Sizde durum ne bilmiyorum ama ben aşırı unutkan bir insanım. Özellikle isimleri unuturum. Hani şu bir tatile gidip 10 sene anlatabilen insanlar vardır ya onlara çok özenirim. Kaldığım otel gittiğim restorandan falan geçtim, daha dönüş yolunda gittiğim yerin adını unutabiliyorum. Şu dünyada bir balıklar bir ben anlayacağınız.
Unutmalarımın en meşhurları da on dakika önce tanıştığım insanların adını unutmaktır. Dikkatsizlikten ya da önemsemezlikten falan değil teknik bir sorun olduğunu düşünmeye başladım bunun. 20 sene evvel vefat eden babaannemin cenazesine gelen kadının elbisesinin desenini hatırlayabiliyorken isimlere olan düşmanlığım nedir bilinmez. Sonra ismini hatırlayamadığım herkese canım cicim çekmekten sevgi pıtırcığı gibi dolanıyorum ortada. Kaldı ki filmdir yönetmendir oyuncudur aklımda tutup da kültür kumkuması olayım.
Unutkanlığa ihmalkarlık ve dağınık bir bünye de dahil olunca iş iyice içinden çıkılmaz bir hal alıyor. İçmem gereken bir ilacı biraz sonra biraz sonra diye diye üç gün içmediğim oluyor. Ya da alacağım bir randevuyu yarın alırım öbür gün alırım bakmışım üç ay geçmiş farkında değilim. Takvimlerle de aram iyi değildir. Hani eskiden yaşlılar harman zamanı doğmuştu, yürüdüğünde üzümler toplanıyordu, konuştuğunda sofrada karpuz vardı falan diye tarih verirlerdi ya işte ben onların günümüz temsilcisiyim. Örneğin Zeynep’i doktora götürüyorum, hakkında geçmiş zamandan bir takım sorular soruyor, ben boş boş bakıyorum. Not almadıysam ve çalışmadığım yerden çıktıysa ben iptal. Al sana gül gibi bir ilgisiz ana modeli. Ama ne bilsin ilgisizlik değil o unutkanlık.
Bizim gibi insanlar için en iyi yöntem yazmak. Anılarını yazmak, gittiğin yerleri, okuduğun kitabı, hislerini, unutmaman gereken her şeyi. Belki de bu yüzden seviyorum yazmayı. Çünkü en büyük yardımcım o.
Gel zaman git zaman günler böyle geçerken bullet journal diye bir yöntemle tanıştım altı ay kadar önce. 2017’nin son döneminde bir deneme uygulaması yaptım ve hayatıma verdiği düzene hayran kaldım. Bu yöntem Ryder Carol diye birinin bulup dünyaya duyurduğu, kişiselleşebilmesi ve sağladığı kolaylıklarla oldukça popüler olmuş bir yöntem. Hakkında yazılmış onlarca yazı ve youtube’da onlarca video var. Araştırdığınızda bir sürü sanatsal ajandayla karşılaşacaksınız ve benim gibi ilk etapta bütün bunları yapamayacağınız için vazgeçeceksiniz. Ama durun onlar sadece kullanıcılarının kişilikleriyle ve yetenekleriyle şekillenmiş birer örnek. Bize ise bir defter ve bir kalem yeter.
Size uzun uzun bullet journalın ne olduğunu anlatmayacağım. Kulağınıza bir kar suyu kaçırmak yeterli benim için. Çünkü bu işin uzmanları ve profesyonel uygulayıcılarından görüp öğrenmenizi daha çok isterim. Zaten Google amcaya bir bullet journal yazsanız yüzlerce veri dökecek önünüze. Benim hayatıma kattıklarından bahsedeceğim biraz ki siz de heveslendireyim.
Benim hoşuma giden tarafı bir içindekiler kısmı olmasıydı. Böylelikle bir şey aramak için sayfalar arasında çıldırana kadar kaybolmuyorsunuz. İki hamlede istediğiniz şey önünüzde.
Sonra kendime verdiğim günlük, haftalık ya da aylık görevleri ne kadar ertelediğimi görmek bende kendim hakkında bir çok şeyi keşfetmeme sebep oldu. Sürekli ertelediklerimin neler olduğunu, erteleme isteğimin altındaki duygunun neler olduğunu fark ettim ve bunların üstüne gittim. Kendime dışardan bir göz gibi bakma fırsatı yakaladım.
İçtiğim su, attığım adım, okuduğum kitap hatta boşa harcadığım zaman hepsini bir bütün olarak görebiliyorum. Akışımda bir aksama varsa bu gidişata en başından dur diyebiliyorum ve bu aksamanın sebeplerine inebiliyorum. Not almıyor olsam belki bu gece bu yazıyı yazıyor olmazdım ve haftalarca ertelerdim. Ama şimdi bu görevim olduğu için yazıyorum
Bana sağladığı en büyük fayda harcamalarımı görebilmem oldu mesela. Eskiden dışarı çıkıp geldiğimde paramı düşürdüm ya da bir yerde bıraktım sanırdım. Bir türlü de kafamda toparlayıp ne yaptığımı çözemezdim. Bu yöntemle nerde ne kadar harcama yaptığımı gördüm. İnsanın kendine hesap verecek olması hayatından bir sürü gereksizliği de çıkartıp atıyor. Artık daha düzenli ve mantıklı bir harcama sistemim olduğu kesin.
Özellikle sınav çağında çocuğu olan anne babaların araştırıp çocuklarına benimsetmesi gereken bir yöntem olarak görüyorum. Çünkü öz disiplini sağlamada bence oldukça başarılı. Akademik başarıya da olumlu yansıyacağını düşünüyorum.
Ajandam nereye gidersem yanımda. Çünkü benim gibiler eve geldiklerinde neler not almaları gerektiğini de unuturlar. O sebeple çantanıza sığabilecek ve kolay yıpranmayacak bir ajanda seçmenizi öneririm. İçi tarihler vs ile de bölümlenmemiş olursa daha iyi olur. Çünkü siz ihtiyaçlarınıza göre şekillendireceksiniz zaten. O gün çözmeniz gereken soru, çocuğunuzun haftalık yemek menüsü, çok önceden aldığınız konser yada uçak biletleri, diyetleriniz, yazılarınız, resimleriniz, olumlamalarınız, dualarınız…. Hayat tarzınız, kişiliğiniz, ihtiyaçlarınız neyse o kadar örneklendirilebilir ajandanızda açacağınız başlıklar.
Bu sene seçtiğim ajanda da kalem takma yeri yoktu maalesef. Çünkü burada seçenekler biraz az. Tam anlamıyla içime sinen bir seçim yapamadım. Kötünün iyisini seçerken de bu detayı atlamışım. Biraz tez canlıyım ve not almak isteğim bir şey olduğunda çantadan kalemi bir an önce bulmak istiyorum. Ama çantam genel anlamda bavul kıvamında. Zeynep için bir takım yedek kıyafet, atleti, çorabı, acıkırsa atıştırmalığı, ponysinin tarağı, minişinin peruğu derken kelemi bulana kadar cinnete çeyrek kalıyor. Sonra dedim “Yasemin elin kolunda mı tutmuyor? İliştiriver kenarına kalem tutacak bir yer” ve koyuldum işe. Buyurun bakalım ne yapmışım nasıl yapmışım?
1. Sürekli kullandığınız kaleminizin ölçüsünü alın ve 1cm ekleyin. Bu ölçü alt kat ölçüsü. Alt kat ölçüsü olarak belirlediğiniz ölçüden 2cm kısa ölçü üst kat ölçüsü. 4cm kapanma payı
2. Bu üç ölçüyü toplayarak bir dikdörtgen çizin. Genişlik içinde ben 6cm kullandım. İki hatta üç kalemin sığabileceği bir ölçü oldu. Ve işte şablonunuz hazır.
3. Şablonu kullanarak ince keçeden 2 kat kesin. Eğer kalın keçeniz varsa bir kat yeterli olacaktır.
1. İki katı üst üste koyup kısa kenarı dikin.
2. İki katlama payından birer cm içeride kalacak şekilde iki noktayı (iki noktanın arası toplamda 13cm) ve orta noktayı işaretleyin
3. Ajandanın kapağını dolanacak ölçüde kesiğiniz lastiği işaretlediğiniz noktalardan tutturun ve dikin.
1. Katlama çizgisinden düzgünce katlayın ve katları muntazam şekilde üst üste getirerek iğneyle sabitleyin
2. Yarım cm mesafeden üç kenarı dikin. Dikerken lastiğin alttan dikişe girmemesine dikkat edin. Daha sonra eğer dikiş esnasında kenarlarda eğrilikler oluştuysa makasla düzeltin
3. Kapak kısmına bir çıtçıt dikin
Sonrasında dilediğiniz gibi özelleştirebilirsiniz. Ben lastiğin içinde bulunan renklerden püskül yapmak istedim. Kullanırken de onun o rengarenk halinden çok keyif aldım. Kalemliğimi bazen not alarak okumak istediğim kitaplarımın üzerine de taşıyorum ve zaman zaman hem kalemlik hem ayraç olarak kullandığımda oluyor. Evet belki asrın buluşu değil ama hayatımı kolaylaştırdığı kesin.
Ben bütün bu yapım aşamalarıyla ve detaylarla uğraşamam ama kalemimi tutturacak bir detaya da ihtiyacım var diyorsanız şekildeki gibi basit bir tutacağı elde dikebilirsiniz. Daha sonra da ajandanın kendi lastiğine tutturursunuz. Seçim sizin.
Deneyecek olursanız instagramdan etiketlemeyi unutmayın. Ortaya neler çıkacak meraktayım.