Anne-Baba Kaygıları
Okul Korkusu
Gelişim Testleri
Hayatımızda geçiş dönemleri, dönüm noktaları çoğu zaman sıkıntılı ve zor süreçlerdir. Miniklerimizin okula başladığı hayatlarının bu ilk virajını, anne ve babalarının katkılarıyla mutlu ve rahat bir şekilde geçmeleri dileğiyle
Çocukların okula başlaması doğal olarak her anne babayı heyecanlandıran, gururlandıran ama aynı zamanda beraberinde bir takım kaygıları da getiren bir süreçtir.
Okul dönemi demek; o güne kadar dizinin dibinde oturan, her hareketinden haberdar olunan, gözünün içine bakılan çocuğun yuvadan uçmaya başladığı, anneden babadan ayrı, yalnız başına kalmaya başlayacağı bir zaman demektir.
Bugüne kadar çocuğun okula kolay uyum yapabilmesi için, okul öncesi dönemde çocuğun psikolojik ve duygusal gelişimi önemsenirken, yeni getirilen sistemle birlikte çocuğun okula biraz daha erken başlaması, fiziksel gelişim açısından aileleri daha çok kaygılandırmaya başlamıştır
Bu durumda çocuğun fiziksel ve psikolojik ihtiyaçları nelerdir?
Fiziksel gelişim ve ihtiyaçlar:
Şehir yaşamının bir sonucu olarak sokaktan yalıtılmış olarak düşmeden, koşmadan, ayakları çamura değmeden evin içinde büyüyen çocuklarda boy, kilo normal olsa da kas gelişimi yetersiz kalmaktadır.
Kas gelişimindeki eksiklikler okul döneminde kendini daha fazla göstermektedir. Bu eksiklikler evde yapılacak eksersizlerle giderilmeye çalışılmalıdır.
Okula başlama yaşının erkene alınması haklı olarak anne babaları kaygılandırmakta ve bu yaştaki çocukların bu yükleri altından nasıl kalkacakları konusunda anne ve babalarda endişe yaratmaktadır.
Ancak anne babalar şu konuda rahat olmalıdırlar; okullarda gösterilecek derslerin içerikleri, yoğunlukları ve zamana yayılımları da; çocukların gelişim seviyelerine uygun şekilde ayarlanmaktadır..
Psikolojik ve duygusal ihtiyaçlar:
Okul dönemi yukarıda değindiğimiz gibi çocuğun yuvadan uçmaya başladığı, anne ve babadan ayrı olarak, tek başına kaldığı, zaman geçirdiği ve mücadele etmek durumunda kaldığı bir dönemdir.
Okula başlama döneminde; çocukların ihtiyacı olan en önemli duygu güvendir. Kendine güvenen, atılgan, ne istediğini bilen, duygularını ifade edebilen çocuklar okula başlama sürecinde daha az sorun yaşamaktadır. Çocuklar; anneye, babaya bakarak pozisyonunu, ne yapacağını, nasıl tavır sergileyeceğini belirler.
Bu dönemde anne baba kaygılıysa, bu kaygı çocuklara da yansıyacaktır ve kısır döngü şeklinde anne babayı kaygılı gören çocuk, korkacak, endişelenecek; çocuğu bu halde gören anne baba daha çok panik yapacak ve endişelenecektir.
Çocuğun evden ayrılıyor olması; bir takım endişelerin ve kaygıların su yüzüne çıkmasına neden olacaktır; ancak bu şekilde davranmak size bir şey kazandırmayacağı gibi, hem sizin hem de çocuğun daha sıkıntılı bir süreç yaşamasına neden olacaktır.
Çocuğunuz okula başlıyor, bu aşamadan sonra kaygılanmak yerine; çocuğu nasıl davranacağı, neler yapacağı konusunda bilinçlendirmek ve okula hazırlamak çocuğu hem güven verecek hem de rahatlatacak yaklaşımlardır.
Dikkat edilmesi gerekenler
Bu dönemde sanki çocuk askere gidecekmiş ve ayrılacakmış gibi panik ve kaygı içinde olmak, aşırı koruyucu bir tutum ve davranış içinde olmak; sizi gereceği gibi bu durum çocuğa da etkileyecektir.
Bu şekilde panik yapmak yerine, okulda ihtiyacı olacak becerilere ve özgüvene sahip olmasını sağlamak daha işe yarayacak bir yöntem olacaktır.
—Öncelikli olarak yalnız başına hareket edebilmeyi ve ihtiyaçlarını giderebilmeyi öğretin.
Markete götürerek parayı tanımasını, ufak tefek alış veriş yapmasını, cüzdan taşıma alışkanlığını, para ödemeyi, para üstü almayı öğrenmesi; kantin ve diğer ihtiyaçlarını kendi başına yapmasını kolaylaştırır, özgüvenini arttırır.
—Okul hakkında bilgiler verip okul başlamadan önce okula götürüp gezdirmek okulla ilgili soru işaretlerini giderme konusunda işe yarayacaktır.
—Evde tuvalet temizliğini öğretmek ve tek başına yapabilmeyi öğretmek; okulda tuvalet ihtiyacını korkmadan güvenle yerine getirebilmesini sağlayacaktır.
—Okulda ayakkabılarını tek başına bağlayabilme, el yıkama, çanta taşıma, üstünü giyip soyunma gibi öz bakım becerilerine çok ihtiyacı olacaktır. Bu becerileri bir an önce öğrenmesi, okul için önemli bir hazırlık ve avantaj olacaktır.
—Okulda bir sorun yaşarsa öğretmeninden yardım istemesi gerektiğini, kötü bir durumda kendini nasıl koruyabileceğini, nasıl davranacağını oyunlarla gösterip, öğretmek çocuğun özgüvenini artıracaktır.
—Okul öncesinde çocuklarda tatlı bir heyecanla beraber kaygı ve endişe olur. Çocuktaki bu kaygıları gidermek için öncelikle sizin rahat ve huzurlu olmanız gerektiğini aklınızdan çıkarmayın.
Okul Korkusu
Okul korkusu; değişik şekillerde ve maskelerle ortaya çıksa da temelinde anneden ayrılma kaygısının yattığı bir reaksiyondur.
Okula gitmede isteksizlik, okula gitmeyi reddetme ve değişik psikosomatik belirtilerle ( genelde kusma, mide bulantısı, karın ağrısı, elde ve ayakta uyuşma, baş dönmesi ve ağrısı gibi ) ortaya çıkmaktadır.
Ne tesadüftür ki; bu şikâyetler genelde sabahları okul saatinde ortaya çıkar.
Yapılan araştırmalar şunu gösteriyor ki; okul korkusu yaşayan çocuklar temelde anneye bağımlı, sağlıklı şekilde anneden ayrılamamış ve güven sorunu yaşayan çocuklardır.
Bu durum sadece çocuğun anneden ayrılamaması değil, aynı zamanda annenin de çocuktan ayrılamamasını kapsayan ve çift taraflı bir etkileşimin olduğu durum söz konusudur.
Gelişmemiş güven duygusundan dolayı; ayrıldığı zaman kendi başına ya da evdekilerin başına bir şey geleceği kaygısı çocukta bu belirtileri ortaya çıkarmaktadır.
Bu endişelerin ortaya çıkmasını tetikleyen ve kolaylaştıran nedenler:
—Erken doğum ve bebeklik döneminde yaşanan hastalıklar
—Anne veya babadan birinin evden uzakta çalışması
—Aile bireylerinden birinin gözle görülür şekilde hasta olması veya ölümü
—Sürekli tartışmaların, tehdit ve kavgaların yaşandığı bir aile ortamı
—Yeni bir bebeğin doğması
—Geç çocuk sahibi olunması ve aşırı koruyucu tutum
—Boşanmış aile
Anne ve babalar
—Öncelikle bu durumun sadece sizin çocuğun başına geldiğini düşünerek çocuğu suçlamayın ve azarlamayın. Okula gitmek istememe, annesini yanında isteme de okula başlamada çok sık rastlanan bir durumdur. Eğer suçlu aranacaksa, önce onu yetiştiren anne- baba olarak kendinizi eleştirin.
— Bu durumun geçici, okula alışma sürecinde yaşanan bir durum olduğunu akıldan çıkarmamak ve panik yapmamak gerekir. Onun yerine soğukkanlılığınızı koruyarak destek olmak problemi aşmada daha işe yarayacaktır.
—Okula gitmek istemeyen çocuklarda gece yatmadan önce ve sabah kalktığında psikosomatik dediğimiz bulantı, kusma, karın, baş ağrısı gibi şikâyetler artacaktır.
—Çocukla konuşarak, onu gerçekten rahatsız eden bir durumun olup olmadığını anlamaya çalışın. Eğer böyle bir durum varsa, bu sorunların halledilebileceği ve giderilebileceğini belirterek çocuğu rahatlatma yoluna gidin.
—Okula gitmesi konusunda aile fertleri tutarlı davranmalı; anne gitmesi konusunda ikna etmeye çalışırken baba, bugün gitmeyiversin gibi bir tavır içinde olmamalıdır. Çünkü çocuklar, bu tarz açıkları çok profesyonel şekilde kullanacaktır.
—Okulun sadece görev ve sorumluluklarından, zorunluluğundan değil, aynı zamanda sosyalliğinden, eğlenceli yanlarından ve başka hiçbir yerde bulmayacağı kadar arkadaş edinmesini sağlayacağı gibi eğlenceli ve güzel yanları da anlatılmalı.
—Çocuğun düzenli olarak okula gitmesi sağlanmalı ve bu konuda taviz verilmemeli, duygusal davranarak çocuğun istediğini elde etmesine izin vermeyin. Çünkü okuldan ne kadar uzak kalırsa, okula tekrar düzenli gitmeye başlaması o kadar zor olacaktır.
—Çocuğun okul korkusunu yaratan durum evden kaynaklanıyorsa bunu acil olarak gidermeye çalışın ve çocuğun bu konuda rahatlaması, okul korkusunu azaltacaktır.
— Çocuğun yalnız kalma korkusu asla kızgınlık ve tehditle karşılanmamalıdır Azarlamak yerine, yapıcı ve güven verici bir yaklaşım çocuğu rahatlatacaktır.
—Öğretmenizle işbirliği içinde olmak ve tutarlı davranmak, bu süreçte sorunu çözmede size avantaj sağlayacaktır.
—Çocuğun daha önce tek başına veya ayrı kaldığı zaman yapabildiği olayları hatırlatın, bunları düşünmek, hatırlamak onun güvenini artırmasına yardımcı olacaktır.
—Bu dönemde çocuğun kendi başına bir şeyler yapmasını, dışarı çıkmasını teşvik edip, cesaretlendirmek çocuktaki kaygıları azaltacaktır. Çünkü okul dışında yalnız başına bir şeyler yapabildiğini görmek ona cesaret kazandıracak ve bu da güven kazanmasını sağlayacaktır.
—Çocuğun, büyüklerin yanında kendini küçük hissetmesi yerine, okul dışında akranlarıyla ilişkilerini artırıp grup dinamizmini yakalamaya çalışın. Çocuğun büyüklerin yanında küçüleceğini ama arkadaşlarının yanında kendini birey olarak göreceğini unutmayın. Bu amaçla diğer velilerle işbirliği yaparak okul dışı etkinlikler düzenlemeye çalışmak çocukların okula alışma süreçlerini hızlandıracak ve kaygılarını azaltacaktır.
—Okula gitmeyi, sabah kalkmayı hayat meyat meselesi haline dönüştürmemek, sabah daha gözünü açmadan strese sokmamak gerekir.
Okul hazırlığını, sabah kalmayı eğlenceli hale getirebilir, güzel boyanmış yumurtalarla hazırlanmış bir kahvaltı veya değişik sesler çıkartarak uyandıran bir çalar saat, öpüşerek uyandırmak çocuğu daha mutlu edecektir.
Okul korkusunun yaşandığı durumlarda, annenin sınıfa girmesi, sırada oturması, çocuğun alışma dönemini zorlaştıracaktır. En sağlıklı olan, anne veya babanın okul bahçesinde çocuktan ayrılıp öğretmene emanet etmesidir. Sınıfa ağlayarak ta girse çocuk bir süre sonra rahatlayacaktır.
İki haftadan fazla süren ağlama ve adapte olamama durumlarında bir psikolojik destek almak da faydalı olabilir.
Unutmayın; Okul korkusunun tedavisinde kullanılan bir ilaç yoktur. Bu durum çocuğun hassas ve bağımlı kişilik yapısından kaynaklanabileceği gibi, kendisi ve ailesi ile ilgili bir takım kaygılardan da kaynaklanıyor olabilir.
O nedenle, bu sorunun çözümü de doğru ve tutarlı davranışlardır.
GELİŞİM TESTLERİ
Son zamanlarda ailelerin kafasını karıştıran önemli konulardan biride çocukların gelişimsel olarak okula hazır olup olmadıkları ile alakalı sorulardır. Çocuğun okula hazır olup olmadığını anlamada veya karar vermede yaşından ve fiziksel gelişiminden ziyade sosyal, bilişsel becerileri ile zihinsel olgunluğu ve bu alanlardaki hazır bulunuşluğu daha önemlidir. Bahsettiğimiz bu özellikler çocuğun dersi anlamasına, algılamasına, uyum yapmasına, bağımsız ilişki kurabilmesine, sosyalliğine daha fazla etki edecek faktörlerdir.
Okulların açılma döneminin yaklaşması ve yeni sistemin devreye girmesiyle birlikte ortalıkta gelişim testi kirliliği başladı. Hangi internet sayfasını açsanız, hangi gazeteyi elinize alsanız ’çocuğunuz okula hazır mı? Test edin’ tarzında geçerliliği, güvenirliği ve bilimsel dayanağı olmayan uyduruk testlerle dolmuş durumda.
Gelişim testleri 0–6 yaş arasındaki bebek ve çocukların gelişimleri ile ilgili derinlemesine ve sistemli bilgi sağlayan değerlendirme araçlarıdır.
0–6 yaş dönemi okul öncesi döneme denk geldiği için çocuklardaki bazı gelişim gerilikleri ya fark edilmiyor ya da geç fark ediliyor.
Koşma, yürüme, konuşma gibi fizyolojik gelişmeler daha elle tutulur, gözle görülür olduğu için bu alanlardaki gerilik veya gecikmeler aileler tarafından daha kolaylıkla gözlenebilmektedir.
Ama dil, bilişsel, zihinsel, sosyal beceri, öz bakım gibi alanlardaki gelişmeler net ve gözle görülebilir gelişmeler olmadığı gibi modern tıbbi cihazlarla dahi bu alandaki gerilik veya gecikmeler tespit edilememektedir. İşte bu gelişim testleri, gelişimsel gecikme ya da ileriliklerin erken dönemde tanınması, teşhis edilmesi ve gerekli önlemlerin alınmasına olanak sağlayan çok yararlı testlerdir.
Bu testler gelişimsel gerilik, gecikme veya ilerilikleri tespit etme ve ona göre önlemler almanın ötesinde çocuğun gelişin seviyesini farklı açılardan tespit ettiği gibi ayrıca akranlarına ve Türkiye ortalamasına göre ne kadar ileride, ne kadar geride olduğunu bize rakamsal ve yüzde olarak sunan testlerdir.
Psikolog Bekir Fehmi Örmeci
psikolog43@hotmail.com