... Döktürdü Hakan Dilek." Eski futbolcularla söyleşilerden oluşan 4 kitabını bizimle paylaşan Dilek, son kitabı "Top Yuvarlaktır"da sanat ve yazın dünyasının en şık abi ve ablalarını bir araya getirmiş... "Ne kıvrak vücut çalımları, ne bitmek tükenmek bilmez kondisyonları varmış... Ekranın, ya da perdenin üzerinden, bütün neonların, kitapların, öykülerin içinden çıkıp oyun sahasına girdiler..." Daha ölümlerinin üzerinden çok geçmeyen Kazım Koyuncu ve Attila İlhan'ın söyleşileri içimizde bir sızı bırakmadan edemiyor. Mustafa Altıoklar, Bedri Baykam, Behzat Uygur, Beyazıt Öztürk, Cahit Berkay, Duygu Asena, Fuat Saka, Gönül Yazar, Hasan Kaçan, Haşmet Babaoğlu, Kadir Çöpdemir, Metin Üstündağ, Müjdat Gezen, Sunay Akın, Volkan Konak'ın da kendilerine has üslup ve hınzırlıklarını kattıkları kitabı keyifle ve bir çırpıda okuyacağınızdan eminiz.*** Otuz derece ılık suda yıkanan çamaşırlar var; ACE bile istemiyor. Ayşe teyzenin elinde, cııırt diye yırtılmıyor. (Ali Sami Alkış - Star) Sadede gelsek... Mondragon'u ben beğenmiyorum zannetmeyin, cepheden süper. (Turgay Şeren - Akşam) Profil kötü! Fenerbahçeliler bizim stadımıza geldiğinde onların yanaklarından öptük, ellerini sıktık. (GS yöneticisi Adnan Polat) Kolonya-şekeri unutma! Taraftarların dudaklarında da "Allah'ım Fenerbahçemizi kem gözlerden koru. Daima galibiyetler kazandır" duaları var. Sonra da gel Saracoğlu'nun cennet misali yemyeşil çimleri üstünde Fener'i yen bakalım. İmkanı var mı? (Hulki İlgün - Fanatik) Olur mu? Ben bu Beşiktaş'ın 10 yıl Anadolu takımlarına yenilmediği günleri hatırlıyorum. Şimdi önüne gelen İnönü'de kazanıyor. Değişim şart. (Hayri Ülgen - Vatan) Kimi değiştireceğiz? Manisa maçındaki Tuncay'ı izledikten sonra inanın bana hala kendime gelmiş değilim. (Ziya Şengül - Telegol, Star TV) İnanırız! Galatasaray Türkiye'de beraberliğe oynamayacak tek takımdır. (Bülent Tulun) Sebep? Eyvah... Maçın teknik analizini unuttuk. (Sanlı Sarıalioğlu - Vatan) Önemli değil! Mucize yaratılmaz, alın teriyle yapılır.. (Ali Sami Alkış - Star) Özlü Söz 29! Dev maç için Çakır dedik, Çakır oldu. (Bülent Yavuz - Akşam) İyi demişsin! Kusura bakmayın! Bugün Fenerbahçeli damarım tuttu... (Ziya Şengül - Telegol, Star TV) yakantop@gmail.com Estağfurullah!