Merhaba,

Bu yazımda günümüz sorunsalını bütün yönleriyle ortaya koyan bir belgesel filmden bahsetmek istiyorum. Faydalarını çokça gördüğümüz ancak zararlarından da kendimizi korumaya çalıştığımız sosyal medya ağının günümüz şartlarındaki etkilerini bütün yönleriyle ele alan ‘The Social Dilemma’ nın hakkını vermeden olmaz.

Belgesel, özellikle pandemi sonrası büyük çoğunlukla dijital çağın nimetlerinden yararlandığımız şu günlerde sosyal medyanın faydaları yerine zararlarına agresif bir şekilde yaklaşan adeta önlem alınmadığı takdirde dünyayı daha kötü günlerin beklediğini anlatan bir film.

Haberin Devamı

9 Eylül’den beri Netflix’te yayınlanan belgesel, dediğim gibi mutlaka izlenilmesi ve üzerinde düşünülmesi gereken bir film. Belki izledikten sonra çok abartıldığını düşünebilirsiniz ancak detayına indiğimizde ve biraz irdelediğimizde aslında bizi gerçeklerle yüzleştiren bir belgesel olduğuna kanaat getirebilirsiniz.

Sosyal medyanın faydalarını düşündüğümüzde en basit hatlarıyla; online alışveriş yapmak, uzun zamandır görüşemediğimiz insanlarla iletişim halinde olmak ve sosyal medya hesapları üzerinden yaşantılarını takip etmek, belirli bir konuda düşünce birliği oluşturmak, fikirlerimizi tek bir paylaşımla çok sayıda insana iletmek, seyrettiğimiz filmleri, okuduğumuz kitapları paylaşmak, kültür-sanat etkinliklerine ulaşmak ve bunun gibi bir sürü eylemi yapmak tek bir cihazla mümkünken, zararlarını sorgulamamız tabii ki çok da aklımıza gelmiyor. İşte bu noktada ‘The Social Dilemma’ devreye giriyor ve adeta bize 'silkelenin' diyor!

Aslına bakarsak günümüzde çoğu toplumsal olay ve sorun bir nevi sosyal medyanın da etkisiyle ses buluyor ya da yayılım gösteriyor. Kadına şiddetin boyutu, intiharların çoğalması, benzer vakaların artması vb. gibi birçok olay bir yönüyle paylaşımlarla da besleniyor. Oturup sorguladığımızda faydasını görürken aslında toplumu nasıl da yönlendirdiğine şahit oluyoruz sosyal medyanın… Gündelik hayatta aldığımız cihaz ya da araçlar bizden para kazanmaz, belirli bir ücret karşılığı alırız ve kullanırız. Ancak sosyal medyaya baktığımızda bizden para kazanan bir yapısı olduğunu hepimiz biliyoruz. Bu anlamda bile bizi yönlendiren ve insanı gelir kaynağı yapan bir yapıya sahip. Bu durumdan, farkında olarak ya da olmayarak çok da şikâyetçi olduğumuz söylenemez; dediğim gibi faydasını görürken, bilgilerimizi daha doğrusu bizi kullanan bir sistem. İşte bütün bu durumlara dur diyen, hatta bazı kesimin tepkisini çekebilecek bir belgeselden bahsediyorum.

Haberin Devamı

The Social Dilemma, birçoğumuzun aklındaki alternatif özgür medya fikrinin geldiği noktaya parmak basıyor ve bu yapıya ağır suçlamalar yapmaktan asla kaçınmıyor. Filmde, ekran bağımlılığı ve asosyalleşmenin yanı sıra insanın sosyal medyanın acımasız yönüyle yaşamaya hazır olmayan bir canlı olduğuna değiniliyor. Sosyal medya hesapları üzerinden düşük ‘like’ ve kötü yorumlara maruz kalan özellikle ergenlik çağındaki gençlerin psikolojilerine ve genç kız intiharlarının artmasına da değiniliyor.

Film boyunca birçok kişinin kameralar karşısına geçip sosyal medyanın tehlikelerini anlattığı filmde, sosyal ağların siyasi kutuplaşmalar üstündeki gücüne, pandeminin uydurma olduğu ve hatta maskelerin zararlı olduğuna inananların sayısının artmasında bile sosyal medyanın etkili olduğuna değiniliyor. Doğru mu? Tabii ki evet!

Haberin Devamı

Peki, kim bu anlatan kişiler? İşte dikkat çekici detay burada karşımıza çıkıyor. Akademisyenler mi, ebeveynler mi, her şeye muhalif olan kesim mi? Tabii ki hayır, biz bu anlatılanların hepsini sosyal medyayı kurup yöneten, işin içinde olan insanlardan dinliyoruz. Dinlediğimiz kişilerin amacı, bu belgesel aracılığıyla farkında olmadan ortaya çıkardıkları canavarın kontrol altına alınması gerektiğini, durumun her geçen gün daha kötüye gittiğini ve mutlaka yeni düzenlemeler yapılması gerektiğini aktarmak. Böyle bir durumda da onlara kulak vermemek çok da mantıklı değil.

Yönetmenliğini Jeff Orlowski’nin yaptığı, dünya prömiyerini 2020 Sundance Film Festivali’nde yapan The Social Dilemma, canlandırmaların yapıldığı, animasyon ve özel efektlerin sıklıkla kullanıldığı öfkeli bir belgesel. Günümüz sorunsalına tüm hatlarıyla parmak basan bir role sahip ve bu yönüyle de adeta soluksuz izleyeceğinizi düşünüyorum.

Sağlıkla kalın…