Bir günlük gazetede yazı işleri müdürüyken tanıştı nefes ile, bir daha da kopamadı. Dünün gazetecisi bugünün nefes koçu ve koç eğitmeni Hande Özcan, nefes ile ilgili merak edilenleri cevapladı.
- Öncelikle nefes nedir diye sormak istiyorum?
Yaşamın ta kendisidir. Yaşamımız ilk nefesle başlar, son nefesle sona erer. İşte bu iki nefes arasındaki süreyi nasıl geçirdiğimiz önemlidir. Nasıl nefes alıyorsak, onun yansıması olan bir hayat yaşıyoruz demektir. Yapılan araştırmalara göre, insanların yüzde 90'ı nefes kapasitesinin yüzde 30'unu kullanıyor. Yani sadece yüzde 30 oranında yaşıyor. Sevgiyi, aşkı, bereketi, coşkuyu, tüm güzellikleri yaşamına sadece yüzde 30 oranında kabul ediyor. Çünkü nefesi limitli olan kişiler, hayatı da limitli yaşar. Nefesimiz açıldıkça bu oran yükselir, hakkımız olanı almaya başlarız. O zaman yaşam renklenir, güzelleşir, genişler, rahatlar... Nefes hızlı, güçlü, etkili, hedefi tam 12'den vuran bir dönüşüm tekniğidir. Tek bir nefes seansı bile birkaç psikoterapiye eşdeğer bir çözülüm sağlayabilir. Düşünün ki bir yetişkin, dakikada ortalama 14 kere nefes alıp veriyor. Bu da 24 saatte 20.160 kez nefes alıp vermek demek. Yani günde yaklaşık 20 bin kere hatalı nefes alıp veriyoruz. Bunun bedenimizdeki, zihnimizdeki ve yaşamımızdaki olumsuz etkilerini kavramak için kahin olmaya gerek yok.
- Peki, nefesin bedenimizdeki ve zihnimizdeki dönüşümleri nasıl gerçekleşiyor?
Nefes, fiziksel, zihinsel ve duygusal etkilere yol açar. Fiziksel etkileri; beden, ihtiyacı olan oksijeni alır. Akciğer kapasitesi genişler. Hücreler oksijene doyar, bu da yaşlanma etkilerini geciktirir. Temiz kan dolaşımı sayesinde yorgunluk, uykusuzluk gibi sorunlar tarihe karışır. Beden, atık ve toksinlerden arınır. Hücre yenilenmesi başlar, bu da bağışıklık sistemimizi güçlendirir. Kanlı, canlı, enerjik oluruz. Ve unutmayın, kanser oksijenli hücrede barınamaz.
Zihinsel ve duygusal etkilerine bakacak olursak; koşullar ortadan kalkınca zihin durgunlaşır, netleşir. Zihindeki negatif düşünce sistemi, pozitif düşünce sistemine döner. Ezberler biter. Bilinçaltı temizliği yapıldığı için bastırılmış duygulardan arınma yaşanır. Geçmişte yaşanmış olumsuz duyguların etkileri hücre hafızasından silinir. Sevgi alanında hoşgörü, açılım, kabullenme sağlanır.
Farkındalık konusunda da etkileri var. Algıda değişim ve farklı bakış açıları meydana gelir. Çekim alanımız genişler, bu da daha önce fark etmediğiniz olasılıkları görmemizi sağlar. Bilinç düzeyinde artış yaşanır. An'da kalmayı deneyimlemeye başlarız, yaşamımıza denge ve huzur hakim olur. Olanı olduğu gibi kabullenme teslimiyeti deneyimlenir. Arzuladıklarımızda gerçek tatmini yaşarız, bu sayede de yaşamımıza doğal neşe gelir.
- Peki ama biz de nefes aldığımız halde niye dönüşümler yaşamıyoruz? Nerede hata yapıyoruz, niye açık nefese sahip değiliz?
İnsanların çoğu, göğüs kafesine bağlı bir kas olan diyaframı kullanmıyor. Doğru nefesin yolu, diyaframı kullanmaktan geçer. İşin doğrusu; tam, doğal ve bağlantılı nefestir. Bunu günlük hayatınızda yapamazsınız. Bu yüzden nefes tekniklerini bilmek gerekir. Bu teknikler sayesinde ağzınızdan nefes alıp vermeyi öğrenirsiniz. Nefesinizin bloke olduğu farklı bölgelerinize dokunur, gerekirse baskı uygular, o noktanın açılmasına vesile oluruz. Blokajlar açıldıkça siz çözülür, dönüşür, arınırsınız. Nefesin limitli olmasına gelince: Yaklaşık 2.5 yaşına kadar çocuklar, Allah'ın doğarken verdiği doğal nefesi devam ettirir. Ancak sonra anne-baba baskısı, cezalandırmalar, üstü örtülü tehditler, koşullu sevme mesajları başlar. Çocuk, her sıkıntılı durum yaşadığında nefesini tutmaya başlar. Bu durum yuvada, okulda süregelir. Yıllarca devam eden bu stresli, gerilimli, mutsuz ve tatminsiz sürecin yetişkinlerdeki sonuçlarını görebiliriz. Ondan sonrası çorap söküğü gibi gelir: Pişmanlıklar, korkular, endişeler, yorumlar, yargılar, travmalar, özgüvensizlik, kontrolcülük, öfke, kendinden ve hayattan keyif alamama... Bu listeyi uzatabilirsiniz.
- Sizin için de bu olumsuz durumlar geçerli miydi? Nasıl değişimler geçirdiniz?
Hem de nasıl... Ben Posta Gazetesi'nin Yazı İşleri Müdürü'yken, basın danışmanı olan bir arkadaşım aracılığıyla bir kitabın editörlüğü için teklif aldım. Nefes hakkında bir kitaptı. Ama konuyu bilmiyor, inanmıyordum. Gazeteciyim ya, tereddütlerim var... Yazıyı okuyorum ve çoğu şeyi anlamıyorum... "Nefesten önce şöyleydim, böyleydim ama nefes aldım, hepsi geçti" gibi bir cümle benim için anlamsızdı. Sandım ki, bir tür ‘Pollyannacılık’ oynamak lazım. Yazar baktı ki açıklamaları bana bir şey ifade etmiyor, bir nefes kampına davet etti. Gittim. Beşinci günün sonunda kamptan çıktığımda eski Hande gitmiş, yerine bambaşka biri gelmişti. Özgüvensizliğim, gelecek kaygılarım, geçmişle hesaplaşamama hallerim, pişmanlıklarım, kendime yüklenmelerim, şanssız olduğum inancı silinip gitmişti. Zihnimin sürekli beni korkutan, geri adım attıran, bana eziyet eden sesi sustuğu için dinginleştim, sakinleştim, huzuru buldum. Acayip büyük bir özgürlüktü o. Bağımlı bir ilişkim vardı mesela, o rayına oturdu. Kamptan sonra da sevgili hocam Neslihan Yavuzcan ile seanslarımız oldu.
Zaman içinde kontrolcülüğüm dengelendi. Kendimi yeniden sevdim, saygı duydum, affettim. Yüreğimdeki küçük Hande ile barıştım, onu kucakladım, ihmal ettiğim için özür diledim. Sandığım gibi yalnız olmadığımı, hepimizin bir ve bütün olduğumuzu öğrendim. İçimde müthiş bir coşku, yaşama arzusu, sevinç oluştu. O kadar ki yüzüme, asla kaybolmayan bir tebessüm yerleşti. Her şeye ve herkese gülüyorum hala ve bunun sebebini bilmiyorum. Sevgi böceği olup çıktım. Alınganlığım ve hep haklı çıkma ihtiyacım da kalmadı. Şükretmeyi öğrendim. Neslihan ile yaratımlar yaptık mesela, hep "Emekli olacağım, Bodrum'da yaşayacağım, bir İngiliz'den kelepir fiyatına ev alacağım" deyip durdum. Kimse bana inanmadı ama kırmamak için ses de çıkarmadı. Ne var ki, bu yaratım gerçekleşti. Şimdi emekliyim, İstanbul-Bodrum arasında mekik dokuyorum. İşte bu değişimlerim yüzünden koç olmak istedim. Hatta eğitmen de oldum. İstedim ki, nefesin bana kattıklarına başkalarının da sahip olmasına vesile olayım. Neslihan Yavuzcan eşliğinde eğitim aldım, sertifika sahibi oldum.
- Nefesi deneyimlemek isteyenler ne yapabilir?
Hiç nefes deneyimi yaşamamış olanların bunu kendi kendine uygulaması sakıncalı. Mutlaka bir nefes koçuyla çalışmalılar. Koçun deneyimli ve bilgiyi bilgeliğe dönüştürmüş olması, sertifikalı olmasından çok daha önemli. Nefesin olumlu etkilerini yaşamaya başladıklarında aslında o güne kadar doğru nefes almadıklarını görecekler. Tabii pek çok olumsuz duygularından da arınacaklar. Çünkü biliyoruz ki, insan korktuğu ve direnç gösterdiği şeyleri hayatına çeker. Ne kadar korkarsa bir şeyden, o kadar yaklaşır ona. Düşünüyorum da; tüm dünya doğru nefes alsaydı, nasıl bir cennette yaşıyor olurduk kim bilir.