Elimizdeki mevcut verilerle bildiğimiz kadarıyla insanoğlu, yeryüzünde zihinsel yetileri en üst düzeyde olan canlı türüdür. İşte bundandır ki komplike düşünce gerektiren kötülüğü daha iyi yapabiliriz. Eğer vicdan adı verilen duygu türünden yoksunsak inanılmaz zalim ve merhametsiz davranabiliriz. Alzheimer hastalığında önce bellekten, diğer bazı demans türlerinde ise başka fonksiyonlardan başlayarak zihinsel yetiler yavaş yavaş yitirilir. Önce yeni yaşanan olaylar unutulmaya başlanır. Zaman sonra plan yapma, karar verme gibi yüksek zihinsel işlevler de etkilenmeye başlar. Artık yakın çevreye bağımlı hale gelinir. İşte tam da bu noktadan sonra organize düşünme yeteneği gerektiren kötülüklerden arınılır. Duygular en saf haliyle kalır. Sevgiye, ilgiye ve şefkate daha açık hale gelinir. Küçücük bir sevgi ifadeniz Alzheimer hastası yaşlıda mutluluğa dönüşür. Siz yine eskiyi anımsarsınız o anlarda. “Annem/babam için neler yapardım da mutlu olmazlardı. Şimdi çocuk gibi ufacık şeyden haz alabiliyorlar”.
Yüksek zihinsel işlevlerimizi kaybetmeye başlayınca bizi biz yapan özellikler de gider şeklinde hissederiz. Acaba özümüze daha mı yaklaşırız, bunu hiç düşündünüz mü? Doğarken kötülük yapma ve zalimlik genleri ile dünyaya gelmiyoruz. Zihnin karmaşıklığı ve üst düzey işler yapabilme kapasitesi zamanla buna müsaade ediyor. Bu durumda beynimiz aslında uygun kullanılmadığı zaman çok kötü bir silah haline mi geliyor? Bence öyle. Çevresel faktörler, büyüdüğünüz aile elbette ki bunda büyük rol oynuyor. Sevgiden yoksun bir ortamda büyüdüğünüzde ve bir de zeka düzeyiniz çok yüksekse toplumların başına ciddi bela açabilecek bir kişi haline gelebilirsiniz.
Alzheimer hastaları ise duyguları en saf haliyle barındırırlar. Verdiğiniz sevgiyi olduğu gibi alır ve bundan tedavi anlamında fayda bilr görürler. En azından hastalık daha baş edilebilir bir şekilde seyreder ve beklenen yaşam süresi de doğal olarak uzar. Hepimizin hasret kaldığı “duyguların en saf halini” taşıyan Alzheimer hastaları, birlikte en içten gülebileceğiniz nadir insanlardandır. Sevincinizi gerçekten paylaşırlar ve size huzur verirler. Çocuklara verilen önem kadar, yaşlılarımıza da önem verildiği günleri görebilmemiz dileğiyle…
Sevgi ile kalınız!
Facebook: Yrd Doç Dr Sevda Sarıkaya
Twitter: @drsevdasarikaya
İnstagram: dr_sevda_sarikaya
www.sevdasarikaya.com