Dünyadaki açlığa, savaşa, fakirliğe son vermek vb. gibi güzel şeylerin olmasını istiyorsanız önce zihnin doğasını anlamak gerekiyor. Zihnini, duygularını tanımayan bir sürü insan var. Hastalıklar dahi hastalıklı zihnin ürünü. Hasta zihin, hasta bir beden olarak kendini gösteriyor.
“Seni seviyorum”diyoruz. Bu sevgi, bağımlılıktan öteye gidemiyor. Çünkü seni seviyorum dediğimiz kişiyi diğerleriyle paylaşmak istemeyen bir zihin yapımız var. Sevgiyi öğrenmek adına takip ettiğimiz manevi uygulamalarda dahi kendi rahatımızı düşünüyoruz. Örneğin toplu yapılan meditasyon çalışmalarına katıldığımızda bizim gibi sevgiyi öğrenmek için meditasyon yapmaya gelmiş bir insanın tavrı rahatsız ediyor. Konsantrasyonumuz bozuluyor, odaklanamıyoruz. Ego/Zihin bir şeye takıldığında dikkatin dağılmasının normal olduğunu düşünmek yerine meditasyonun işe yaramadığını düşünüyoruz. Bu yüzden de zihnin/egonun nasıl çalıştığını bilmek önemli.
Kendi hayatımdan bir örnek verecek olursam; Kendimi tanıma yolculuğuna başlama sebebim daha çok sevilmek ve hayatımdaki insanlara karşı daha şefkatli olabilmekti. Çünkü ne yaparsam yapayım sevildiğimi hissedemiyordum, kavga ve tartışmalar peşimi bırakmıyordu. Aslında rekabete “evet”dememin sebebi, daha çok sevilmek ve daha çok şefkatli olmaktı. Fakat rekabet işin içine girdiğinde, daha çok sevilmek ortadan kalkıyor yerini “hırs” alıyordu. İşte bu noktada zihne çalışmak gerekiyordu.
Zihin/Ego “sen busun, senin tarzın bu”diyerek yüzde yüz geçerli olmayan şeyleri güçlendirir. Arzu etmediğiniz deneyimlere sürükler. En sonunda “bu işi beceremiyorum galiba”dedirtir. Aydınlığa götürecek olan yolu kendi ellerinizle kapatmış olursunuz. Bu yüzden de zihne düşen her fikri doğru olarak kabul etmemek gerekir. Ortaya çıkan her fikir zihnin yansımasıdır. “Bu Çirkin, iyi; Çirkin, kötü biri,” dediğiniz nesnenin egonun belirlediği kavramla direk bağlantısı olduğunu hatırlatın kendinize. Bu dünyada hiç kimse kesinlikle güzel ya da çirkin olamaz.Ya da aynı nesne, başka bir ülkenin en iyisi, başka bir ülkenin en kötüsü olabilir. Dün görmek dahi istemediğiniz bir kişi, bugün size çok güzel görünebilir.
Yaşamınızda neler olduğunun, nasıl düşündüğünüzün, ne tür hatalar yaptığınızın, yanılgılarınızın deneyimlerinizle olan ilişkisini kontrol edin, araştırın. Bu tarz analizleri yapmaya başladıkça, diğerleriyle aynı yanılgılara sahip olduğunuzu anlayacak. Ve nihayetinde diğerlerinin size nasıl davrandığından bağımsız, sezgisel olarak daha fazla sevgi ve şefkat hissedeceksiniz. İşte o zaman güzel bir şeyler kendiliğinden olmaya başlayacak.
Sonuç olarak gerçekten güzel bir şeylerin olmasını istiyorsak zihnin doğasına anlamaktan başka çaremiz yok! Bunun için de meditasyon yapılacaklar listenizin ilk sırasında yer almalı.
Her Daim Sevgi Ve Işıkla
Sibel KAVUNOĞLU
Mutluluğu Şansa Bırakma